Yönetmen Portreleri
Nuri Bilge Ceylan sinemasının zamana direnen şiiri, çocuk bakışının acımasızlığında, bazen haklı bir öfkeyle, bazense tatmini zor bir arzuyla kıvranan karakterlerin karanlığında gizlidir.
Belmin Söylemez’in 2000’li yılların başından bugüne uzanan sanatsal yolculuğu devinerek ilerlemeye, farklı ifade ve biçim alanlarına yer açmaya, şehre bakmaya devam ediyor.
Deneysel sinemanın usta isimlerinden Stan Brakhage, kariyerine kimi birkaç saniye uzunluğunda kimi birkaç saati bulan yüzlerce film sığdırdı.
Yeni Hollywood yıllarının ustalarından Bob Rafelson, 89. yaşında hayatını kaybetti. Bu vesileyle usta yönetmenin filmografisine yeniden bakıyoruz.
Krisha’yla son on yılın en etkileyici ilk filmlerinden birine imza atan Trey Edward Shults yine kişisel anılarından yola çıkan iki uzun metraj daha çekti.
yküleri ve karakterleri mezarlarından çıkarıp günümüz Almanya’sının sosyoekonomik ortamına yerleştirir.
Eliane Raheb Lübnan’ın iç savaşın yaralarını hâlâ saramamış toplumsal yapısını tabu deviren sarsıcı bir sinemayla mercek altına alan bir belgeselci.
Dardenne Kardeşler, 1990’lı yıllardan bu yana Avrupa’nın kalbinde sefalet, yıkım ve yoksullukla yüzleşen karakterlerin hikâyelerini anlatmayı sürdürüyorlar.
Kantemir Balagov boğucu gerçekleri tavizsizce ele alan, beklenmedik anlardan şiirsellik çıkaran ve her kareye ayırt edici bir doku kazandıran bir yönetmen.
Gerçeklik ve düşler arasında gezinen Bi Gan’ın iki uzun metrajı da doğup büyüdüğü kentin kültüründen yoğun biçimde besleniyor.
Afrika sinemasının yakın dönemdeki en güçlü seslerinden Abderrahmane Sissako dingin ve şiirsel kamerasındaki ısrarını usulca sürdürüyor.
Üçüncü Sinema’nın ve politik belgeselciliğin efsanevi isimlerinden Fernando E. Solanas 6 Kasım’da hayatını kaybetti. Solanas’ın ilk filminden sonuncusuna en büyük takıntısı ise Arjantin’di.
Ataerkil bir toplumda kendisi olmaya uğraşan erkek karakterleri anlatan Chloé Zhao, incelikli bir psikolojik kavrayışla basit ikilemlere odaklanıyor.
Eric Rohmer, Fransız Yeni Dalgacıların belki de en ‘Fransız’ıydı. Ahlakçı olmadan ‘ahlak’ üzerine filmler yapan Rohmer’in sineması, iddiasızlığıyla, olaylardan çok kahramanlarının nasıl insanlar olduğuyla ilgilenmesiyle, sürekli tekrar eden tema ve sorularıyla, bütünlüklü bir ‘döngü’nün parçalarından oluşuyor.
Sinemada X kuşağının en önemli temsilcilerinden biri sayabileceğimiz Kevim Smith’in sinemasını Altyazı arşivinden bir yönetmen portresiyle hatırlayalım.
Cafer Panahi’nin sinema yapmama cezasına çarptırıldığı 2010’dan bu yana çektiği filmler, bizi bir yönetmenin yasakları hiçe sayarak aşma sürecine tanık ediyor.
Claude Chabrol, tüm sinema serüvenini burjuva ahlakının foyasını açığa çıkarmaya adamıştı.