Şu An Okunan
Nino Kirtadze ile Gürcistan Hakkında Bir Şeyler Üzerine Söyleşi: ‘Birbirimize Bağlıyız’

Nino Kirtadze ile Gürcistan Hakkında Bir Şeyler Üzerine Söyleşi: ‘Birbirimize Bağlıyız’

Belgesel sinemanın usta isimlerinden Nino Kirtadze’nin Gürcistan Hakkında Bir Şeyler adlı filmi 26 Mayıs’ta Beykoz Kundura’da gösteriliyor. 2008 yılında Rusya’nın Gürcistan köylerine saldırıları esnasında çekilen belgesel, Ukrayna işgali sonrası belki daha bile güncel bir yere oturuyor, bugünün dünyası hakkında da çok şey söylüyor. Kirtadze ile yüksek üst düzey siyasetçiler ile sıradan insanların dünyasını bir araya getiren belgeseli üzerine konuştuk.

Söyleşi: Fırat Yücel

Gürcistan Hakkında Bir Şeyler (Something about Georgia, 2010) Gürcistan toplumunun Avrupa’nın bir parçası olma hayalini ve bu konuda yaşadığınız hayal kırıklığını paylaşarak, oldukça duygusal bir notla başlıyor. Film boyunca, daha gözlemci bir tavır takınsanız bile, bir şekilde bu psiko-politik ve duygusal ton her zaman mevcut. Gözlemci ve duygusal olan arasında ince bir denge kuran bu tonu nasıl yakaladınız?

Bunun oldukça zor bir iş olduğunu itiraf etmeliyim. Doğduğum Kafkasya’daki bu küçük ülke, yüzyıllar boyunca Avrupa rüyasının gerçekleşmesini özlemle bekledi. Bizim nesillerimiz, Sovyet işgali altında zorla elimizden alınan Avrupa’nın kayıp evimiz olduğuna inanarak büyüdü. İnatla bir gün bu evi yeniden bulacağımıza inandık. 2008 yılı bu rüyanın gerçekleşmesi için çok önemli bir yıl olacak gibi görünüyordu.

Ağustos 2008’de savaş patlak verip Gürcistan dünyanın gündemine oturduğunda, bir yönetmen ve bir Gürcü olarak uzak kalamazdım: Venedik Film Festivali’ndeki jüri üyeliğimi iptal ettiğimi ve çekimler için Tiflis’e koştuğumu hatırlıyorum. Elbette düzgün bir ekibim yoktu. Kısmen tek başıma çekim yapmak zorundaydım, duygusal yük çok yüksekti, dengeyi kaybetmekten korkuyordum… Savaş filme çekilmesi korkunç bir şey… Kameramla işgalin kaosuna dalmak, bu kaçınılmazlık ve güçsüzlük hissini aktarmak, duygular ve gerçekler karşısında samimiyetimi korumak istedim… Bu, çekim ve kurgu sürecine bana rehberlik etti.

Gürcistan Hakkında Bir Şeyler‘in en güçlü yanlarından biri, bir noktada zamanı geri sarması ve bizi Mikheil Saakashvili’nin 2008 seçim kampanyasına geri götürmesi. Filmi çekmeye nasıl bir yol haritasıyla başladınız ve proje daha sonra Rusya’nın saldırılarıyla nasıl yön değiştirdi?

Gariptir ki ilk çekim günüm 2008 yılbaşı gecesiydi. Erken cumhurbaşkanlığı seçimlerini takip eden halk ayaklanmalarından sonra olayları takip ediyordum, halkın ruh hâlini yakalamak için birleşik muhalefet karargâhında, cumhurbaşkanı Saakashvili’nin ofisinde ve ayrıca sokaklarda ve avlularda çekim yapıyordum. Başlangıçtaki fikir, post-Sovyet dünyada demokratikleşme sürecinin karmaşıklığını tasvir etmek, Sovyet geçmişinin ağırlığını sorgulamak ve sokak gerilimleri, kamusal ve özel tartışmalar, politikacılar ve sıradan insanlar arasında gidip gelirken geleceği öngörmeye çalışmaktı. Asıl fikir, ilerlemeye ve kendini reforme etmeye çalışan, Rus etkisinden kurtulmanın ve Avrupa’ya, güvenliğe, demokrasiye geri dönmenin yolunu bulmaya çalışan toplumun bir tür radyografisini çekmekti. Seçimlerden sonra çekimleri durdurmaya ve yeni bir şeylerin olmasını, filmin dramaturjisini ileriye taşıyacak başka bir olay düzeyini beklemeye karar verdim.  Ve sonra Ağustos ayında savaş patlak verdi. Elbette tüm filmi büyük ölçüde etkiledi bu durum. Her şey yapılanmadan yıkıma, umuttan umutsuzluğa dönüştü. Savaşın ardından, Rusya ile ilişkilerini yenilemek ve her zamanki işlerine geri dönmek için sabırsızlanan güçlü uluslararası ortakların belirsiz davranışlarını görmek oldukça iç karartıcıydı. Rusya’nın artık Gürcistan’a kendi kurallarını zorla dayatamayacağı yanılsaması ortadan kalktı. Soğuk Savaş sonrası Avrupa güvenliğinin temel kuralı olan Avrupa’da sınırların asla silah zoruyla değiştirilmemesi kuralı çiğnendi. Yine de uluslararası toplum gerçek anlamda tepki vermedi. Gürcistan’ın ardından Ukrayna’nın gelmesi şaşırtıcı mı?

