Şu An Okunan
Murina: Sakin Kıyılardan Tehlikeli Sulara

Murina: Sakin Kıyılardan Tehlikeli Sulara

Murina

74. Cannes Film Festivali’nde Antoneta Alamat Kusijanović’e Altın Kamera Ödülü’nü kazandıran Murina, Adriyatik Denizi’nin parlak maviliğinin aydınlattığı manzaralar eşliğinde karanlık ve isyan dolu bir büyüme hikâyesi anlatıyor.

Sıcak havaların rehavetinin sindiği altın renkli kumsallar, sinemada yalnızca yaz aşklarının, eğlenceli tatillerin ya da romantik kaçamakların tanıdık imgelerine değil, uçsuz bucaksız denizlerin beslediği muğlak ve tekinsiz anlatılara da ev sahipliği yapar. Bu anlatılar, karanlık odaların köşelerinde rahatlıkla saklanabilen müphem duyguları, yakıcı güneşin parlaklığında tüm çıplaklığıyla ortaya koyar âdeta. Geçtiğimiz yıl Cannes Film Festivali’nin paralel seçkisi Yönetmenlerin On Beş Günü’nde seyirciyle buluşan Murina, benzer bir biçimde mekân ve hikâye arasındaki bu tezattan beslenmesiyle dikkat çekiyor. Hırvat yönetmen Antoneta Alamat Kusijanović’in bu ilk uzun metrajında Adriyatik Denizi’ndeki Kornati takımadalarının eşsiz dokusu, sakin kıyılardan tehlikeli sulara doğru ilerleyen bir büyüme hikâyesinin arka planını oluşturuyor. Geçmişte Agnès Varda, Alice Rohrwacher ve Eliza Hittman gibi isimlerle çalışmış usta görüntü yönetmeni Hélène Louvart’ın mavi rengi farklı duygularla ve izlenimlerle süsleyen dokunuşunu hissetmemekse imkânsız. Murina ayrıca atmosfer yaratımı açısından François Ozon’un Havuz’unu (Swimming Pool, 2003) yahut René Clément’ın Patricia Highsmith uyarlaması Kızgın Güneş’i (Plein Soleil, 1960) akla getirse de güç ilişkilerini ve çıkar çatışmalarını güvenli addedilen çekirdek aile düzlemine taşımasıyla farklı bir anlatı yolunu takip ediyor.

Murina

Bir Varmış Bir Yokmuş

Su altında çekilmiş etkileyici bir açılış sahnesi, hikâyemizin ana kahramanı Julija’yla tanıştırıyor bizi. Üzerinden hiç çıkarmadığı mayosu, saçlarını süsleyen tuz taneleri ve zıpkınıyla boy gösteren on altı yaşındaki genç kız, varoluşu denizden beslenen mitolojik bir figürü akla getiriyor ilk bakışta. Günleri yaşadığı sahil kasabasında despot babası Ante’nin ona verdiği görevleri yerine getirmekle geçen Julija, kısa bir süreliğine de olsa özgürlük ve bağımsızlık hislerini deneyimlemek için sığınıyor denize. Gelgelelim Julija’yı özgür kılan deniz onu dış dünyadan, gençliğinden ayrı tutan hapishanesi aynı zamanda. Odasının camından teknelerde eğlenen yaşıtlarına imrenerek bakan genç kız bir prenses değil elbette, ama hapsolduğu çevreden kurtarılmayı beklediği de aşikâr. Bu bağlamda, Kusijanović’in, filmin büyük ölçüde metaforlardan beslenen anlatı dünyasında masalsı ve mitolojik öğelere sık sık başvurduğunu belirtmek gerek. Nitekim yalnızca kızının değil eşi Nela’nın üzerinde de var gücüyle baskı kuran baba karakteri, iliklerine kadar işlemiş zehirli erkekliğiyle masalların kötülerine taş çıkartacak bir kişiliğe sahip. Babasının arazilerini satmaya çalıştığı eski dostu ve iş arkadaşı Javi’nin ziyaretinin ana eksenini meydana getirdiği filmde, Julija’nın çekip gitme isteğinin saplantılı bir boyuta ulaştığına ve buna paralel olarak da yaşamını kuşatan baskı ve otoritenin giderek daha çekilmez hâle geldiğine şahit oluyoruz.

