Türkiye’de her tür destekten yoksun belgeselcilerin kendi sınırlı imkânlarıyla yaptığı pek çok filmin çıktığı 2024’ü yerli belgeseller üzerinden hatırlıyor, yıl içinde seyirciyle buluşan belgesellerden öne çıkanları yakın plana alıyoruz.
2023, Türkiye belgeselleri için karanlık bir yıldı. Öte yandan belgeselciler bu şartlara direnerek film üretmeye devam ediyor, seyircinin ilgisi ve merakı da giderek artıyor. 2023’ü yerli belgeseller üzerinden hatırlıyoruz.
Türkiye’de belgesellerin çoğu salonlarda gösterim şansı bulamıyor. Belli başlı festivalleri tarayarak 2022 yılı içinde seyirciyle buluşan belgesellerden öne çıkanları yakın plana alıyoruz.
Bay Bachmann ve Sınıfı, sıradışı bir öğretmen ile öğrencileri arasındaki güçlü ilişkiyi bir öğrenim dönemi boyunca kayda alan bir belgesel.
Geçen yılın en iyi belgesellerinden biri olan ve yurt dışındaki başarısını geçtiğimiz haftalarda Adana’da aldığı En İyi Film ödülüyle taçlandıran Yaramaz Çocuklar üzerine çeşitli sinema kanallarından sosyal medyada yapılan paylaşımlar, zamane eleştirmenlerinin birçoğunun belgesel dili ve estetiğinden bihaber olduklarını gösteriyor.
Siyasi iktidarlar İklim Krizi’ni görmezden gelmeye, bu konuda sorumluluk almaktan kaçınmaya devam ediyor. Peki İklim Krizi belgeselleri bize gezegenin bugününe ve yarınına dair neler söylüyor?
Eliane Raheb Lübnan’ın iç savaşın yaralarını hâlâ saramamış toplumsal yapısını tabu deviren sarsıcı bir sinemayla mercek altına alan bir belgeselci.
Mohammad Rasoulof’un geçtiğimiz yıl Altın Ayı kazanan Şeytan Yoktur’u, ölüm cezasına dair dört kısa hikâyeden oluşuyor.
Üçüncü Sinema’nın ve politik belgeselciliğin efsanevi isimlerinden Fernando E. Solanas 6 Kasım’da hayatını kaybetti. Solanas’ın ilk filminden sonuncusuna en büyük takıntısı ise Arjantin’di.
Genç sinemacı Cat de Almeida’nın bundan birkaç ay önce ifşa ettiği festival programcısı ve yapımcı Gustavo Beck’e yönelik cinsel saldırı suçlamaları, #MeToo hareketinin film festivallerine de yayılmasının miladı olabilir.
Ghost Hunting, Fix ME ve Cameraperson gibi kamerayı ötekine değil kendine çeviren belgeseller, son dönemde giderek daha çok örneğini izlediğimiz ‘birinci şahıs belgelleri’ üzerine etraflıca düşünme olanağı sunuyor.
1966 tarihli Cezayir Savaşından bugüne geliyoruz: Karim Aïnouz’un ilk kez 70. Berlinale’de gösterilen Nardjes A. 2019 adlı belgeseli farkında olmadan elli küsur yıl öncesine, bu sahnedeki kadınlara göz kırpıyor.
Polonya Film Okulu’nun ilk temsilcilerinden Andrzej Wajda aynı zamanda Avrupalı bir sinemacı kuşağının da son ustalarındandı.
Agnès Varda, genç sı̇nemacılar ı̇çı̇n her daı̇m ı̇lham kaynağı olan hep genç bı̇r yönetmen.
İstanbul ziyaretinde bir araya geldiğimiz Lübnanlı yönetmenle gerçekliğe tanıklık eden filmleri üzerine.
‘Burada ve Başka Yerde’, Fransa ile Filistin’i, farklı zamanlarda farklı coğrafyalarda yenilgiye uğramış devrimleri, bir “ve” bağlacı ile bir araya getiriyor.