Vicdan ve Ölüm Üçlemesi’ni sonlandıran Saç’ta Tayfun Pirselimoğlu, kentsoyluların öykülerinde karşımıza çıkan bir estetiği, bambaşka bir evrene taşıyor.
Ermeni ozan Artin Sayadyan’ın hayat hikâyesinden yola çıkan Narın Rengi, nesnelerin dile geldiği canlı bir tabloyu andırıyor.
Apichatpong Weerasethakul’un Memoria’sı, sesleri ve seslerin hafızamızda tetiklediklerini sinemasal zamanmekân içerisinde kristalize etmeye çalışan hipnotik bir arayış öyküsü.
Tayvanlı usta Hou Hsiao-hsien, 1956 tarihli bir kısa filmden esinlenerek çektiği Kırmızı Balon’un Yolculuğu’nda Paris’i mesken tutarken gösterişsiz ama incelikli tarzının da doruğuna çıkıyor.
Luca Guadagnino dört karakter arasında geçen bir cinsel gerilim öyküsü olan Sen Benimsin’de, aşırılıktan korkmayan kamera hareketleri ve capcanlı renk paletiyle imzasını hemen hissettiriyor.
Bekleme Odası’nın bıraktığı yerden devam eden Bulantı’da Zeki Demirkubuz bir kez daha başrolü üstleniyor. Bulantı’yı, Yazgı, İtiraf ve Yeraltı’ndaki karakterlerin gölgelerini takip ederek incelemek mümkün.
Metin Erksan gerek Altın Ayı ödüllü Susuz Yaz’da, gerekse bir yıl sonra çektiği Yılanların Öcü’nde mülkiyet kavramına ve beraberinde getirdiği düşmanlık, kin ve şiddet sarmalına odaklanır.
Yeni Kız Arkadaşım, François Ozon’un karakterleriyle arasına mesafe koyduğu alaycı filmlerinden.
1987-1994 yılları arasında çektiği, Köker adlı bir köye odaklanan üç filmde kendi sinemasal çıkmazlarını sorgulayan Kiarostami, anlattığı insanlarla arasındaki mesafe üzerine de düşünür.
Sadri Alışık’ın hayat verdiği Turist Ömer kalender meşrebini avareliğinden, neşesinden, zengin gönlünden devşirir.
Afrika sinemasının yakın dönemdeki en güçlü seslerinden Abderrahmane Sissako dingin ve şiirsel kamerasındaki ısrarını usulca sürdürüyor.
Agnès Varda’nın fotoğrafçı ve sokak sanatçısı JR’la birlikte yönettiği Mekânlar ve Yüzler, rotası kati olmayan bir yolculuğun belgeseli.
Pazar: Bir Ticaret Masalı bir taşra kasabasında yaşayan, ‘yırtmak’ için elinden gelen her şeyi yapan sıradan bir karaborsacının öyküsünü anlatıyor.
Eleştirmen ve film programcısı Kent Jones’un filmi, Truffaut’nun tüm dünyaya adını yeni duyuran bir yönetmen olarak Hitchcock’la bir araya gelmesini, sinema tarihine geçen o meşhur söyleşinin öyküsünü anlatıyor.
Sinemada X kuşağının en önemli temsilcilerinden biri sayabileceğimiz Kevim Smith’in sinemasını Altyazı arşivinden bir yönetmen portresiyle hatırlayalım.
Geceyarısından Önce’den yola çıkarak, Richard Linklater, Ethan Hawke ve Julie Delpy işbirliğiyle yıllara yayılan bu üçlemenin içinde dolanalım…
Kaan Müjdeci’nin ilk uzun metrajı Sivas Yozgat’ın ücra bir köyünde yaşayan Aslan’la köpeğinin ilişkisini odağına alıyor.
Paul Schrader’ın yeni filmi The Card Counter içindeki yaşam alevi sönmüş bir kumarbazın iç dünyasına dalıyor. Oscar Isaac’ın başrolde olduğu filmden ilk görüntüler paylaşıldı.