75. Berlin Film Festivali Tartışmalar Eşliğinde Sona Erdi

İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası’nın (PACBI) boykot çağrılarıyla başlayan 75. Berlin Film Festivali etrafındaki tartışmalar, açılış gecesi Tilda Swinton’ın yaptığı konuşmayla yeniden alevlendi. Kimi sinemacılar boykota katılırken birçok sanatçı da festivaldeki platformunu konuyla ilgili açıklama yapmak üzere kullandı. İfade özgürlüğü alanının giderek daraldığı Almanya’da, bir Berlinale daha tartışmalar eşliğinde sona erdi.
Berlinale, 13-23 Şubat tarihlerinde 75. kez gerçekleştirildi. Festival, İsrail’e Akademik ve Kültürel Boykot için Filistin Kampanyası (PACBI) öncülüğünde, uluslararası film çalışanları ve Berlinli aktivistlerden gelen boykot çağrılarıyla başladı. PACBI, “Berlinale, Alman hükümetinin İsrail’in Gazze’deki soykırımının suç ortağıdır ve Filistinlilerle dayanışma içinde olan sinemacıları koruyamamaktadır,” diyerek tüm katılımcıları festivalden çekilmeye davet etti. Geçen yıl Gazze’de ateşkes çağrısı yapan sinemacıların Alman medya ve siyaset çevrelerince hedef alındığını hatırlatan grup, festivalin bu tutumunu “sanatla aklama” olarak tanımladı. Boykota destek verip festivale katılmayanlar olduğu gibi, platformunu Filistin’e destek mesajı vermek için kullanan sanatçılar da vardı. Ayrıca, festivalin gerçekleştirildiği tarihlerde Berlin’de çok sayıda boykot etkinliği düzenlendi. Falastin Cinema Week (Filistin Sinema Haftası), Refugeworldwide, Palinale2025 ve Barlinaleforum gibi oluşumlar gösterim programı ve paneller aracılığıyla festivali boykot eden sanatçılara, filmlerine ve Filistin anlatına yer açıyordu.
Filistin İçin Sinema Emekçileri (Film Workers for Palestine) de Kasım 2024’te festivale başvurmayı ve katılmayı düşünen sinemacılara seslenerek “Berlinale’ye eserinizi göndermeyi aklınızdan bile geçirmeyin,” demişti. “Yönetmenler, oyuncular, küratörler, film eleştirmenleri ve uluslararası film endüstrisi için gerekli olan diğer çalışanlar olarak, soykırım, apartheid ve baskıya son verilmesini ve tüm insanların özgürleşmesini savunuyoruz,” diyen oluşum, açıklamasında şu ifadelere yer vermişti: “Sektörümüz her zamanki gibi çalışmaya devam edemez. İzlemekle yetinmenin ötesine geçmeliyiz; vicdanımızla hareket etmeli ve Filistinlilerin hayatlarının diğer tüm hayatlar kadar değerli olduğu konusunda ısrarcı olmalıyız. Aksi yönde davranan hiç kimsenin suç ortağı olmayacağız.”
Festival yönetimi ise açılışa günler kala bir açıklama yayımlayarak tartışmaların önüne geçmeye çalıştı. Berlinale’nin yeni direktörü ABD’li Tricia Tuttle’ın imzasıyla yayımlanan açıklamada festivalin İsrail-Filistin meselesiyle ilgili protestoları da karşı protestoları da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirdiği ifade edildi.
Festivalin açılışında Onursal Altın Ayı ödülünü alan İngiliz oyuncu Tilda Swinton, 15 dakikalık etkileyici konuşmasında Filistin’deki duruma dikkat çekti. Swinton, “Devlet destekli ve uluslararası alanda göz yumulan kitlesel katliam şu anda dünyanın birden fazla yerinde terör estiriyor. Bunlar gerçekler ve yüzleşilmesi gerekiyor. İnsanlık dışı suçlar gözlerimizin önünde işleniyor,” diyerek Gazze’de devam eden şiddeti ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Filistinlileri yerinden etme planlarını sert bir dille eleştirdi. Swinton, “Savaş suçlularıyla iyi geçinen, açgözlülüğe bağımlı hükümetlerin kayıtsızlığına karşı herkesle koşulsuz dayanışma içindeyim,” ifadeleriyle salondan büyük alkış aldı.