‘Erişim sağlama’ pratiği ve etiği belgesellerinizde büyük bir rol oynuyor. Gürcistan Hakkında Bir Şeyler bu konuda bir zirve. Kamera, Saakashvili’nin makam aracına ya da üst düzey siyasetçilerin özel toplantılarına bile giriyor. Bu filmde erişim sağlamak için nasıl bir yol izlediniz?

Filmin başından beri kameranın pek hoş karşılanmadığı alanlara erişmek çok önemliydi. Özel toplantıları filme almak, gücün kırılganlığını, kamusal ve özel toplantılar arasındaki zıtlığı görmek ve hissetmek istedim. Elbette daha yukarılara çıktıkça bu daha da zorlaşıyor ama filmin var olabilmesi için tek yol orasıydı. Çekimler başlamadan önce aylarca farklı karakterlerle görüştüm, herkesle tanıştım, ihtiyaçlarımı anlattım, ikna etmeye çalıştım. Tabii ki ilk duyduğunuz şey “Hayır” oluyor ama pes etmeden denemeye devam ediyorsunuz. Sabırlı olmak zorundasınız. Kapıların birbiri ardına açılmaya başladığı an bir noktada geliyor.

Gürcistan Hakkında Bir Şeyler siyasetin mahrem alanlarına o kadar iyi nüfuz ediyor ki, Saakashvili’nin bir tür portresi olarak görülebilir, ama değil. Kurgu sürecinde bu konuda nasıl bir yol izlediniz?

En başından itibaren üç gruba odaklandım:

– İktidar temsilcileri (cumhurbaşkanı, üst düzey politikacılar, dünya liderleri).

– Olayları “haberleştiren” ve görüşlerini dile getiren uluslararası basın.

– Sıradan insanlar, iktidardakilerin (ister ulusal ister uluslararası olsun) kararlarının sonuçlarına katlananlar.

Elbette Saakashvili, Gürcistan cumhurbaşkanı olarak filmin kilit figürlerinden biriydi. Savaş sırasında ikametgâhı, dünya liderlerinin Rus saldırganlığını kınamak ve Rus birliklerinin geri çekilmesini talep etmek için geldiği bir sahne hâline geldi. Yine de sınır köylerinde zulüm devam ediyor, umutsuzluk duygusu artıyordu.

Kurgu, halıyı farklı renklerle sallamak, sonunda Gürcistan toplumunu görmemizi sağlayacak ve aynı zamanda uluslararası toplumun değerlerini, gücünü ve kırılganlığını yansıtacak farklı desenler yaratmak gibiydi. Benim için asıl zorluk buydu.

Filmde kamera, başlangıçta ifade edilen ulusu, yani o hayali cemaati ya da geniş aileyi temsil eder hâle geliyor. Birden fazla kameramanla çalışmanın (ve böylelikle köylerden yüksek siyasi makamlara, barlardan kafelere ve hatta bazen hane halkına kadar geniş bir yelpazede görüntüler yaratmanın) bu konuda oynadığı rolden bahsedebilir misiniz?

