Oscar Yarışının Öne Çıkan Filmleri
Wendy
2020 yılının geride bıraktığımız üçte birlik kısmında izleyiciyle kâh sinema salonlarında kâh çevrimiçi ortamlarda buluşan filmlerden, kuralların bu yıl değiştiği Oscar yarışında adını duyurabilecek olanları hangileri?
Koronavirüs salgınının birçok sektörü durma noktasına getirmiş olması pek çok alanda değişiklikler yapılmasını, kimi yenilikçi çözümlerin bulunmasını zorunlu kıldı. Akademi Ödülleri de geçtiğimiz günlerde, bu yıla mahsus olarak adaylıkla ilgili koşulları esneteceğini açıklamıştı.
Bu esnetmelerle birlikte, 2021’in Şubat ayında düzenlenmesi planlanan 93. Oscar Ödülleri’nde, sadece dijital platformlarda gösterime çıkan filmler de yarışta yer alabilecek. Normalde bir filmin adaylık elde edebilmesi için Los Angeles’ta en az bir hafta, günde üç seans olacak şekilde ticari gösterim yapması gerekiyordu. Gösterim yöntemlerinin artmış olmasının yanı sıra, salonlar yeniden açıldıktan sonra izleyiciyle buluşması planlanan filmler için de bazı toleranslar söz konusu. Akademi’nin aldığı son kararla birlikte, istenen ticari gösterim haritasına Los Angeles’ın yanı sıra New York, Chicago, Florida, Miami ve Atlanta gibi noktalar da dâhil oldu.
Yılın ortasına yaklaşırken ve tüm uluslararası festivaller teker teker kapılarını 2020 yılı için kapatırken, şimdiye kadar seyircinin beğenisine sunulan filmlerden hangileri öne çıkıyor, hangileri En İyi Film olma yolundaki sayılı koltuklardan birinin sahibi olmaya daha yakın?
The Assistant: The Assistant, sinema sektöründe sözü geçen bir adamın yanında asistanlık yapan Jane’in öyküsünü anlatıyor. Yer yer Harvey Weinstein davasından esinlenen Kitty Green imzalı filmde, Ozark dizisiyle En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu dalında Emmy Ödülü bulunan Julia Garner’ın performansı dikkat çekiyor.
Crip Camp: Ocak ayında Sundance Film Festivali’nde prömiyerini yapan Crip Camp, En İyi Belgesel dalında büyük söz sahibi olan festivalden Seyirci Ödülü’yle ayrılmıştı. Geçen yılın kazananı American Factory (2019) gibi bir Netflix projesi olan belgesel, 70’lerin New York’unda bazı engelleri bulunan gençlerin katıldığı bir yaz kampına odaklanıyor ve bu gençlerin nasıl Engelli Hakları Hareketi’nde birer öncü figürler hâline geldiklerini anlatıyor.
Ema: No (2012) ile Oscar adaylığı kazanan Pablo Larraín’in geçen yılki Venedik Film Festivali’nde açılan son filmi, renkli görselliğiyle dikkat çeken erotik bir dram. Ema, evlat edindikleri oğullarını bir türlü kabullenemeyen dansçı bir çiftin öyküsünü anlatıyor.
Emma.: Jane Austen’ın klasik romanının Autumn de Wilde imzalı yeni uyarlamasının başrollerinde Anna Taylor-Joy, Mia Goth ve Johnny Flynn gibi isimler yer alıyor. Komedi ve romantizm arasında bir denge kuran, Wes Anderson-vari renklerle bezeli film, özellikle En İyi Kostüm ve Yapım Tasarımı dallarında iddialı.
First Cow: Amerikan bağımsız sinemasının önde gelen isimlerinden Kelly Reichardt’ın Sundance ve Berlin film festivallerinde beğeniyle karşılanan son filmi First Cow, naif aşçı Cookie (John Magaro) ile Çinli göçmen King Lu’nun (Orion Lee) ‘Altına Hücum’ döneminde geçen dostluk öyküsünü şefkatli bir yaklaşımla ele alıyor.
Görünmez Adam (The Invisible Man): Elisabeth Moss’un başarılı performansıyla En İyi Kadın Oyuncu dalında Oscar adaylığına göz kırptığı Leigh Whannell imzalı film, H.G. Wells’in bilimkurgu klasiği ‘Görünmez Adam’dan bir gerilim hikâyesi çıkarıyor.
Hadi Gidelim (Onward): Disney Pixar’ın En İyi Animasyon Oscar’lı Coco’dan (2017) bu yana ortaya koyduğu ilk bağımsız animasyon olan Hadi Gidelim, geek kültüründe kendine yer edinmiş öğelerden bir kardeşlik hikâyesi çıkarıyor. Dan Scanlon’ın filmi, uzun süre önce ölmüş babalarının bir günlüğüne de olsa geri dönme ihtimalinin heyecanıyla zorlu bir maceraya atılan kardeşler Ian ve Barley’ye odaklanarak özgün bir dünya kuruyor.
Kelly Çetesi’nin Gerçek Hikâyesi (True History of the Kelly Gang): Peter Carey’nin romanından uyarlanan Justin Kurzel imzalı Kelly Çetesi’nin Gerçek Hikâyesi, 1870’ler Avustralya’sında bir grup kanun kaçağının öyküsünü anlatan bir suç filmi.
Never Rarely Sometimes Always: Eliza Hittman’ın salgın öncesi düzenlenmeyi başaran son büyük festivaller Sundance ve Berlinale’den ödüllerle dönen üçüncü uzun metrajı, istenmeyen bir hamilelik sonrası iki genç kadının çıktığı yolculuğu gerçekçi ama aynı zamanda duygusal bir yaklaşımla ele alıyor. Başroldeki Sidney Flanigan’ın performansı dikkat çekici.
Wendy: İlk filmi Düşler Diyarı’yla (Beasts of the Southern Wild, 2012) başarılı bir çıkış yaptıktan sonra sessizliğe gömülen Benh Zeitlin’in ikinci uzun metrajı, yaşlanmanın ve zamanın durduğu gizemli bir adada geçen, fantastik öğeler taşıyan bir dram.
