Brat

Aleksey Balabanov’un 1997 yapımı filmi Brat, Post-Sovyet dönemin Rusya’sında büyük gişe başarısı yakalayan ilk filmlerden biri. Bir enkaz filmi. Görsel olarak da, tematik olarak da, duygusal olarak da. Sovyetler Birliği’nin çözülmesini takip eden dönemin St. Petersburg’u, harabe hâldeki binalarıyla, yoksullukla çürüyen işsiz insanlarıyla, kanunsuzluğun hüküm sürdüğü acımasız sokaklarıyla resmediliyor. Çamursu bir kahverengi tonu tüm filmi boyamış, bu enkaz portresini tuhaf bir şekilde güzel kılıyor. Cool bir gangster filmi bu bir yandan da. Mafyaya çalışan abisinin yanına St. Petersburg’a gelip suç dünyasına uyum sağlayan Danila karakteri tek başına filmi sürüklemek için yeter. Sert ama çocuksu, cool ama naif yüzüyle, hem kararlı hem kayıp bakışlarıyla, ahlaki duruşuna dair kafa karıştıran eylemleriyle sinema tarihinin unutulmazları arasına girmeyi hak eden bir karakter. Filmin ilk sahnesinde, yıkık bir binanın önünde Nautilus Pompilius grubunun Krilja (Kanatlar) şarkısının klibi çekilirken Danila gidip “Bu şarkı ne?” diye soruyor ve çekimi berbat ettiği için azarlanıyor, kavga edip dayak yiyor. St. Petersburg’a gittiğinde, takıntılı bir şekilde bu şarkının ve grubun peşine düşüyor. Bu hüzünlü şarkı o kadar kıymetli ne anlatıyor ki ona? Bilmiyoruz.

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünde lisansını, Kültürel İncelemeler bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Doktora çalışmasını Royal Holloway Londra Üniversitesi’nde Medya Sanatları bölümünde tamamladı. 2006`dan beri Altyazı Sinema Dergisi yazarı ve yayın kurulu üyesi. Çeşitli üniversitelerde ve kurumlarda sinema dersleri veriyor.