Şu An Okunan
Herhangi Biri Değil

Herhangi Biri Değil

Şimdiden, özgürlüğüne kavuşunca anılarından derleyeceği kitabı için düzenlenecek imza gününü bekliyorum. Hattâ “işte belgesel böyle çekilir” diyerek çekeceği belgeseli düşündükçe heyecanlanıyorum.

Birini düşünün, az çok aynı çevrelerde olduğunuz, bildiğiniz, yakından olmasa da tanıdığınız. Hep o kendinden emin duruşu ve uzmanlığıyla alandaki varlığını önemsediğiniz. Yollarınız yıllar içinde sürekli kesişmiş ama ne tam olarak birlikte çalışmışsınız ne de –bir dolu ortak dostunuz olsa da– aynı sofrada zaman geçirip şöyle uzun ve derin bir sohbet etmişsiniz. Ama biliyorsunuz ki o hep orada. O hep çalışıyor, hep üretiyor, hep konuşuyor… Sesi çok tanıdık. Bazen Açık Radyo’da, parçası olduğu projelerden bahsederken sohbetine denk gelmişsiniz, bazen ortak arkadaşlarınızın sosyal medya hesaplarından gülümsemesini görmüş, bazen de denk geldiğiniz bir meyhanede başka bir masadan heyecanını ve neşesini duymuşsunuz ve yıllar bir film şeridi gibi akarak geçivermiş.

Sonra? Başka bir gerçeklikte gene yollarınız kesişiyor. Bu sefer bir mahkeme salonunda. Hiçbir mantık çerçevesine uymayan, utanç verici nedenlerle yargılananlardan biri o da; tüm sakinliğiyle savunmasını veriyor. Gene kendinden emin, hattâ neşeli, afallıyorsunuz. Kendisiyle değil çevresiyle ilgili, yaşı ileri olanlara havasız salonda fenalaşmasınlar diye su taşıyor kantinden, gene koşturuyor, tanıdıklarına laf atıyor. Siz o Kafkaesk mahkemenin izleyici kısmında diliniz tutulmuş, yaşadığınız âna yabancılaşmışken, onun her zamanki kendinden emin havasına şaşırıyorsunuz ama elbette diyorsunuz asıl sessizce otursa, hareketsiz dursa tuhaf olurdu… Sonuçta herhangi biri değil, Çiğdem Mater o!

Ve araya tekrar giren yıllar. Bu yılların farkı Çiğdem’in özgürlüğünün elinden alınmış olması. Ama o gene üretiyor. “…Ve hayatı bildiğin gibi yaşamaya, kahkahayla ve neşeyle, devam ediyorsun. Neymiş, kapatılmışsın, hadi oradan!” diye yazıyor, okuyorsunuz değil mi? Şimdiden, özgürlüğüne kavuşunca anılarından derleyeceği kitabı için düzenlenecek imza gününü bekliyorum. Hattâ “işte belgesel böyle çekilir” diyerek çekeceği belgeseli düşündükçe heyecanlanıyorum… Gene panellerde konuşsun, olanı biteni anlatsın… Ve içim rahat etsin, bildiğim dünya gene devam ettiği için… Hem belki bu sefer onu çok seven ailesinin ve dostlarının düzenleyeceği kutlama sofrasına ben de denk gelirim ve bir kadeh kaldırırım birlikte, belli mi olur?


Sinemacı dostumuz Çiğdem Mater, diğer Gezi Davası tutsakları Mine Özerden, Can Atalay ve Tayfun Kahraman’la birlikte 25 Nisan 2022 tarihinden beri hapiste. Osman Kavala ise kendine yöneltilen suçlardan defalarca beraat etmesine rağmen 1 Kasım 2017’den beri tutuklu. Hayal Havuzu’nu bu karanlık günlerde Çiğdem’e ve tüm Gezi tutsaklarına hayallerimizle yoldaşlık etmek için açtık.

Diğer Hayal Havuzu yazılarına ulaşmak için tıklayınız.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.