Şu An Okunan
GO ONs x MUBI Sunar: Anda Kalmanızı Sağlayacak Altı Film

GO ONs x MUBI Sunar: Anda Kalmanızı Sağlayacak Altı Film

GO ONs ve MUBI işbirliğiyle hazırlanan GO ONs x MUBI seçkisi, MUBI kataloğundan özenle seçilmiş altı filme yer veriyor. Anda kalmanın özünü yansıtan altı filmi izleyiciyle buluşturan seçki üç ay boyunca yayında kalacak. 

GO ONs, MUBI küratörlerinin geçtiğimiz yılın öne çıkan filmlerinden hazırladığı önemli bir seçkiyi izleyicilere sunuyor. MUBI’nin GO ONs’a özel sayfasında yer bulan 6 film, farklı coğrafyalardan, türlerden ve yönetmenlerden etkileyici yapımı bir araya getiriyor. GO ONs ve MUBI birlikteliğiyle hazırlanan seçki, seyircileri anda kalmanın özünü yansıtan filmlerle dolu bir yolculuğa davet ediyor. Seçkiyi ücretsiz olarak izlemek isteyen okurlarımız, GO ONs’un Instagram sayfasını ziyaret ederek bio’daki linke tıklayabilir, 3 ay boyunca devam edecek olan bu işbirliği sayesinde 1 aylık ücretsiz MUBI üyeliği de kazanabilirler. Altyazı okurları için listedeki filmleri kısaca inceledik.

Bergman Adası (Bergman Island, 2021)

Bergman Adası

Fransız yönetmen Mia Hansen-Løve imzalı Bergman Adası, sinemanın usta yönetmenlerinden Ingmar Bergman’ın uzun yıllar boyunca yaşadığı Fårö Adası’nı ziyaret eden sinemacı bir çifte odaklanıyor. Başrollerinde Vicky Krieps ve Tim Roth’un yer aldığı Bergman Adası, film içinde film yapısını benimsiyor ve kurmaca-gerçeklik arasındaki belirsiz sınır üzerinde bir oyun alanı kuruyor. Hansen-Løve, biri yazar diğeri de yönetmen olan iki karakterin ilişkisi üzerinden sanatçının yaratıcı üretim sürecini irdeliyor. Adanın her yerine sinmiş olan “Bergman ruhu” eşliğinde takip ettiğimiz hikâye, gitgide seyirciyi de kurduğu oyun alanına dahil ediyor ve bir rüyayı andıran, incelikli bir anlatı kuruyor. 

Güneş Sonrası (Aftersun, 2022)

Aftersun, Güneş Sonrası

Son yılların en çok ses getiren bağımsız yapımlarından Güneş Sonrası, İskoç yönetmen Charlotte Wells’in ilk uzun metrajı. Yarı otobiyografik unsurlara sahip olan film, babasıyla geçirdiği bir yaz tatilini hatırlayan Sophie’nin anılarına odaklanıyor. 2000’lerin başında geçen hikâye Türkiye’nin güneyindeki bir tatil beldesini mekân belliyor. Geçmişi hatırlama biçimlerimiz üzerine biçimsel olarak düşünen film, yas ve kayıp sürecini resmederken parçalı, boşluklarla dolu ve yer yer çağrışımların izinden giden bir anlatım dili benimsiyor. Sophie’nin zihninde kişisel ve dağınık bir yolculuğa çıktığımız Güneş Sonrası, nostaljik fakat bir o kadar kaybın anısıyla ağırlaşmış bir geçmişin izini sürüyor.

Kabahatliler (Los Delincuentes, 2023)

Yeni Arjantin Sineması’nın önde gelen yönetmenlerinden Rodrigo Moreno imzalı Kabahatliler, çalıştıkları bankayı soyarak monoton hayatlarından kurtulma planı yapan iki memura odaklanıyor. Bir tür soygun filmi gibi başlayan film, gitgide anti-kapitalist bir hicve dönüşüyor. Román ile Morán isimli karakterleri önce monoton şehir ve iş hayatı içerisinde iki sıradan memur, sonra ise “vahşi doğayı” keşfe çıkan iki kovboy ya da kaşif olarak izliyoruz. Prömiyerini Cannes’ın Belirli Bir Bakış bölümünde yapan film, ayrıca Arjantin’in Oscar adayı olarak da seçilmişti.

Mükemmel Günler (Perfect Days, 2023)

Geçtiğimiz senenin en sevilen filmlerinden, usta yönetmen Wim Wenders imzalı Mükemmel Günler, hayatını umumi tuvaletleri temizleyerek kazanan Hirayama’ya odaklanıyor. Tokyo’da geçen film, Japon sinemasının usta oyuncularından Kôji Yakusho’ya Hirayama rolünde Cannes’da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü getirmişti. Eski hayatını geride bırakarak minimal bir hayat yaşamayı tercih eden Hirayama, işten kalan zamanları kitap okuyarak, fotoğraf çekerek ve 1960’lı ve 70’li yılların rock klasiklerini dinleyerek geçiriyor. Karakterin izinden Tokyo’yu gezdiğimiz film, Japon sinemasının usta yönetmeni Yasujirō Ozu’nun şiirsel sinemasından izler taşıyor. Wenders’in “Nasıl yaşamalıyız?” sorusunun peşinden gittiğini söylediği Mükemmel Günler, günümüz medya ve görsel dünyasının hızından uzakta, “gündelik yaşamın” döngüsel ritmine adanmış bir şiir niteliğinde. 

Serseri Mayınlar (Mine Vaganti, 2010)

Usta yönetmen Ferzan Özpetek’in en sevilen filmlerinden Serseri Mayınlar, muhafazakâr görüşlere sahip zengin bir aileden iki çocuğunun ebeveynleriyle yüzleşmesine odaklanıyor. Prömiyerini 60. Berlin Film Festivali’nde yapan film, ardından dünya festivallerini dolaşmış ve büyük bir hayran kitlesi edinmişti. İtalya’nın Lecce şehrinde geçen film, karakterlerinin cinsel yönelimleri üzerinden pek çok toplumsal tabuyu tartışmaya açıyor. Konuya dair mizahi yaklaşımıyla öne çıkan film, aile içi karşılaşmaların yaşandığı sahnelerde ise daha melodramatik ve dokunaklı bir anlatım tercih ediyor.

Şeflerin Aşkı (La Passion de Dodin Bouffant, 2023)  

Dünya prömiyerini 76. Cannes Film Festivali’nin ana yarışmasında yapan Şeflerin Aşkı, festivalde Tràn Anh Hùng’a En İyi Yönetmen Ödülü’nü kazandırmıştı. Başrollerini Juliette Binoche ve Benoît Magimel’in paylaştığı film, üst sınıftan bir gurme olan Dodin ve sevgilisi ve aşçısı Eugénie arasındaki romantik ve mesleki ilişkiye odaklanıyor. Yemekleri, tatları, dokuları ve kokuları odağına alan ve etkileyici bir duyusal anlatım dili tercih eden film, ayrıca Fransa’nın Oscar adayı olarak seçilmişti. Yönetmenin yedi yıl aradan sonra çektiği Şeflerin Aşkı, tarihsel ve romantik bir drama olarak gözükse de, gitgide sinemanın görsel ve işitsel meziyetlerine dair bir methiyeye dönüşen, etkileyici ve şiirsel bir “dönem filmi.”  


MUBI küratörleri tarafından hazırlanan MUBI x GO ONs Seçkide yer alan filmleri keşfetmek ve seçkiyle ilgili detaylı bilgi edinmek için tıklayın.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.