Şu An Okunan
Bebek Servisi: Göründüğü Gibi Değil

Bebek Servisi: Göründüğü Gibi Değil

Günümüz Japonya sinemasının en önemli yönetmenlerinden Hirokazu Koreeda’nın yeni filmi Bebek Servisi vizyonda. Koreeda’ya Altın Palmiye kazandıran Arakçılar’la akrabalık taşıyan film, yönetmenin Güney Kore’de çektiği ilk film. 

Japon auteur Hirokazu Koreeda’nın yeni filmi Bebek Servisi (Broker, 2022), bir gece vakti bardaktan boşanırcasına yağan yağmurun yıkadığı ıssız bir sokağın genel planıyla açılıyor. Sokak lambalarının soluk sarı ışığının dağıtmaya gücünün yetmediği karanlığın içinde uzak çekimde kameraya doğru yürüyen genç kadını zar zor seçebiliyoruz. Yakın çekimle görüntülendiğinde kapüşonun örttüğü yüzünü kısmen görebildiğimiz bu genç kadın, tepesinde ışıklandırılmış bir haç bulunan karanlık bir binanın önüne gelince duruyor. Kadının, bebeğini terk etmek için kiliseye gelen genç bir anne olduğunu anlıyoruz çok geçmeden. Gözden ırak, kuytu bir köşede park etmiş bir otomobilin içinden olup biteni izleyen iki kadın polisten biri, “eğer terk edeceksen doğurmasaydın” diye mırıldanıyor.

Bebek Servisi’ni çekme fikri, Koreeda’nın aklına Benim Babam, Benim Oğlum (Soshite chichi ni naru, 2013) filmi için evlat edinme mevzuatı üzerine araştırma yaparken “bebek kutusu” denilen uygulamadan haberdar olduğunda düşmüş.1 Japonya ve Güney Kore dahil bazı ülkelerde kilise ya da hastane gibi kurumların dış duvarına yerleştirilen bebek kutuları, istenmeyen bebeklerin evlatlık verilmek üzere anonim bir şekilde bırakılabileceği güvenli bir yer sağlıyor. Bebek Servisi, So-young adlı genç kadının bebeğini Güney Kore’nin Busan şehrindeki bir bebek kutusuna – daha doğrusu kutunun içine değil de önündeki kaldırıma – bırakmasının ardından yolları kesişen bir dizi karakterin hikayesini anlatıyor. So-young ertesi gün bebeğini geri almak için döndüğünde kutuya bırakılan bebekleri çalarak karaborsada satan iki bebek taciriyle karşılaşıyor ve bebeğini evlatlık olarak satın alacak en uygun aileyi bulmak için onlarla birlikte yola düşüyor. Bagaj kapısı iple tutturulmuş külüstür bir minibüsle çıktıkları bu yolculuğa, geçerken uğradıkları bir yetimhaneden kaçıp kimsenin ruhu duymadan minibüse saklanan yedi yaşlarında bir çocuk da dahil oluyor. Karakterlerimiz, bütün bu süre zarfında attıkları her adımın bebek tacirlerini suçüstü yakalamayı kafaya koymuş iki kadın polis tarafından izlendiğinin farkında değiller. Üstelik işin içine bir de cinayet soruşturması girince olaylar iyice çetrefilleşiyor. Bebek Servisi, hem yönetmenin Altın Palmiye ödüllü filmi Arakçılar’la (Manbiki kazoku, 2018) benzerlikler taşıyan bir dram, hem bir yol hikayesi, hem de Hollywood işi polisiyelerde rastladığımız, ha bire devriye arabasının içinde bir şeyler atıştırıp duran polis tiplemesini akla getiren iki polisin yer aldığı bir suç filmi. Baştan sona komedi unsurlarıyla bezeli film, Koreeda’nın tamamı Güney Koreli oyunculardan oluşan bir kadroyla Güney Kore’de çektiği ilk film olma özelliğini de taşıyor aynı zamanda.

Aile Olmak

Ozu’nun mirasını devralan yeni kuşak Japon yönetmenler arasında sayılan Koreeda, Kimse Fark Etmiyor (Dare mo shiranai, 2004), Benim Babam, Benim Oğlum, Küçük Kız Kardeşim (Umimachi Diary, 2015) ve Fırtınadan Sonra (Umi yori mo mada fukaku, 2016) gibi sıcak, içe işleyen aile dramlarıyla tanınır. Koreeda’nın aile kavramını irdeleyen, aileyi bir arada tutan harcın ne olduğunu sorgulayan filmleri çoğu zaman izleyiciyi yanıtsız sorularla baş başa bırakır: Aileyi aile yapan nedir, kan bağı mı yoksa dostluk, dayanışma, koşulsuz sevgi gibi değerler mi? Bu sorgulamayı en uç noktasına götüren Arakçılar’ın merkezindeki hırsızlıkla geçinen “aile”, aralarında kan bağı olmadığı halde aynı çatı altında bir aile gibi yaşayan karakterlerden oluşur. Keza Bebek Servisi’nde de kaderin cilvesiyle bir araya gelen toplumdışı karakterler, kısa bir süreliğine dahi olsa alışılmadık bir aile oluşturuyor. Bebek Servisi’ni daha Arakçılar’ı çekerken tasarladığını söyleyen Koreeda da iki film arasındaki akrabalığı açıkça vurguluyor. Arakçılar’da kendi kanından olmadığı halde ailesinden şiddet gören küçük bir kızı bağrına basan Nobuyo ile Bebek Servisi’nde bebeğini korumak amacıyla terk eden So-young’ın hikayesinin anneliğin iki farklı veçhesi olarak aynı anda aklına düştüğünü söylüyor yönetmen.2 

