Şu An Okunan
Bir An: Duvara Karşı

Bir An: Duvara Karşı

Bir kış sabahı. Sabahın erken saatleri. Soğuk Almanya’dayız. Çoğunlukla gri ve karanlık olan sabahlardan farklı bir sabah bu. Soluk da olsa güneş pırıl pırıl; grafitili bir duvarı aydınlatıyor ve ısıtıyor. Fonda Polvorosa’nın Not Here şarkısı çalıyor ve sanki müziğe uyarak, dans eder gibi bir hafiflikle Sibel köşeyi dönüp kadraja giriyor. Önceki gece düğünü vardı; ancak kokain çekerek tahammül edebildiği bir düğün. Ailesinin erkeklerinin baskısından ve şiddetinden kurtulabilmek için hastanede görüp gözüne kestirdiği Cahit’le evlendi. Bildiğimiz görücü usûlü gibi ama tamamen tepetaklak edilmiş olarak. Gelin gittiği ev tam bir mezbele. Damat ise, intihara kalkışmış, işsiz bir alkolik. Kadınların zihinlerine hayal etmeleri için, onları evlenmeye ikna etmek için kazınan imgelerle taban tabana zıt her şey. Ama Sibel’in hayalleri ona dayatılanlarla sınırlı değil. Sibel yaşamak istiyor. Hayatı tanımak ve tadını çıkarmak istiyor. Babasının ve abisinin boyunduruğundan bir kocanın boyunduruğuna geçmek onun için bir ideal olamaz. ‘Gerdek gecesi’nde Cahit onu sokağa attığında bile, bunu fazla umursamıyor. Çünkü Sibel zaten sokakta olmak istiyor. Özgür olmak istiyor. Bir bara gidiyor ve geceyi, belki adını bile öğrenmediği, uzun saçlı, yakışıklı barmenle geçiriyor. Sabah, o köşeyi döndüğünde, adımlarında, bedenindeki zincirlerden, bekaretinden kurtulmuş olmanın hafifliği, yüzünde kocaman bir gülümse var. Taptaze, ışıl ışıl, umut dolu bir sabah, bir gelin tek başına sokaklarda… Diğer herkes siyah giysileriyle işe giderken Sibel hayatının en önemli dönüm noktalarından birinde, beyaz gelinliğinin üzerindeki kısa beyaz spor ceketiyle, saçlarını rüzgâra bırakarak yol alıyor; erkeklerin kadınlara reva gördüğü kaderin tersi yönde ilerliyor: İnadına isyan, inadına özgürlük!

(Gegen Die Wand, 2004)

Yön: Fatih Akın

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.