Spike Lee “filmlerin insanların unuttukları şeylere yeniden bakmalarını sağlamasını çok önemsiyorum” diyor. Karanlıkla Karşı Karşıya’nın da bu motivasyonla çekilmiş bir film olduğu çok açık. Lee, geçtiğimiz yüzyıldan bugüne, linçler ve saldırılardan yurttaşlık hakları için verilen mücadeleye ve Charlottesville’e uzanan bir çizgide ırk meselesiyle ilgili yaşananları bize hatırlatıyor. Diğer yandan yine Lee’den bir alıntı yapacak olursak: “Filmlerimin ırkçılığı ve önyargıyı sonlandıracağını sanmıyorum. Yapabilecekleri en iyi şey bu konularda bir tartışmanın fitilini ateşlemek olabilir.” Karanlıkla Karşı Karşıya üzerine yazılan tüm yazılar kaçınılmaz şekilde günümüz Amerika’sındaki ırkçılığa değiniyor ama ortada bir tartışmadan çok, herkesin kolaylıkla fikir birliğine vardığı bir mesaj var. Açıkçası Lee gibi bir yönetmen, şu dönemde bu hikâyeyi daha riskli seçimlerle anlatabilir, haklı şekilde öfkeli bir filme imza atabilir ve daha zihin açıcı bir tartışmaya kaynaklık edebilirdi. Bu hâliyle Karanlıkla Karşı Karşıya’nın kalıcı bir film olması güç görünüyor. Engin Ertan

Altyazı 186, Eylül 2018

<<<                                                     >>>