Şu An Okunan
Ajyal: Gençlik Odaklı Festival

Ajyal: Gençlik Odaklı Festival

6. Ajyal Film Festivali 28 Kasım-3 Aralık tarihleri arasında gerçekleşti. Dünyanın dört bir yanından Doha’ya gelen, üç farklı yaş grubundan 550 çocuk ve gencin jüri üyesi olduğu festivalin mottosu “yeni kuşak için bir ses” olmak.

Müge Turan

Doha Film Enstitüsü’nün bu yıl altıncısını düzenlediği Ajyal Film Festivali’nin açılışını Freedom Fields belgeseli yaptı. Naziha Arebi’nin filmi, Libya’da Arap Baharı’ndan sonra geçen dört yılda ülkenin ilk kadın futbol takımını kurmak isteyen bir grup kadını takip ediyor. Ailelerinden bir şekilde onay alsalar da toplumun daha tutucu kesiminin engel olmaya çalıştığı bu kadınlar, hapsoldukları ataerkil düzen içinde kendilerine futbol sahası üzerinden bir özgürlük alanı açmaya çalışıyorlar. Araba farlarını kullanarak karanlık sahada futbol oynayan bu kadınların dayanma ve dayanışma gücü, sosyal dinamikleri değişen Libya’da ulusal kimliği, kadının rolünü yeniden sorgulatıyor.

Ajyal Film Festivali’nin yarışması sinemanın sosyal değişim ve dönüşüm aracı olmasının altını çizer nitelikte. Marco Proserpio’nun The Man Who Stole Banksy belgeseli, sokak sanatı Ortadoğu’ya sıçrayınca olabileceklere dair keyifli bir yolculuk filmi. Savaş karşıtlığı ve kapitalizm eleştirisiyle şöhret kazanan sokak sanatçısı Banksy’nin Bethlehem’de çizdiği duvar resminin betonuyla birlikte “çalınıp” Avrupa’ya satılmasının hikâyesini Iggy Pop’un sesinden dinliyoruz. Belgesel sokak sanatının politik, tarihsel ve ticari boyutlarını tartışırken Banksy’nin savaştan harap olmuş Filistin’de açtığı “dünyanın en kötü manzaralı oteli”ne de yer veriyor. Ajyal’in menüsünde dünya sinemasının önemli isimlerinden Cafer Panahi’nin 3 Hayat’ı (Se Rokh), Tunuslu yönetmen Mohamed Ben Attia’nın prömiyerini Cannes’da yapan, oğlu IŞİD’e katılan bir babaya odaklanan filmi Weldi, Karim Aïnouz’un Almanya’daki en büyük mülteci kampına ev sahipliği yapan Tempelhof Havaalanı üzerine yaptığı Tempelhof Havaalanı (Central Airport THF) belgeseli vardı. Festivalin İzleyici Ödülünün yanı sıra, adı Arapça ‘dolunay’ demek olan ‘Bader’ grubunun (18-21 yaş) En İyi Film ödülünü de Kefernahum (Capharnaüm) aldı. Cannes Film Festivali’nde kazandığı Jüri Özel Ödülüyle oyunculuk dışında büyük ödül almış ilk Arap kadın olan Nadine Labaki’nin filmi, Doha Film Enstitüsü’nün yapımcı olarak da desteklediği filmlerden (Daha önce Ahlat Ağacı ve Mustang gibi filmleri de desteklemişti Doha Film Enstitüsü).

Film gösterimleri haricinde, Ajyal’in konukları gençlerle de buluştu: Ant-Man ve Wasp (Ant-Man and the Wasp) vesilesiyle davet edilen oyuncu Evangeline Lilly’nin yanı sıra Nadine Labaki de bir söyleşiye katıldı. Çocuk hakları savunucusu Nobel ödüllü Kailash Satyarthi sahnede ödüllendirildi ve Ürdünlü yönetmen Naji Abu Nowar’ın Theeb filmi görme engellilere özel bir gösterimle sunuldu.

Festival esnasında Katar’ın bir buçuk yıldır süren Körfez krizinde önemli bir gelişme oldu ve Doha yönetimi elli yedi yıldır üyesi olduğu Petrol İhraç Eden Ülkeler örgütünden ayrılma kararı aldı. Ülkenin bir süredir en büyük gündemi ise 2022’de ev sahipliği yapacağı Dünya Kupası. Peki tüm bu siyasi rüzgâr, festivalin ‘Made in Qatar’ başlıklı kısa film programına ne kadar yansıyordu? Kısa film seçkisindeki filmlerin ortak teması kuşaklararası çatışma ve/veya uzlaşma noktaları. Babasının gözüne girmeye çalışan bir kız (Gubgub), babası gibi olmak istemeyen bir baba (I Am Not My Father)… Katar programının bence en iyi filmi, Mahdi Ali Ali’nin bakmak, bakılmak üzerine yazılmış, kendi üzerine düşünen yapısı ve görsel diliyle kuvvetli filmi, Amphitheater’dı. Jürinin favorisi ise Amal Al-Muftah’ın sekiz yaşındaki bir kız çocuğunun merak ve hayal gücü üzerine yaptığı Sh’hab oldu. Bu filmler köklensin, yeşersin diye maddi manevi yatırım yapılan geleceğin Katar sineması için ilk adımlar olarak görülebilir.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.