Şu An Okunan
Borat 2: Sacha Baron Cohen Trump’a Karşı

Borat 2: Sacha Baron Cohen Trump’a Karşı

Amerikan Senaristler Birliği Ödülleri

Sacha Baron Cohen’in canlandırdığı Borat, on dört yıl aradan sonra Borat Subsequent Moviefilm’le geri döndü. ABD başkanlık seçimleri öncesi bir yandan açıkça Trump karşıtı bir tavır benimseyen Cohen, bir yandan da ırkçı, cinsiyetçi ve homofobik önyargıları hedef alan tartışmalı mizah anlayışını sürdürüyor.


Bu yazı filmin sürpriz gelişmelerini ele vermektedir.


Britanyalı Yahudi komedyen Sacha Baron Cohen, bir pop kültür fenomenine dönüşen ırkçı, cinsiyetçi, azılı Yahudi düşmanı Kazak TV muhabiri Borat tiplemesine hayat verdiği ikinci uzun metraj sinema filmiyle on dört yıl aradan sonra yeniden karşımızda. ABD’de ve Avrupa’da gişe rekorları kıran ilk Borat’ın (2006) devam filmi Borat 2 (Borat Subsequent Moviefilm), ülkesinin şerefini beş paralık ettiği gerekçesiyle gulag kampına yollanan Borat’ın, on dört yıllık mahkûmiyetin ardından yeni bir görevle ABD’ye gönderilmesiyle başlıyor. Borat’ın görevi, Kazakistan’ın ABD’yle ilişkilerini geliştirmek amacıyla ABD başkan yardımcısı Mike Pence’e çok özel bir hediye takdim etmek. Bu hediye, aynı zamanda Kazakistan Kültür Bakanı olan porno yıldızı bir maymun! Ancak bu pek hünerli maymun ABD’ye sağ salim ulaşamayınca Borat onun yerine Pence’e on beş yaşındaki kızı Tutar’ı hediye etmeye karar veriyor. Akabinde Borat’ın bir maymunu canlı canlı mideye indirecek kadar vahşi kızını, cazibesiyle erkekleri büyüleyecek bir cinsel nesneye dönüştürme çabasını izliyoruz. Ancak işler Borat’ın planladığı gibi gitmiyor. Ne var ki Tutar’ın adım adım bilinçlenmesi ve babasına isyan bayrağı çekmesi üzerinden ilerleyen ataerki eleştirisi, tam da bir Borat filminden beklenecek kadar sığ ve kof.

İlk Borat filmi vizyona girdiğinde hararetli tartışmalara yol açmış, Kazak toplumunu aşağıladığı, Yahudi ve Çingene düşmanı söylemler içerdiği için büyük tepkiyle karşılaşmıştı. Kazakistan’ı cahil, ırkçı, cinsiyetçi, homofobik, ahlaksız, kadınları insandan saymayan, ensesti ve tecavüzü normal karşılayan, medeniyetten nasibini almamış, tuvalet adabından dahi yoksun, mağara adamından hâllice insanların yaşadığı geri kalmış bir ülke olarak resmeden film en çok Kazakların tepkisini çekmişti doğal olarak. Öte yandan Borat’ın son derece orijinal, tabuları yerle bir eden bir mizah anlayışına sahip başarılı bir toplumsal hiciv olduğunu iddia edenlerin sayısı da az değildi. Bu görüşü savunanlara göre filmde hicvedilen Kazakistan değil, ABD toplumuydu aslında. Zira Borat, kurmaca bir karakterle konuştuğunun farkında olmayan sıradan Amerikalıları tuzağa düşürerek içlerindeki ırkçılığı, milliyetçiliği, cinsiyetçiliği ve homofobiyi ifşa ediyordu. Gelgelelim Batı’da pek tanınmayan Orta Asya’daki eski bir Sovyet ülkesini aleni bir şekilde aşağılayan Borat’ın ırkçı ve Avrosantrik önyargıları eleştirmekten çok pekiştirmeye hizmet ettiğini söylemek mümkün.

