1. Beni Adınla Çağır / Call Me by Your Name

Bir pop şarkısının dediği gibi: “Havada aşk kokusu var”. Arzunun coşkusuyla görsel-işitsel mecranın sınırlarını zorluyor Beni Adınla Çağır; şeftalinin kokusunu, yaz güneşinin ısısını yayıyor dışarı, bize doğru. Elio ve Oliver’ın kolayca ifade edemedikleri duygularını, ağaçların yaprakları arasından parıldayan sapsarı gün ışığında, suların yüzeyindeki ışıltılı yansımalarda izliyoruz. Aşkın hep yaz mevsimiyle özdeşleştirilmesine hak veriyoruz. Her an diken üstünde, kulağı hep yan odada bekleyip duran Elio’nun gergin arzusunu onunla birlikte yaşarken, aşkın hep ergen olduğunu hatırlıyoruz bir de. Ama bu, Elio’nun büyüme hikâyesi biraz da. Filmin finalinde Luca Guadagnino bizi, bir kış günü şöminenin karşısında sessizce ağlayan Elio’nun tam karşısına oturtup onunla baş başa bıraktığında, âşıkların kavuşamadığı bir ‘mutlu son’un mümkün oluşuna şaşırıyoruz. Yanan ateşin tatlı çıtırtısı eşliğinde huzur içinde hüznümüzü yaşıyoruz, aşkla büyüyoruz.
<<<

İstanbul Bilgi Üniversitesi Sinema ve Televizyon bölümünde lisansını, Kültürel İncelemeler bölümünde yüksek lisansını tamamladı. Doktora çalışmasını Royal Holloway Londra Üniversitesi’nde Medya Sanatları bölümünde tamamladı. 2006`dan beri Altyazı Sinema Dergisi yazarı ve yayın kurulu üyesi. Çeşitli üniversitelerde ve kurumlarda sinema dersleri veriyor.