Hollywood Yabancı Basın Birliği Eleştirilerin Odağında
Üyeleri arasında temsil eşitliği sağlayamadığı için eleştirilen Hollywood Yabancı Basın Birliği zor günler geçiriyor. Sektörün farklı alanlarından gelen sert eleştiriler, Altın Küre Ödülleri’nin geleceğini de etkileyecek gibi görünüyor.
Los Angeles Times’ın geçtiğimiz aylarda hazırladığı bir haber, takdim ettiği Altın Küre Ödülleri’yle tanınan Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin (HFPA) doksan üyesi arasında hiç siyah basın mensubun yer almadığını ortaya çıkarmıştı. Birliğin eski başkanı Meher Tatna’nın 2002 yılından bu yana birliğe tek bir siyah üyenin bile alınmadığını açıklamasının ardından tepkiler büyümeye başladı.
Birliğe yöneltilen eleştirilerin çıkış noktasında, Mart ayının başında sahiplerini bulan 78. Altın Küre Ödülleri’nin adayları arasında beyaz olmayan pek çok sanatçının ve siyah karakterlere odaklanan anlatılarıyla dikkat çeken kimi yapımların, hem sektörün hem de izleyicinin favorilerinden oldukları hâlde görmezden gelinmesi yer alıyordu. Ma Rainey’s Black Bottom (2020), One Night in Miami (2020) ve Judas and the Black Messiah (2021) gibi ödül sezonuna damga vurmuş filmler En İyi Film dalında es geçilmiş, sezonun en başarılı dizilerinden biri olarak kabul gören I May Destroy You (2020) ise tamamen görmezden gelinmişti.
Son olarak 3 Mayıs günü birliğe daha az temsil edilen gruplardan yirmi yeni üyenin alınacağını ve temsil eşitliğini önlerindeki on sekiz aylık süre içinde yüzde 50’ye getirmeyi hedeflediklerini açıklayan HFPA, somut kararlar ortaya koyamadığı için eleştirilerin odağı olmaya devam ediyor. Kimi yayın kuruluşları, ünlü sinemacılar ve endüstriye farklı alanlardan katkı sağlayan isimler bu dengenin gözle görülür bir değişiklik gerçekleşmeden sağlanmayacağına inanarak, tepkiler ve boykotlar eşliğinde HFPA’ya karşı bir cephe oluşturdu.
Stüdyolar HFPA’ye Karşı Bir Araya Geldi
Netflix’in CEO’larından Ted Sarandos, geçen hafta Hollywood Yabancı Basın Birliği’nin komitesine gönderdiği bir mektupla, birliğe bağlı üyelerin nasıl davranması gerektiğinin bir standardı olmadığını ve organizasyonun girişimde bulunduğu bu sistemli çeşitlilik mücadelesinin önerilen politika değişiklikleriyle çözüme kavuşacağına inanmadığını belirterek, daha anlamlı adımlar atılana kadar Netflix ile HFPA arasındaki her türlü işbirliğinin durdurulacağını açıkladı.
Kararının ardından HFPA başkanı Ali Sar, birlik olarak Netflix’le ilişkilerine büyük önem verdiklerinden ve dijital platformun endişelerini anlayışla karşıladıklarından bahseden bir mektup yayınladı. Sar bu yanıt mektubunda, somut adımlar atılacağının garantisini vererek maddeler hâlinde reform planlarını da açıkladı.
Netflix ile HFPA arasındaki bu diyaloga, geçtiğimiz günlerde yaptıkları farklı açıklamalarla Amazon Studios ve WarnerMedia da dâhil oldu. Amazon Studios bir sözcü aracılığıyla bir süredir zaten HFPA ile çalışmadıklarına ve gözle görülür bir değişiklik olana kadar da kararlarından dönmeyeceklerine değinirken, WarnerMedia ise Netflix’in kararına destek vererek Hollywood Yabancı Basın Birliği’yle ilişkili etkinliklerde yer almayacağını duyurdu.
Ünlü İsimlerden Endüstriye Çağrı
Son olarak Marriage Story’yle (2019) En İyi Kadın Oyuncu dalında Altın Küre’ye aday gösterilen Scarlett Johansson, endüstride gözle görülür bir değişim yaşanana kadar HFPA’dan uzaklaşma çağrısında bulundu. Ünlü oyuncunun Variety’de yayımlanan açıklaması, Johansson’un bir süreden beri HFPA’nın düzenlediği basın konferanslarına katılmayı reddettiğini, ödül sezonunun en önemli duraklarından birinin bu basın konferansları olmasına rağmen yöneltilen cinsiyetçi sorulara ve göndermelere maruz kalmak istemediğini gözler önüne seriyor. Açıklamasında “Hollywood Yabancı Basın Birliği, Harvey Weinstein gibilerinin hem Akademi hem de endüstri nezdinde tanınırlık kazandırdığı bir organizasyon.” gibi ifadelere de yer veren Johansson, günümüzde gücün endüstrinin ve birliklerin bir bütün olarak bir araya gelmesinde gizli olduğunu savunuyor.
I Know This Much Is True’yla (2020) geçtiğimiz sene Mini Dizi kategorisinde En İyi Erkek Oyuncu Altın Küre’sini kazanan Mark Ruffalo da Twitter üzerinden yaptığı bir paylaşımla, bir şeyler gerçekleşene kadar bu ödülün bir alıcısı olmaktan gurur ya da mutluluk duymayacağını dile getirdi.
Doğum Günü Dört Temmuz (Born on the Fourth of July, 1989), Yeni Bir Başlangıç (Jerry Maguire, 1996) ve Manolya (Magnolia, 1999) filmleriyle üç kez Altın Küre Ödülü kazanan Tom Cruise ise, ödüllerinin tümünü birliğe iade ettiğini duyurdu. Cruise’un bu kararını Ava DuVernay gibi isimler de övgülerle karşıladı.
NBC Ödül Törenini Yayınlamayacak
Tüm bu gelişmeler ışığında uzun bir süredir Altın Kürelere ev sahipliği yapan televizyon kanalı NBC, 2022 yılında ödül törenini yayınlamama kararı aldı. “HFPA’nın anlamlı bir reform döneminden geçtiğine inanmayı sürdürüyoruz, ancak böylesine önemli bir adımı atmak zaman ve emek gerektirecektir ki birliğin de doğru kararlar alabilmek için zamana ihtiyacı var. Bu nedenle NBC, 2022 yılında Altın Küre Ödül Töreni’ni yayınlamayacak.” açıklamasını yapan NBCUniversal, birliğin vaatlerini yerine getirip getirmeyeceğine bağlı olarak 2023 yılında töreni yeniden yayınlamaya başlama ihtimallerinin bulunduğunu ekledi.
Derleyen: Cem Hakimoğlu
Kaynak: Variety