Tartışmalı Sahneler

İlk Borat filmi gibi Borat 2’nin kopardığı fırtına da kolay kolay dineceğe benzemiyor. Ama bu sefer filme tepki gösterenler Kazaklar değil. Zira 3 Kasım’daki ABD başkanlık seçimlerinin hemen arifesinde Amazon Prime’da gösterime giren Borat 2, doğrudan Trump yönetimini ve Cumhuriyetçileri hedef alıyor. Filmin en tartışmalı sahnesi de Trump’ın avukatı ve eski New York Belediye Başkanı Rudy Giuliani’nin Borat’ın kızı Tutar’ı canlandıran Bulgar oyuncu Maria Bakalova’yla bir otel odasında görüntülendiği sahne. Gizli kamerayla çekilen görüntülerde Giuliani yabancı bir TV muhabiri sandığı Bakalova’nın röportaja odasında devam etme teklifini kabul ediyor, ondan telefon numarasını ve adresini istiyor. Sonra da genç kadının önünde yatağa uzanmış elini pantolonunun içine sokarken görülüyor. O vakit jartiyer giymiş Borat, “o, on beş yaşında, senin için fazla büyük, onun yerine beni al” diye bağırarak odaya dalıyor. Neye uğradığını şaşıran Giuliani polisi arayınca Sacha Baron Cohen ve ekibi tüm ekipmanlarını bırakıp kaçmak zorunda kalmış. Her ne kadar Giuliani uygunsuz bir davranışta bulunmadığını, görüntülerin üzerinde oynanmış olduğunu söyleyerek kendini savunsa da skandal henüz yatışmış değil.

Borat 2’nin ABD başkanlık seçimlerine etkisi ne olur bilinmez ama Sacha Baron Cohen, Trump kanadını köşeye sıkıştırmak için elinden geleni ardına koymamış besbelli.

Filmin dikkat çekici bir diğer sahnesindeyse Mike Pence’in konuşma yaptığı bir toplantıya üzerinde Trump kostümüyle dalan Borat, “Mr. Penis” diye hitap ettiği Pence’e kızını hediye etmeye çalışıyor. Bir başka sahnede country şarkıcısı kılığına giren Borat’ı aşırı sağcı bir grubun düzenlediği bir mitingde sahneye çıkıp Demokratlara nefret kusan bir şarkı söylerken görüyoruz. Borat, Obama’ya ve Hillary Clinton’a “Wuhan gribi” enjekte etmekten, liberalleri ve gazetecileri kıtır kıtır doğramaktan söz eden bu şarkıya mitinge katılanların da coşkuyla eşlik etmesini sağlıyor. Film böylece, Trump’ı destekleyen aşırı sağcı güruhun Demokratlara beslediği düşmanlığı ifşa ediyor. Borat 2’nin ABD başkanlık seçimlerine etkisi ne olur bilinmez ama Sacha Baron Cohen, Trump kanadını köşeye sıkıştırmak için elinden geleni ardına koymamış besbelli.

Aslına bakılırsa Borat 2’nin hedefinde sadece Trump destekçileri yok. Sosyeteye takdim balosu gibi Amerikan gelenekleriyle de dalga geçen film, tıpkı ilk Borat gibi ortalama Amerikalıların önyargılarını ifşa eden epizotlara da yer veriyor. Sözgelimi bu epizotlardan birinde bağnaz bir Hıristiyan din adamından kürtaj karşıtı bir söylev dinliyoruz; bir diğerinde Tutar’a erkeklerin sevgisini kazanmak istiyorsa zayıf ve yumuşak başlı tavırlar sergilemesini salık veren bir ‘Instagram influencer’la karşılaşıyoruz. Ne ki son tahlilde sahte belgesel formatındaki ilk Borat’ın aksine kurmacalığını daha çok açık eden, klasik anlatı kalıplarına daha çok yaklaşan bir film Borat 2. Neticede giriş-gelişme-sonuç şeklinde ilerleyen bir baba-kız öyküsü anlatıyor. Üstelik Borat 2’de karşımıza çıkan insanların tümü olmasa da çoğu, bir filmde rol aldıklarının farkında –Tutar’ın bilinçlenmesine yardımcı olan siyah bakıcı kadın ya da Borat’ın sinagogda karşılaştığı seksen sekiz yaşındaki Holokost mağduru gibi. Bu sahnelerdeki diyalogların yapaylığı fazlasıyla göze batıyor. Nihayetinde film, COVİD-19 virüsünü insanlığın başına musallat edenin, kendilerine gülen dünyadan öç almak isteyen Kazakistan Başkanı Nursultan Nazarbayev’den başkası olmadığını gösteren absürd bir finalle noktalanıyor. Buna rağmen Borat 2, Kazakları pek kızdırmışa benzemiyor. Hattâ ilk filmin ülkelerinde gösterilmesini yasaklayan Kazakistan yönetimi, bir devam filmi çekildiğini duyar duymaz kolları sıvayıp Borat’ın ününü ülkelerinin tanıtımı için kullanmayı amaçlayan bir turizm kampanyası bile hazırlamış.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.