Filmekimi Yolculuğuna Devam Ediyor

İKSV tarafından bu yıl 13. kez düzenlenen Filmekimi’nin İstanbul ayağı sona erdi. Son yıllarda pek çok kente ulaşıp gezici bir hüviyet kazanan Filmekimi gösterimleri 24-26 Ekim’de Diyarbakır ve Urfa’da, 31 Ekim-2 Kasım tarihlerinde ise Trabzon’da devam edecek. Programda öne çıkan on filmi yazdık.

Bay Turner / Mr. Turner (Yön. Mike Leigh): Bu sene Cannes’da Altın Palmiye için yarışan ve başrol oyuncusu Timothy Spall’a En İyi Erkek Oyuncu ödülü kazandıran filmde, usta yönetmen Mike Leigh, ressam J. M. W. Turner’ın hayatının son yirmi beş yıllık dönemine odaklanıyor.

Çocukluk / Boyhood (Yön. Richard Linklater): Linklater’ın çekimleri 12 yıllık bir sürece yayılan ve oyuncularla birlikte “yaşlanan” filmi Çocukluk Berlin’de Altın Ayı’ı kazandıktan sonra ülkemizde vizyona girer diye ummuş ancak hayal kırıklığına uğramıştık. Bu heyecan verici projeyi büyük perdede yakalamak için iyi bir fırsat.

Dile Veda / Adieu au langage (Yön. Jean-Luc Godard): Üretmeye ve her filmiyle izleyicide yeni düşünce kanallarını ateşlemeye devam eden Godard’ın Cannes’da Jüri Ödülü kazanan bu son filmi, dilin yapısını, sınırlarını ve kişinin dünyasını şekillendirmedeki gücünü kurcalayan bir niteliğe sahip.

İki Gün, Bir Gece / Deux jours, une nuit (Yön. Jean-Pierre & Luc Dardenne): Marion Marion Cotillard’ın işinden edilen genç bir kadın rolünde muhteşem bir performans sergilediği İki Gün, Bir Gece, Dardenneler’in sinemasının gücünü yeniden hatırlatacak kadar sade ve etkileyici.

İnsanları Seyreden Güvercin / En duva satt på en gren och funderade på tillvaron (Yön. Roy Andersson): Yapaylığı özenle vurgulanmış sahne tasarımlarının içinde mizah ve melankoliyi benzersiz bir şekilde buluşturan Roy Andersson’un Siz, Yaşayanlar’dan (2007) sonra çektiği bu ilk filmi kaçırmak olmaz. Andersson’un, Brueghel’in bol katmanlı tablolarından esinlenerek çektiğini söylediği film Venedik’ten Altın Aslan’la döndü.

Leviathan (Yön. Andrey Zvyagintsev): Dönüş (2003), Sürgün (2007) ve Elena (2011) gibi filmleriyle Rusya sinemasından son yıllarda çıkan en heyecan verici yönetmen olduğunu ispatlayan Andrey Zvyagintsev, Cannes’da En İyi Senaryo ödülünü kazanan Leviathan’da, bir cinayet öyküsü etrafında toplumsal bir portre çıkarıyor.

Mommy (Yön. Xavier Dolan): Genç yaşı ve üretkenliğiyle son birkaç yıllık döneme damgasını vuran Xavier Dolan, Cannes’da Jüri Ödülü’nü Godard’ın Dile Veda’sıyla paylaşan Mommy’de, yine oldukça stilize, dramatik uçlardan kaçınmayan, müzik kullanımında ölçüsüz kendine has bir melodrama imza atıyor.

Mucizeler / Le Meraviglie (Yön. Alice Rohrwacher): Cannes’da Jüri Büyük Ödülü’nü kazanarak bir anda dikkatleri üzerine çeken genç yönetmen Alice Rohrwacher, İtalyan kırsalında doğayla iç içe bir öyküyü anlatan Mucizeler’de, bir doğa güzellemesinin ötesine geçerek güçlü bir toplumsal eleştiri damarı yakalıyor. Rohrwacher’in çocuk oyuncuların öfke, mutluluk ve heyecanlarını perdeye aktarma konusunda başarısı da özel bir yönetmenin gelişini müjdeliyor.

Turist / Force Majeure (Yön. Ruben Östlund): Cannes’da ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde Jüri Ödülü’nü kazanan Turist, Fransız Alpleri’ndeki kayak merkezine giden İsveçli bir ailenin çözülme hikâyesi üzerinden, Batılı “müreffeh” aile olgusuna mizahi bir bakış atıyor.

Beyaz Tanrı / Fehér Isten (Yön. Kornél Mundruczó): Cannes’ın en cüretkâr filmlerinin yer aldığı ‘Belirli Bir Bakış’ bölümünde En İyi Film ödülünü kazanan Beyaz Tanrı, izleyiciyi sokak köpeklerinin dünyasına ve her türlü canlıya musallat olan insan şiddetinin ortasına atarken, bir yandan da günümüz Avrupa’sında yükselen ayrımcılığa dair söz üretiyor.