Şu An Okunan
Ben Değilim: Her Şeyin Sonu mu?

Ben Değilim: Her Şeyin Sonu mu?

Geçtiğimiz yıl beklenmedik bir anda gelen, Leos Carax’ın orta metrajlı makale filmi Ben Değilim, yönetmenin şu ana kadarki kurmaca filmlerine oranla çok daha kişisel.

Leos Carax’ın yıllar önce Antalya Film Festivali’ne konuk geldiğini ve sineması üzerine bir sohbete katıldığını hatırlıyorum. Çok sevdiğim bir yönetmen olmasına rağmen, açıkçası pek Carax röportajı okumadım/izlemedim. Dolayısıyla genel huyu mu yoksa o güne özgü müydü, bilemiyorum ama kendisi ve filmleri hakkında konuşmaktan pek de keyif alıyor değil gibiydi. Cana yakın ama ketumdu. Geçen yıl beklenmedik bir anda gelen orta metraj makale filmi Ben Değilim (C’est pas moi, 2024) bu anı ışığında düşününce daha da ilginç, çünkü karşımızdaki Carax’ın şu ana kadar hiç yapmadığı kadar kişisel ve mahrem bir film.

Her ne kadar filmde müzenin ismi “bip”lense de Ben Değilim’in çıkış noktası Centre Pompidou’nun, daha sonra hayata geçirilmeyen bir sergi projesi için, Leos Carax’a şu soruyu sorması: “Neredesiniz Leos Carax?” Carax, görüntülerle cevap vermesi gereken bu soru vesilesiyle iç dünyasına, kafasını meşgul eden sorulara, kişisel tarihine, 20. yüzyıl tarihine dönüyor. Referans noktasıysa çoğunlukla sinema tarihinden imgeler. Aslında bu şaşırtıcı değil, çünkü Carax sinemanın henüz büyüsünü yitirmediği, pek çok şeyi filmlerden, imgelerden öğrenen bir kuşağın temsilcisi. Wim Wenders’in Paris, Texas’ında (1984) baba olmanın ne mene bir şey olduğunu unutan Travis’in hafızasını tazelemek için dergi sayfalarında baba fotoğrafları araması gibi…

Bildiğimiz ismi, yine sinema ile ilgili bir kelime oyunundan türetilmiş bir mahlas[1] olan Leos Carax, Ben Değilim’de gerek sinema tarihinden gerek kendi filmlerinden sahneler aracılığıyla bizlerle konuşuyor. Her ne kadar “Ey Tanrım, tüm ‘kolik’ler içinde beni melankoliklerden koru” gibi bir replik içerse de ziyadesiyle hüzünlü bir film Ben Değilim. Carax, konular arasında hızla geçiş yaparken, bir yandan da farklı bir zamanın insanı olduğunu ister istemez kabul ediyor. Yaşlanmayı, giderek yaklaşan ölümü, kaybedilen sevgilileri, dostları ve kahramanlarını anıyor. Eşi Katerina Golubeva, ilk dönem filmlerinin görüntü yönetmeni ve bu filmi de adadığı arkadaşı Jean-Yves Escoffier, idolleri David Bowie ve Jean-Luc Godard… Hepsi hayata veda etti.

Bir ara ekranda eski bir filmden alıntılanan bir ara yazı beliriyor: “Her şeyin sonu.” Gerçekten bu kadar karamsar mı Carax? 20. yüzyılın insanlık suçlarından bahsederken bugünün otokrat liderlerine de değiniyor. Yüksek sesle bağırmasa bile kesinlikle öfkeli. Sinemanın da dünyanın gittiği yeren farksız, ölüme yaklaştığını hissediyor belli ki: “Fakat görüntülerin akışı hızlanıyor, sonsuz bir akış. Artık nefes almıyorlar. Saniyede birkaç defa göz kırpmıyorlar. Kör olalım istiyorlar.”

Carax belki korkuları ve endişeleri konusunda hiçbir zaman olmadığı kadar şeffaf bu filmde ama neyse ki o kadar da karamsar değil. Mevzubahis karanlığı bir anda silip atan bir jenerik sonrası bonus sahne içeriyor Ben Değilim. Bir dönem Carax’ın alter egosu kabul edilen favori oyuncusu Denis Lavant’ın “bebek Annette” ile yer değiştirdi bu sahne, Carax’ın gelecekten çok da umutsuz olmadığını söylüyor sanki. Devinim, değişim, ilerlemek kaçınılmaz ve gerekli. Yaşam sevincini bulmak ve kaybetmemek içinse, “O zaman dans!” 


[1] Gerçek adı Alex ve Akademi Ödülü’nün yaygın bilinen adı Oscar’dan türetilmiş bir anagram. Gerçek adıysa Alex Christophe Dupont.


Ben Değilim, MUBI Türkiye’de gösterimde.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.