Kusijanović’in, filme adını veren ve oltaya takılınca kurtulmak için kendini ısırmaktan çekinmediğini öğrendiğimiz müren balığı ile Julija’nın isyankâr, inatçı tabiatı arasında bir bağ kurması hayli ilginç. Javi ile annesi Nela arasındaki eski aşkı alevlendirmeye çalışması, Javi’ye kâh bir baba figürü kâh bir âşık olarak bağlanmaya uğraşması, ne pahasına olursa olsun zincirlerinden kurtulmak isteyen genç kızın kendine zarar verme pahasına başvurduğu yollardan yalnıza birkaçı. Ancak müren balığı metaforunun, bazı anlarda incelikten yoksun ve sınırlı bir imgelemde işlendiğini de not düşmek gerek. Julija’nın suyun derinliklerindeki kayalıkların arasında yolunu bulamazken bir müren balığını takip ederek yüzeye çıkması filmin bütünlüğü içinde yerine oturmayan unsurların en göze batan örneklerinden biri. Benzer bir sorunu, Julija’nın yetişkinlerle kurduğu ilişkilerde görmek de mümkün. Ante, Nela ve Javi, özellikle kendi aralarında içten pazarlıklı ve riyakâr olarak nitelendirebileceğimiz, çarpık bir ilişki ağına sahipken, Julija’yla etkileşimleri son derece tek boyutlu ve sınırlı kalıyor. Baba-kız arasında kin tutmaya kadar uzanan husumet, anne-kız arası kıskançlık dinamikleri ya da Nela’nın Ante ve Javi’ye karşı duyguları, karakter inşasında çoğu zaman yankı bulamıyor. Bu ilişkilerin değişken ve muğlak tabiatları vurgulanmak istense de bunun seyirciye sadece yarım bırakılmış karakter eskizleri olarak geçtiğini belirtmek gerek. 

Murina

Döngüsel Bir Büyüme Hikâyesi

Tüm bu eksiklikleri göz önünde bulundurulunca Murina’nın yükü büyük ölçüde Julija karakterinin ve ona hayat veren Gracija Filipovic’in omuzlarına yüklediğini söylemek mümkün. Zira yönetmen Kusijanović’in büyük bir titizlikle inşa ettiği bu karakter portresi, büyüme hikâyeleri bağlamında özgün ve iz bırakan niteliklere sahip. Genç karakterin kendi sınırlarını aştığı, değiştiği yahut olgunlaştığı, kısacası bir ilerleme kaydettiği doğrusal hikâyelerin aksine, Julija’nın kat ettiği yol, özüne dönmek olarak da ifade edebileceğimiz, açılış ve kapanış sekanslarının görsel benzerliğiyle desteklenen döngüsel bir niteliğe sahip. Julija daha en başından, kurtarılmaya ihtiyaç duymadığının, kendi başının çaresine bakması gerektiğinin bilincinde. Yetişkinlerin dünyasına bağladığı umutların etkisiyle, kısa süreliğine de olsa kendini çocukluğa özgü muhtaçlık duygusunun kollarına bırakan Julija, filmin sonunda yine bir başına denizin ortasında buluyor kendini. Belki nafile bir çaba onunki, koca bir denizi aşmaya çalışmak, ona ters giden bir babaya karşı kulaçlar atmak… Ama Murina, Julija’nın imkânsızlığa meydan okuyan kararlılığını layığıyla onurlandırıyor: Genç kız, başı sonu belli olmayan bir kobalt mavisinde yüzdükçe yüzüyor, yüzüyor ve yüzüyor. 


Murina,19 Mart’tan itibaren MUBI Türkiye’de izlenebiliyor. MUBI’nin Altyazı okurlarına özel kampanyasıyla 30 gün boyunca MUBI’ye ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.