Eternals: Marvel Evreni’nde Yeni Bir Aşama
Nomadland’in Oscar ödüllü yönetmeni Chloé Zhao’nun imza attığı Eternals, izleyiciyi Marvel Evreni’nin yeni başlayan dördüncü fazına davet ediyor. Eternals temsiliyet çeşitliliği açısından liberal bir açılıma işaret ediyor ancak Zhao’nun sinemasıyla Marvel’ın fantastik dünyası arasında yoğun bir doku uyuşmazlığı olduğunu belirtmek gerek.
Yönetmen Chloé Zhao’nun ismini Oscar tarihine altın harflerle yazdıran Nomadland’in (2020) bir sahnesinde kahramanımız Fern’ü birkaç saniyeliğine bir sinemanın önünde görürüz. Sinemada The Avengers (2012) oynamaktadır. O an, Fern’ün yaşadığı yalnızlığı ve öykünün geçtiği yılı bize hatırlatmakla kalmaz, Zhao’nun sonradan söyleşilerinde dile getireceği Marvel filmlerine duyduğu sevgiyi de ifade eder. Böyle bir sahneyle Zhao, daha Oscar tantanası başlamadan çok önce, Nomadland’i çektiği esnada Marvel’la başlayan flörtleşmesine, hâliyle muhtemelen yakında girişeceği Marvel projesine atıfta bulunmak istemiş olmalı. Gelgelelim, The Avengers ile Fern’ün varoluşları o an nasıl taban tabana bir zıtlığı ifade ediyorduysa, Eternals (2021) da Chloé Zhao’nun önceki üç filmiyle benzer bir zıtlık barındırıyor. Böyle bir projenin başına geçerek, nereden baktığınıza bağlı olarak, Zhao’nun birbirine sıkı sıkıya bağlı ilk üç filminin ana kahramanları Jashaun, Brady ve Fern’e ihanet ettiği bile söylenebilir. Her biri kesif yoksulluk içinde bocalamaya devam ederken, Zhao artık Hollywood’un A listesinde yüzlerce milyon dolar bütçeli bir projenin yönetmeni artık ne de olsa!
Marvel’ın patronu Kevin Feige’in “Marvel Evreni’nde yeni başlayan dördüncü fazın kilit projesi” olarak nitelendirdiği Eternals, proje olarak Chloé Zhao’nun bundan önceki mütevazı duruşuyla uyuşmayacak türde bir heyula adeta. Evet, Zhao tıpkı daha önce Taika Waititi’nin Thor: Ragnarok’ta (2017) yaptığı gibi, projeyi kendi sinemasının sularına çekmeye çalışıyor ama ne yazık ki bu çaba Eternals’ı bir Chloé Zhao filmi yapmaya yetmiyor; sonuçta bu yine bir Marvel filmi! Zhao’nun önceki filmlerinden görkemli günbatımı sahnelerini ve uçsuz bucaksız arazi manzaralarını alıp Eternals’a taşıması yeterli olmuyor. Sinemaseverleri bugüne kadar son derece güçlü sosyal gerçekçi, dokü-drama tadındaki öykülerle büyüleyen bir yönetmen ile Marvel Evreni’nin yapay ve fantastik dünyası ne yazık ki yoğun bir doku uyuşmazlığı yaşıyor.
Öte yandan, temsiliyet anlamında Marvel Evreni’nde bir devrimle karşı karşıyayız. Bundan birkaç yıl öncesine kadar LGBTİ+ (Phastos) veya işitme engelli (Makkari) bir süper kahramana tanık olmak çok olası görünmüyordu ama bu konuda Marvel ve Zhao koyu hayranlardan gelebilecek tepkileri hesaba katarak, cesaretlerini toplayıp yola çıkmışlar; örnek olacak bir sonuca ulaşmışlar. Gelgelelim, Marvel’ın biseksüel bir süper kahramanı daha önce de bize gösterme şansı vardı ama Thor: Ragnarok’ta Tessa Thompson’ın canlandırdığı Valkyrie’nin bir sahnesini (odasından bir kadının çıktığını görecektik) kesmişlerdi. Neyse ki, bir sonraki film ‘Thor: Love and Thunder’da Valkyrie’nin bu yanı vurgulanacak.