Boykot çağrılarına rağmen Swinton’ın festivalde yer alma kararı tartışma yaratmıştı. Boykotun güçlü bir eylem olduğunu belirten Swinton, festivaldeki varlığını bir dayanışma fırsatı olarak gördüğünü ifade etti: “Boykot etmenin çoğu zaman elimizdeki en güçlü şey olmasını kesinlikle anlıyorum. BDS’ye büyük bir hayranlık ve saygı duyuyorum ve bu konuyu derinlemesine düşünüyorum. Bugün, dün, yarın ve ertesi gün burada olmamın nedeni, bunun bilinçli bir karar olması. Festivalin bana sunduğu platformun, kişisel bir değerlendirme sonucunda, daha faydalı olabileceğine inandım. Bu tamamen kişisel bir karardı ve tüm sorumluluğunu üstleniyorum.”
Festivalin Panorama bölümünde Queerpanorama adlı filminin prömiyerinde konuşan yönetmen Jun Li, festivali boykot eden İranlı başrol oyuncusu Erfan Shekarriz’in mesajını paylaştı. İsrail’den “Batı tarafından finanse edilen acımasız bir sömürgeci yerleşimci devlet” olarak bahseden ve Alman yönetimi ile Berlinale de dâhil olmak üzere kültür kurumlarını “apartheid, soykırımcı, Filistin halkının acımasızca öldürülmesi ve silinmesine” ortak olmakla suçlayan Shekarriz’in mesajı özetle şöyle: “Alman halkını, Filistin hakkında konuşurken açıkça otoriter, faşist ve korkutucu bir politik iklimde ifade özgürlüğü için mücadele etmeyi sürdürmeye çağırıyorum. Filmimiz özgürlük ve kurtuluş hakkında. İster queer ister Filistinli olun; hepimiz özgür olana kadar, hiçbirimiz özgür değiliz. Bu filmi izlerken, bu odadaki herkesi, 1948’ten bu yana Almanya destekli işgal altında hayatlarını ve geçim kaynaklarını kaybeden masum Filistinli çocukları, anneleri, babaları ve kardeşlerimizi onurlandırmaya çağırıyorum. Filistin özgür olacak.”
Yönetmen Li’nin Shekarriz adına yaptığı konuşmanın festivalde küçük çaplı bir siyasi fırtınaya yol açarak polis soruşturmasına neden olduğu bildirildi. Polisin Almanya’yı Filistinlilere yönelik “soykırımı” desteklemekle suçlayan yönetmen Li hakkında soruşturma başlattığı belirtilirken emniyet yetkililerinin, “olayın araştırıldığını söylediği” ifade edildi. Festival direktörü Tricia Tuttle, Variety’ye yaptığı açıklamada söz konusu konuşmadan “Berlinale ile hiçbir bağlantısı olmayan bir kişinin şikâyette bulunduğunu anladığını” söyledi. “Berlin polisinin olası suçlamaları araştırması gerekmektedir. Bildiğimiz kadarıyla şu anda herhangi bir ceza davası açılmadı ve Berlinale daha fazla bilgi edinmek için yakın temas hâlinde olacak,” diyen Tuttle, festivalin ‘misafir sinemacıların refahı konusunda endişe duyduğunu’ ve ‘mevcut durum hakkında Berlin polisinden bilgi almaya çalıştığını’ sözlerine ekledi. Festivalin daha önce “Alman yasaları çerçevesinde ifade özgürlüğünü korumaya kararlı olduğunu” açıkladığını ve “ziyaretçi sinemacıların yasal açıdan hassas olabilecek dili anlamalarına yardımcı olmak için büyük zaman harcadığını” söyledi. Perşembe günü Alman polisi olayı araştırdıklarını doğruladı ancak Li’nin soruşturma altında olup olmadığı henüz netlik kazanmadı.
Festivale Kontinental ’25 filmiyle katılan ve En İyi Senaryo dalında Gümüş Ayı kazanan Rumen yönetmen Radu Jude de ödül konuşmasıyla dikkat çekti. Ödülü almaktan duyduğu mutluluğu ifade eden Jude’nin konuşmasının en çok ses getiren kısmı Filistin meselesine ve Almanya’da ertesi gün gerçekleştirilecek seçimlere dair yaptığı yorumlar oldu. Radu Jude sözlerini “Umarım Lahey’deki Uluslararası Ceza Mahkemesi görevini yerine getirir ve sorumluları cezalandırır. Burada yarın seçimler olduğu için, umarım seneye festivali Leni Riefenstahl’ın İradenin Zaferi (Triumph des Willens, 1935) ile açmak zorunda kalmazsınız,” diyerek bitirdi.
En İyi Film Drømmer
75. Berlin Film Festivali ödüllerin dağıtıldığı törenle sona erdi. 74 ülkeden 240 filmin izleyiciyle buluştuğu festivalde 19 film büyük ödül Altın Ayı için yarıştı. Yönetmen, senarist ve yapımcı Todd Haynes başkanlığında toplanan jürinin kararıyla Altın Ayı ödülünün Dag Johan Haugerud imzalı Drømmer (Dreams (Sex Love)) filmine verildi. Ana yarışma jürisi Gabriel Mascaro imzalı O último azul (The Blue Trail) filmini Jüri Büyük Ödülü’ne layık bulurken Jüri Ödülü ise Iván Fund imzalı El mensaje (The Message) filmine gitti.
