Şu An Okunan
Filmekimi’nde Heyecanla Beklediğimiz 10 Film

Filmekimi’nde Heyecanla Beklediğimiz 10 Film

Bu yıl Ankara, İzmir, Trabzon, Bursa  ve Edirne’ye de uğrayacak olan Filmekimi 48 filmlik geniş seçkisiyle 3-11 Ekim tarihlerinde İstanbul’da. Sene boyunca sinema gündemini meşgul edecek filmlerle dolu olan programdan bize göre öne çıkanları derledik.

Saul’un Oğlu / Saul Fia (Yön. László Nemes)
Macar yönetmen László Nemes’in yönettiği bu sınırları zorlayıcı Holokost filmi Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazandı. Gösterildiği her festivalde ses getiren Saul’un Oğlu ileride ‘en iyi ilk filmler’ listelerinde kendine yer bulacak gibi gözüküyor.

Carol (Yön. Todd Haynes)
Todd Haynes’in Patricia Highsmith’in romanından uyarladığı Carol Cannes’da yalnızca En İyi Kadın Oyuncu ödülüyle yetinse de yarışamın en iddialı filmlerinden biri olmuştu. Melodramatik dönem filmlerine kuir dokunuşlar yapmayı seven Haynes ile Cate Blanchett’ın buluşması heyecan verici.

Annem / Mia Madre (Yön. Nanni Moretti)
İtalyan sinemasının melodramı mizahın içinde eritmesini seven nevi şahsına münhasır isimlerinden Nanni Moretti, yeni filmini bitirmeye çalışırken bir yandan ergen kızı bir yandan da ölüm döşeğindeki annesiyle baş etmek zorunda kalan bir kadın yönetmenin öyküsünü özgün üslubuyla anlatıyor.

Bayan Amerika / Mistress America (Yön. Noah Baumbach)
Noah Baumbach ve Greta Gervig ikilisi, Frances Ha’nın (2012) uçarı ruhunu taşıyan yeni bir New York filmiyle karşımızda. New York’ta bir üniversitede okumaya başlayan Tracy ile ona yaşama zevki aşılayan Brooke’un dostluğu Baumbach’a yakışır ince bir mizah ve ‘zamanın ruhu’ analizi vaat ediyor.

Hazine / Comoara (Yön. Corneliu Porumboiu)
Bükreş’in Doğusu (A fost sau n-a fost?, 2006) ve Polis, (s.) (Politist, adjectiv, 2009) ile sinefillerin görüş alanına giren Corneliu Porumboiu, Cannes’da Belirli Bir Bakış bölümünde ödül kazanan filmi Hazine’de yine minimalist bir ton tutturuyor ve kendine has sinema dilini konuşturuyor.

Saltanatın Mezarlığı / Rhak ti Khon Kaen (Yön. Apichatpong Weerasethakul)
Ormanları, hayaletleri, ruhani öyküleri kullanarak uyku halini andıran ve izleyiciyi oldukça zorlayan filmlere imza atan Taylandlı Apichatpong Weerasethakul, uyku hastalığına yakalanan bir asker ve halüsinasyonlar gören bir ev kadının öyküsüyle karşımızda.

El Club (Yön. Pablo Larraín)
Tony Manero (2008), Post Mortem (2010) ve No (2012) gibi filmleriyle tanıdığımız Pablo Larraín Şili’nin yakın dönem politik travmalarıyla dolaylı yollardan yüzleşmesini bilen bir isim. Berlin’de Jüri Büyük Ödülü alan El Club, Katolik Kilisesi’ne yönelik ince bir taşlama.

Uzaktan / Desde allá (Yön. Lorenzo Vigas)
Venedik’te Altın Aslan’ı alarak dikkatleri üzerine çeken Uzaktan, Venezuelalı yönetmen Lorenzo Vigas’ın ik uzun metrajı. Bir jigolo ile yaşı geçkince varlıklı bir adamın ilişkisini anlatan film Venedik’te hayli olumlu eleştirilerle karşılandı.

Gençlik / Youth (Yön. Paolo Sorrentino)
Paolo Sorrentino, Yabancı Dilde En İyi Film Oscar’ı kazanan filmi Muhteşem Güzellik’te (La grande bellezza, 2013) etrafında dolandığı temalardan çok uzaklaşmıyor; ancak bu kez Roma’yı değil Alplerin eteklerini mesken tutuyor. Gösterişli sinematografisinden de vazgeçmiyor.

Hasret / Yearning (Yön. Ben Hopkins)
Pazar: Bir Ticaret Masalı (2008) ile tanıdığımız İngiliz yönetmen Ben Hopkins, şehre dair bir belgesel çekmek üzere İstanbul’a gelen ve ne çekeceğini bilemediği için oradan oraya sürüklenen bir film ekibinin öyküsünü anlatırken, sahte belgesel havasında tuhaf bir dramatik doku yakalıyor ve İstanbul’a dair farklı bir bakış geliştiriyor.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.