Temsiliyet Zenginliği
Yeniden Eternals’ın temsiliyet çeşitliliğine dönecek olursak, hem kadın-erkek hem de ırk/milliyet dengesi açısından belirli bir kaygının güdüldüğü bir ekip oluşturulmuş. Tüm oyuncuların ağız birliği etmişçesine Eternals’ı “herkesin kendini bulabileceği bir film” olarak nitelendirmesi boşuna değil. Doğrusu, böylesi liberal bir açılım Marvel Evreni üzerindeki muhafazakâr örtüyü kaldıracaktır, ki sonraki filmlerde de bunun arkası gelecek gibi görünüyor. Lakin Marvel’ın “ürkütmeden” yaptığı bu açılımın ne kadar samimi olduğunu görmek için sonraki filmlerini beklemekte yarar var. Zira yapımcıların bu temsiliyet zenginliğinin gişeye bir avantaj olarak yansımasını umduklarını tahmin etmek de zor değil.
Eternals’ı bir parça “kuru” gösteren bir diğer faktör de karakterlere yaklaşımı. Bu kalabalık ekip içinde kaybolmamak zor. Oysa önceki Marvel filmleri akıllıca bir stratejiyle önce kahramanları derinlemesine tanıtan tek karakter odaklı filmler çekip, aralara da Avengers filmlerini serpiştiriyordu. Burada Zhao bize Eternals ekibiyle 2 saat 37 dakikalık bir tanışma seansı organize etmiş. Bu tanışıklığın sıkı fıkılığa dönüşmesi birkaç filmi bulacaktır.
Filmin ağızda kuru bir tat bırakmasının bir diğer nedeni de karakterlerin duruşu ve görünüşüyle alakalı. Eternals ekibinin ne Avengers gibi cicili bicili kostüm ve aksesuarları ne de ağızları açık bırakan süper özellikleri var. Ayrıca, mizah konusunda da Avengers’ın gerisinde kalıyor film. Karakteri Kingo’yla (ve Harish Patel’in canlandırdığı yardımcısı Karun’la) filmin mizahi yükünü neredeyse tek başına sırtlanmış Kumail Nanjiani’nin bu görevin altından kalkabildiğini söylemek zor.
Söz oyunculara gelmişken, herkese bir değinelim. Çünkü kadroda zengin bir temsiliyet söz konusu olsa da, roller ve performanslar oyuncudan oyuncuya büyük fark gösteriyor. Angelina Jolie, tıpkı karakteri Thena gibi kafası karışık, silik, varla yok arası bir duruş sergiliyor. Salma Hayek ekibin lideri Ajak’ta o karizmanın altını doldurmakta zorlanırken, filmin ön plandaki aşk hikâyesinde Sersi ve Ikaris’i canlandıran Gemma Chan ile Richard Madden pek uyumlu bir kimya tutturamıyorlar. Kit Harington kısa ekran süresine rağmen filme mizah katmak amacıyla yerleştirilmiş gibi dururken, Sprite’ta Lia McHugh ve Phastos’ta Brian Tyree Henry, karakterlerinin arka plan hikâyelerine de kısaca tanık olduğumuz için belki de, daha oturaklı performanslara imza atıyorlar. Filmde oyunculuk anlamında esas alkışı hak edenler ise Makkari’de işitme engelli aktris Lauren Ridloff, Druig’de Barry Keoghan ve Gılgamış’ta Ma Dong-seok. Yakın zamanda Metalin Sesi’nde (Sound of Metal, 2019) de izlediğimiz Ridloff, hem yüzü hem beden diliyle kamera önüne çok yakışan bir aktris. Marlee Matlin’den sonra işaret diliyle bize her tüylü duyguyu geçirmeyi başaran bir büyük yetenek daha kazanmış görünüyor sinema.
Sinema, FİLM+, Empire Türkiye, Radikal Cumartesi, Digiturk, Milliyet Sanat ve Altyazı'da yazıları yayınlandı. Muhabir, editör ve yönetici olarak çalıştı. Hâlen serbest sinema yazarı olarak ilk günkü heyecan ve hevesle filmler üzerine kalem oynatmaya devam ediyor.