Şu An Okunan
Sinemacılar Mithat Alam Film Merkezi’ni Anlatıyor

Sinemacılar Mithat Alam Film Merkezi’ni Anlatıyor

Mithat Alam Film Merkezi

Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi, bir süredir kayyım rektör uygulamalarının hedefinde. Merkezin mevcut özerk yapısının tehlike altına girdiği bugünlerde sözü sinemacılara bırakıyor ve Mithat Alam Film Merkezi’nin önemini onlardan dinliyoruz.

Kayyım rektör olarak anılan Naci İnci’nin başkanlık ettiği Boğaziçi Üniversitesi Vakfı, geçen hafta Mithat Alam Film Merkezi’nin genel koordinatörü Zeynep Ünal ve projeler yöneticisi Elif Ergezen’i işten çıkardı. Merkezin mevcut özerk yapısına ve bağımsızlığına gölge düşüren bu karar, aynı zamanda BÜVAK ve Mithat Alam arasında yapılan şartlı bağış sözleşmesine de aykırı nitelikte. Kuruluşundan itibaren sayısız sinema etkinliğine ev sahipliği yapmış ve pek çok sinemacı yetiştirmiş olan Mithat Alam Film Merkezi üzerindeki bu haksız uygulamalar, pek çok yerli sinemacının da itirazlarına neden oldu. Bu vesileyle merkezden yolu geçmiş sinemacılara ulaştık ve görüşlerini aldık. 


Devin Özgür Çınar

Devin Özgür Çınar

Mithat Alam Film Merkezi olmasaydı bugün bazı iyi filmler, bazı iyi sinemacılar olmayacaktı belki de. Şu an yapılan müdahaleler de ileride yetişecek parlak sinemacıların önünü kesmek anlamına geliyor. Sinema sektöründeki insanlara ilham ve cesaret veren, kaynak yaratan bu kurumun el üstünde tutulması, desteklenmesi gerekirken bugün yapılanları anlamak mümkün değil. İçimizdeki sinema sevgisinden güç alarak Mithat Alam’ı içinde bulunduğu bu durumda yalnız ve sahipsiz bırakmamak, bu paha biçilmez kurumun bizler için ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmaya devam etmek hepimizin görevi diye düşünüyorum.


Engin Günaydın

Engin Günaydın

Mithat Alam Film Merkezi’ne yapılan müdahaleleri takip ediyorum ve çok üzgünüm. Biz sinemacılar için çok önemli bir merkezdir, bir okuldur Mithat Alam. Arkasında büyük bir emek ve özveri vardır. Sinemayı seven insanların nefes aldığı, iyi filmler yapmak isteyenler için yol gösterici bir yerdir. Baktığınızda, Türkiye’de böyle kaç tane yer var ki? Umarım bu yapılan yanlışlardan bir an önce dönülür ve Mithat Alam’a hak ettiği değer teslim edilir.


Nur Sürer

Uçan Süpürge Kadın Filmleri Festivali, SİYAD Ödülleri

Mithat Alam Film Merkezi’nin (MAFM) benim için tabii ki çok büyük bir önemi var. Merkez’e ilk kez bir söyleşi için gitmiştim. Oldukça uzun bir söyleşi olmuştu ve salonun doluluğu çok etkilemişti beni. Söyleşi bittikten sonra da film arşivini gezmiştik ve orada da çok şaşırmıştım. Belki de hiçbir üniversitede olmayan bir film arşivi vardı Mithat Alam Film Merkezi’nde. Hangi filmi sorsam vardı orada, çok şaşırmıştım. Tabii ki bu başta Mithat Bey’in özeninden kaynaklanan bir şey. Düşünün ki, bir adam bütün yaşamını oraya adamış. Bir sürü başka şey yapabilecekken böyle bir Merkez kurmuş ve sinemacılar için, öğrenciler için çok çok önemli bir mekân yaratmış. O kadar heyecan duymuştum ki. Döndükten sonra da aklım hep onlarda kalmıştı. Bir hafıza merkezi gibiydi orası.

Merkez’in beni en heyecanlandıran özelliğini de söyleyeyim: Yaşamını sadece bağımsız film yapmaya adamış yönetmen adaylarına el uzattılar. Bir süreklilik de kazandı bu yıllar içerisinde. Çok önemli uluslararası film festivallerinde ödüller alacak yönetmenlerin film yapmasına öncü oldular. Bunu da bir gelenek hâline getirdiler. Yine gelenek hâline getirdikleri Hisar Kısa Film Seçkisi de en güzel kısa filmleri takip etmemize olanak tanıdı. Ayrıca sinema alanında pek çok yayının hazırlanmasına da önayak oldular. Kendi başına Sinematek gibi bir kurum oldu Mithat Alam Film Merkezi.

Böyle bir yerin yaşamasına son vermeye çalışmak ne kadar kötü bir ruh gerektiriyor. Başka bir ülkede olsa el üstünde tutulacak böyle bir merkezin istenmiyor olması çok gücüme gitti benim bir sinemacı olarak. Genç sinemacılar için oradan kopmak mümkün değil, orası herkes için çok besleyici bir yer. Böyle bir merkezin açılmış olması bile o kadar önemli ki… Bu ülkede sinema olmasın mı isteniyor ben anlamıyorum.

Biz sinemacılar için en önemli şey oranın çok temel bir film hafıza merkezi olması. Umarım bu yanlıştan, bu ahmakça düşünceden geri dönerler. 


Yeşim Ustaoğlu

Yeşim Ustaoğlu

Mithat Alam Film Merkezi’nin benim hayatımda çok özel bir yeri vardır. Güneşe Yolculuk (1999) henüz kimse tarafından sahiplenilmemişken, Mithat Alam’da bir gösterim ve söyleşi yapmıştık. Sanırım Merkez’in de ilk konuklarından biriydim. 2014 yılında Petros Markaris’le birlikte katıldığımız söyleşiyi de unutamam. Bugün artık çok önemli bir prodüktör olan Yamaç Okur’la tanıştığım yer de yine Mithat Alam Film Merkezi’dir. Hafızamda kayıtlı böyle pek çok anı var. Bu toplumun hafızaya, geçmişe kıymet vermeyişi bugünümüzle de, yarınımızla da ilgili çok şey söylüyor. Geçmişimize, bugünümüze, mirasımıza, özerk kamusal alanlarımıza sahip çıkmak bu kadar zor olmamalı. Mithat Alam Film Merkezi de böyle bir yer. Boğaziçi Üniversitesi’nde bir Sinema Bölümü açılsa dahi Mithat Alam Film Merkezi’nin tamamen bağımsız kalması gerekiyor. Merkez’in geleceği açısından bu çok önemli. Şunu da eklemek isterim: Bugün Boğaziçi Üniversitesi’nde verilen mücadeleden ayrı tutamayız Mithat Alam Film Merkezi’nin durumunu.


Derviş Zaim 

Derviş Zaim

Boğaziçi Üniversitesi Mithat Alam Film Merkezi Türk sinemasına değerli katkılarda bulundu. Merkezin sahip olduğu bilgi birikimi ve kurumsal hafıza görmezden gelinecek değerler değiller. Gönül ister ki var olan bilgi birikiminden ve kurumsal hafızadan faydalanılsın. Dahası karşılıklı saygı, diyalog inşa edilebilsin. Bu sayede uluslararası  standartlarda bilimsellik, sanatsal perspektif, bilgi ve beceri aktarımı, üretim elde edilebilir umudundayım.


Enis Köstepen’in kaleme aldığı ‘Mithat Alam Film Merkezi ve Karar Hakkı’ başlıklı yazıyı okumak için tıklayın.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.