The Smiling Madame Beudet
The Smiling Madame Beudet (La Souriante Madame Beudet, 1922) erken dönem Fransız avangard sinemasının en önemli, feminist sinemanın ise ilk örneklerinden sayılır. Fransız empresyonizminin ve sonrasında sürrealist sinemanın öncülerinden Germaine Dulac ise, Alice Guy Blaché’nin ardından, bilinen ikinci Fransız kadın yönetmendir. The Smiling Madame Beudet, evlendiği kaba adamdan tiksinen ve mahkûm olduğu ev hayatına dayanamayan, hayatta kalabilmek için zengin hayal gücüne sığınan Madam Beudet’nin hikâyesini anlatır. Dulac’ın kullandığı hızlı ve yavaş çekimler, üst üste bindirmeler, görüntüye yaptığı manipülasyonlar filmin dokusunu Madam Beudet’nin ruh haline büründürmeyi mükemmelen başarır. Madam Beudet’nin gündüz düşleriyle mecbur bırakıldığı hayatın üst üste bindirilmiş görüntüleri empresyonist sinemanın en rafine örneklerinden birini çıkarır karşımıza. Dulac’ın Antonin Artaud’nun metninden yola çıkarak çektiği The Seashell and the Clergyman (La Coquille et le Clergyman, 1927) ise sürrealist sinemanın ilk örneği sayılır. Fransız avangardının en önemli figürlerinden olan Dulac’ın deneysel sinema yolculuğu diğer birçokları gibi, sesin gelişiyle sona erecektir.
ODTÜ Psikoloji Bölümü’nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema-TV Bölümü’nde yüksek lisans eğitimi gördü. 2004’ten itibaren yazılarıyla katkıda bulunduğu ve 2006-2017 arasında editör olarak çalıştığı Altyazı Aylık Sinema Dergisi’ndeki yayın kurulu üyeliğini sürdürmekte. Altyazı Sinema Derneği’nin kurucu üyelerinden olan Aytaç, İstanbul ve Berlin'de sinema yazarlığı, küratörlük ve editörlük yapmaya devam ediyor.