Ben her zaman tek kamera ile çalışırım. Ama bu filmin hikâyesi alışılmışın dışındaydı. Ocak 2008’de düzgün bir Avrupalı ekip ve tek bir kamerayla başladım. Savaş başladığındaysa filmi tek başıma çekmek zorundaydım, bunu yapmanın başka yolu yoktu. Ara sıra Gürcistan’da bulunan bir kameramanı kullanıyordum. Ekim 2008’de uluslararası gözlemciler geldi ve sözünü ettiğim uluslararası ekip ve kendi kameramla çekime devam ettim (Bu, iki kamera kullandığım tek zamandı.) İki kamerayla çekilen sekans, sonlara doğru, Rus tanklarının Gürcü köyüne girdiğini gördüğümüz sekanstır. Fransız kameramanım Gürcü tarafında kaldı ve ben de askeri yetkililerle birlikte arabaya atlayıp onların Rus ordusuyla buluşmasını çektim. Aynı olayı farklı perspektiflerden çektiğimiz için işe yaradı. Çekimler 2008 yılı boyunca devam etti; tarihler belirsizdi ama aynı ekibe sahip olabileceğim netti. Bu yüzden jenerikte bu kadar çok kişi var. Ama aslında her seferinde sadece bir kameraman ve ben vardık.

Un dragon dans les eaux pures du Caucase (2005), BTC boru hattına karşı kırsal kesimdeki protestoları anlatıyordunuz. Gürcistan, Rusya ve Avrupa arasındaki ilişkilerin merkezinde yer alan bir konu: Petrol ticareti. Öte yandan, For Faith, Tsar and Fatherland (2007), zulmün arkasındaki temel meselelerden biri olan yükselen Rus milliyetçiliği hakkında söz sarf ediyordu. Belgesellerinize bir bütün olarak bakmayı seviyor musunuz? Bu iki filmi Gürcistan Hakkında Bir Şeyler ile yan yana koyduğunuzda ne tür bir siyasi yörünge veya süreklilik görüyorsunuz?

Bu çok ilginç bir soru. Genellikle bir masalın yapısını ve bir karakterin (erkek, kadın veya topluluk) çözülmesi gereken bir sorunla karşı karşıya kaldığı bir durumu kullanıyorum. Kritik durum bir karakterin gerçek doğasını ortaya çıkarıyor, kendisinde bilmediği, daha önce öngörmesi imkânsız olan bir şeyi ortaya çıkarıyor. Bu yüzden kameram genellikle birçok çatışmanın çarpıştığı son derece gergin, kritik durumların merkezinde yer alır. Burası gerçeğin ortaya çıkabileceği bir yer. 

Köklerim Gürcistan’da, dallarım Fransa’da, Avrupa’da. İki dünya arasındaki ilişkileri, birbirlerini anlama olasılığını ya da imkânsızlığını keşfetmek elbette büyüleyici. Güç ve güçsüzlük, savaş ve barış, mücadele ve teslimiyet, yaşam ve ölüm, neredeyse tüm filmlerime ilham veren antinomilerdir.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra, 16 yıl önce çektiğiniz Gürcistan Hakkında Bir Şeyler daha da güncel geliyor, size nasıl hissettiriyor?

Bu bir bakıma beni üzüyor çünkü hikâye kendini tekrar etmeye devam ediyor ve şiddetin boyutu artıyor. Bence bu gezegende yaşayan bizler birbirimize görünmez bir bağla bağlıyız ve bir yerde korkunç bir şey olduğunda bu kaçınılmaz olarak er ya da geç hepimizi etkiliyor. Ve biz bunu göremiyoruz.

Nisan 2008’deki Bükreş zirvesini hatırlamadan edemiyorum; bu zirvede alınan karar daha sonraki olayların gidişatını önemli ölçüde etkilemişti: Gürcistan ve Ukrayna, uluslararası alanda tanınan sınırlarının güvenliğini garanti altına alacak NATO üyeliği eylem planının kendilerine verilmesini istiyorlardı, ancak Fransa ve Almanya, Rusya’yı kızdırmak istemiyorlardı ve Ukrayna ve Gürcistan’ın endişelerini dinlemeye hazır değillerdi. Bu çok vahim bir karardı; birkaç ay içinde savaş başladı ve bugün Avrupa’nın güvenliğini önemli ölçüde etkileyen olayların başlangıcı oldu. 

Bu dünyada hepimiz birbirimize bağlıyız ve aynı bedenin parçalarıyız. Ve eğer filmlerim insanları düşünmeye ve bir araya getirmeye yardımcı olabilirse bu beni çok mutlu eder.


Gürcistan Hakkında Bir Şeyler, Beykoz Kundura çatısı altında faaliyet gösteren Kundura Sinema’nın hazırladığı ‘Belgesel Film Kuşağı’ programının 2024 seçkisinde yer alıyor. Gösterimlerin devam ettiği programın detaylarına ulaşmak için tıklayınız.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.