75. Berlin Film Festivali’nde dağıtılan ödüllerin tam listesine Berlinale’nin internet sitesi üzerinden ulaşılabiliyor. Ödüllerde öne çıkanlar şu şekilde:
Ana Yarışma
Altın Ayı: Drømmer / Dreams (Sex Love) (Yön: Dag Johan Haugerud)
Gümüş Ayı – Jüri Büyük Ödülü: O último azul / The Blue Trail (Yön: Gabriel Mascaro)
Gümüş Ayı – Jüri Ödülü: El mensaje / The Message (Yön. Iván Fund)
Gümüş Ayı – En İyi Yönetmen: Huo Meng (Sheng xi zhi di / Living the Land)
Gümüş Ayı – En İyi Oyuncu: Rose Byrne (If I Had Legs I’d Kick You)
Gümüş Ayı – En İyi Yardımcı Oyuncu: Andrew Scott (Blue Moon)
Gümüş Ayı – En İyi Senaryo: Radu Jude (Kontinental ’25)
Gümüş Ayı – Sanatsal Katkı: Lucile Hadžihalilović (La Tour de Glace / The Ice Tower)
Berlinale Belgesel Ödülleri
En İyi Belgesel: Holding Liat (Yön: Brandon Kramer)
GWFF En İyi İlk Film Ödülü
El Diablo Fuma (y guarda las cabezas de los cerillos quemados en la misma caja) / The Devil Smokes (and Saves the Burnt Matches in the Same Box), (Yön: Ernesto Martínez Bucio)
Kısa Film Ödülleri
Altın Ayı (kısa film): Lloyd Wong, Unfinished (Yön: Lesley Loksi Chan)
Gümüş Ayı – Jüri Ödülü (kısa film): Futsu no seikatsu / Ordinary Life (Yön: Yoriko Mizushiri)
Panorama Ödülleri
İzleyici Ödülü: Sorda / Deaf (Yön: Eva Libertad)
İkincilik Ödülü: Lesbian Space Princess (Yön: Emma Hough Hobbs, Leela Varghese)
Üçüncülük Ödülü: Home Sweet Home (Yön: Frelle Petersen)
İzleyici Ödülü (Belgesel): Die Möllner Briefe / The Moelln Letters (Yön: Martina Priessner)
Generation 14plus
Büyük Ödül (Grand Prix): Christy (Yön: Brendan Canty)
Mansiyon Ödülü: Têtes Brûlées (Yön: Maja-Ajmia Yde Zellama)
Generation 14plus Kısa Film Ödülü: Ne réveillez pas l’enfant qui dort / Don’t Wake the Sleeping Child (Yön: Kevin Aubert) & Un pájaro voló / A Bird Flew (Yön: Leinad Pájaro De la Hoz)
Mansiyon Ödülü: Beneath Which Rivers Flow (Yön: Ali Yahya)
Generation Kplus
Büyük Ödül (Grand Prix): Zhi Wu Xue Jia / The Botanist (Yön: Jing Yi)
Mansiyon Ödülü: Umibe é Iku Michi / Seaside Serendipity (Yön: Satoko Yokohama)
Generation Kplus Kısa Film Ödülü: Autokar (Yön: Sylwia Szkiladz)
Mansiyon Ödülü: Akababuru: Expresión de asombro / Akababuru: Expression of Astonishment (Yön: Irati Dojura Landa Yagarí)
İkincilik Ödülü: Yalla Parkour (Yön: Areeb Zuaiter)
Üçüncülük Ödülü: Khartoum (Yön: Anas Saeed, Rawia Alhag, Ibrahim Snoopy, Timeea M Ahmed, Phil Cox)
FIPRESCI Ödülleri
Ana Yarışma: Drømmer / Dreams (Sex Love) (Yön: Dag Johan Haugerud)
Perspectives: Kaj ti je deklica / Little Trouble Girls (Yön: Urška Djukić)
Panorama: Bajo las banderas, el sol / Under the Flags, the Sun (Yön: Juanjo Pereira)
Forum: La memoria de las mariposas / The Memory of Butterflies (Yön: Tatiana Fuentes Sadowski)
Ekümenik Jüri Ödülleri
Ana Yarışma: O último azul / The Blue Trail (Yön: Gabriel Mascaro)
Panorama: The Heart Is a Muscle (Yön: Imran Hamdulay)
Forum: Holding Liat (Yön: Brandon Kramer)