Şu An Okunan
Bir An: Siyah Kuğu

Bir An: Siyah Kuğu

Kolay mı büyümek? Bembeyaz bir prensesin hayalini kapkaranlık bir kraliçenin pençeleriyle yararak, kendini etinin, kanının içinden doğurmak. Kolay mı dünyanın tüm erkek kavimlerinin zorla geçirdiği “siyah mı beyaz mı” plasentasının içinden çıkmak? İşte çıktım diyor o an Nina. Öyle bir yerde durdum ki, bir anlığına da olsa… “Hissettim, mükemmeldim” diyor Nina. Mükemmeldin. O ânın içinde kısacık; annenin, adamların, kadınların, erginlerin, erişkinlerin sana tayin ettiği o kısacık anda. On yıllar alacak bir büyümeyi beş sinematik dakikaya sığdırdıktan sonra bir kuğuya dönüşüp ölmeden önce o son saniyede mükemmeldin.

Siegfried’in sevgilisi Odette’tir Kuğu Gölü’nün kahramanı. Bu filmin odak ânında benim aklıma kadim bir metin daha gelir hep. Gılgamış’ın Enkidu’yla karşılaştığı an. Gılgamış kendisini dünyanın kralı sanır, ta ki o vahşi, karanlık ikiziyle tanışana kadar. Ölümü de ondan öğrenir, doğurganlığı da, onun sayesinde ve onun yüzünden, kendi sayesinde ve kendi yüzünden; yalan bir sonsuzluktan kaskatı gerçek bir sona koşar ya hani. Büyümek öldürücüdür, onu öğrenir. 2010 yılında Natalie Portman’ın unutulmaz performansında kadim bir çekişmenin rafine bir sinematik resmini gördük. Bu an bana insan olmakla ilgili bir şeyler anlatıyor: Büyümeyi, iki dünya arasında kalmayı ve kaçınılmazca yok oluşu anlatıyor.

Biz sinema izleyicileri Yusuf Atılgan’ın delirtici derecede sık tekrar edilen metaforunda yaşayan o kısa ömürlü yaratıklarızdır. O yüzden de o büyük kısacık anların peşindeyizdir. O kısa anlar bazen o kadar rafinedir ki, her izleyişte zamanın ruhuna göre başka anlamlara gebedir. İşte bugün de o an bana iki dünyanın arasında sıkışıp kalmış, henüz büyümeden büyümek zorunda bırakılmış genç kızları anımsatıyor, kendini boşluğa bırakmadan hemen önce Nina’nın yüzünde. Yiğit Değer Bengi

(Black Swan)

Yön: Darren Aronofsky

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.