Bebek Servisi’nin bir anne, iki bebek taciri ve iki çocuktan mürekkep “aile”si birlikte gülüp eğleniyor, lunaparka gidiyor, birbirlerine sırlarını itiraf edip kanayan yaralarını birlikte sarmaya çalışıyor. Buna paralel olarak Bebek Servisi de kâh gamsız bir yol filmi havasına bürünüyor kâh duygusallığın doruğuna tırmanıyor. Minibüsün kırlık bir arazinin ortasında ilerlediğini gösteren ve benzerlerine yol filmlerinde sıkça rastlanan kuş bakışı çekimlere neşeli bir müzik eşlik ediyor. Duygusallık dozunun arttığı sahnelerdeyse Koreeda, karakterlerin yüz ifadelerini yakalamak için yakın çekimlere başvurarak bu duygusallığa izleyiciyi ortak ediyor. So-young’ın yakından gördüğümüz yüzünde hep hüzünlü bir ifade var. Her ne kadar geçmişleri hakkında ayrıntılı bilgi verilmese de sadece So-young değil, iki bebek taciri de yaralı ruhlar olarak resmediliyor: Yetimhanede büyüyen Dong-soo, onu bebekken terk eden, hiç görmediği annesini hiçbir zaman affetmemiş. Sang-hyeon ise boşandığı karısından ve kırk yılda bir görüştüğü kızından ayrı düşmenin acısını çekiyor.

Gerçeği Yumuşatmak

Karakterlerini yargılamayan, hümanist bir bakışa sahip bir yönetmen olarak tanınan Koreeda, Bebek Servisi’nde de bu geleneğini bozmuyor. So-young’ı bebeğini terk etmeye iten olaylar silsilesini yavaş yavaş açık ederek izleyiciyi de onun hangi koşullar altında bu kararı verdiğini anlamaya davet ediyor. Hiçbir şeyin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını, birilerini yargılamadan önce işin aslını öğrenmek gerektiğini vurgulayan bir olay örgüsüne sahip film. Toplumun bebeğini terk eden annelere karşı önyargılı bakışını paylaşan ve önceleri So-young’ı sert bir şekilde yargılayan kadın polisin onun en büyük destekçisi olup çıktığını görüyoruz filmin sonunda. Bebek Servisi, çetrefilli durumlarda verilmesi gereken zor kararlar, yapılan etik tercihler ve fedakarlıklar üzerine bir film olma iddiasında aynı zamanda. Arakçılar’da olduğu gibi Bebek Servisi’nde de Koreeda, toplumun çeperlerine itilmiş, yasadışı işlerle uğraşan karakterlerin insani yönünü göstermeyi hedefliyor. Nitekim bebek tacirleri Dong-soo ve Sang-hyeon da özünde vicdanlı, iyi yürekli, belli bir etik tutuma sahip insanlar olarak resmediliyor. Kendilerince yaptıkları iş, çocuk sahibi olmak için yanıp tutuşan çiftleri uzun bürokratik süreçlerden kurtararak bebekleri yetimhaneye düşmeden çarçabuk sıcak bir yuvaya kavuşturmak.

“Gerçek hayat dediğimiz şeyle filmin kurmacalığının çarpışmasından doğan duygularla ilgileniyorum… İnsanları oldukları gibi göstermek istiyorum,” diyor Koreeda bir söyleşisinde.3 Gelgelelim Bebek Servisi’nin yüksek dozda duygusallık zerk edilmiş kurmaca evreninde gerçekliğe pek yer kalmamış gibi görünüyor. Filmin haddinden fazla yumuşak, haddinden fazla naif tonu, Bebek Servisi’ni gerçek hayattan uzaklaştırarak adeta masalsı bir evrene taşıyor. Film, çıkış noktasını oluşturan bebek kutusu uygulamasını gerekli kılan yakıcı toplumsal meselelere temas etmeyi başaramıyor bu nedenle. Dahası gerek So-young ile Dong-soo arasında doğan romantik yakınlaşma gerekse Sang-hyeon’un öz kızıyla buluştuğu duygusal sahne basit bir film klişesinden öte bir sahicilik hissi vermiyor. Kadın polislerden birinin anlatıcı rolünü üstlendiği duygusal final de bir hayli zorlama duruyor. Kısacası Koreeda’nın katı gerçekleri yumuşatan o naif üslubu ve iç ısıtan, o duygusal tonu Arakçılar’da belli bir dozda gerçekçilikle dengelenmişti. Ne var ki Koreeda’nın Arakçılar’da kurmayı başardığı bu ince dengeyi Bebek Servisi’nde yakalayabildiğini söylemek zor.


NOTLAR

1 Patrick Brzeski, “Cannes: Japanese Master Hirokazu Kore-eda Discusses the Creation of His ‘Shoplifters’ Companion Feature ‘Broker’”, The Hollywood Reporter, son erişim 28 Ekim 2022, <https://bit.ly/3gDBFB1>. 

2 Patrick Brzeski, “Cannes: Japanese Master Hirokazu Kore-eda Discusses the Creation of His ‘Shoplifters’ Companion Feature ‘Broker’”.3 Aktaran Linda C. Ehrlich, The Films of Kore-eda Hirokazu, (Cleveland: Palgrave Macmillan, 2019), 5.


Bebek Servisi, Başka Sinema salonlarında gösterimde.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.