Kelly Reichardt, Bir Zamanlar… Hollywood’da’nın Erkek Temsilini Eleştirdi
Certain Women setinden
Amerikan bağımsız sinemasının usta ismi, “içinde bulunduğumuz şu iklimde, maço-adam olayının herhangi birilerine nasıl hâlâ ilginç gelebildiğini anlamıyorum,” dedi.
İnsan ruhunun ve ilişkilerin gizli dinamiklerine odaklanan incelikli yaklaşımıyla tanınan Kelly Reichardt, yeni filmi First Cow’un geçtiğimiz hafta ABD’de gösterime girmesi vesilesiyle Mel Magazine’e bir röportaj verdi. Yönetmen röportaj sırasında, Quentin Tarantino’nun Bir Zamanlar… Hollywood’da’sı (Once Upon A Time… In Hollywood, 2019) hakkındaki görüşlerini de paylaştı.
Reichardt, geçen yıl Bir Zamanlar… Hollywood’da’nın eli boş döndüğü Cannes Film Festivali’nin jüri üyelerinden biriydi. Tarantino ise daha önce Reichardt’ın revizyonist western’i Meek’s Cutoff’u (2010) değerlendirmiş ve “2011’nin en kötü filmleri”ni sıraladığı kişisel listesine almıştı.
Reichardt’ın çok olumlu eleştiriler alan yeni filmi First Cow’un baş karakterleri, Bir Zamanlar… Hollywood’da’da olduğu gibi iki erkek. Ancak 1800’lerin Amerika’sında bir kürk avcısı ile Çinli bir göçmenin arkadaşlığını ele alan First Cow ile Bir Zamanlar… Hollywood’da’nın hassasiyetleri, birbirine neredeyse taban tabana zıt. Reichardt Mel Magazine’e verdiği röportajda Tarantino’nun filminden şöyle bahsetti: “Maço adamları anlamıyorum. Benim kavrayışımın ötesinde bir şey. Mesela Bir Zamanlar… Hollywood’da’daki şu, damın tepesine çıkmış üstü çıplak adam, Bruce Lee’yi döven beyaz adam, başı beladaki genç kızı kurtaran ve ‘pis hippileri’ ateşe veren adam fikri… Düşününce, ‘Gerçekten mi?’, diyorum. İnsanlar seviyor ama ben anlamıyorum, özellikle de içinde bulunduğumuz şu iklimde, maço-adam olayının herhangi birilerine nasıl hâlâ ilginç gelebildiğini.”
Reichardt “kurtarıcı olarak beyaz adam” fikrine bakışını şu sözlerle detaylandırdı: “Sanki bunun gezegenin herhangi bir yerinde herhangi bir geçerliliği varmış gibi… Yapmayın Allah aşkına… Bunun gösterge biliminin, bildiğimiz dünyadaki mitolojisinin varlığını sürdürebiliyor olması inanılmaz. Benim dünyam bu değil. Benim filmlerimdeki bu değil. Demek istediğim, ‘güçlü’ erkekler, açıkça, en zayıf insanlar. Bu gerçeğin üzerindeki perde çoktan kalkmadı mı? Maço zihniyeti eleştirmeye kalktığımda, açıkçası en çok, hâlâ en ufak bir geçerliliği olabilmesine şaşırıyorum.”