
KAYA ÖZKARACALAR – Yaz sezonunun en iddialı Hollywood yapımlarından olup ABD’yle aynı hafta ülkemizde de vizyona giren ‘Maskeli Süvari’, başarılı aksiyon sahnelerinin yanı sıra ABD tarihine şaşırtıcı derecede eleştirel bir bakış içeren öyküsüyle beklentileri aşan hoş bir sürpriz olarak karşımıza çıktı.

MURAT TIRPAN – Özveri ve sevecenlikle dolu insanlar yaşar bu küçük Pensilvanya kasabasında. Bu iyi insanların yaşamlarının ve değerlerinin gaz şirketinin ağır cihazlarıyla yok edilmemesi gerekir. Kasabalı bir çiftçinin söylediği üzere, enerji problemi diye bir şey yoktur, zaten dış kaynaklar yeterince ABD kontrolündedir. Dolayısıyla kazılması gereken topraklar başka yerde kazılmaktadır zaten.

CAN ESKİNAZİ – Harmony Korine, son filmi ‘Bahar Tatili’nde, muhafazakâr bir bakışın ruhaniyet atfetmeyeceği, hatta bir hayli aptal ve dejenere bularak insanlığın sonuna işaret ettiğini söyleyebileceği bir jenerasyona, onlarla birlikte, o ânın içinde olma hissini tahayyül ederek cüretkâr bir şekilde bakıyor.

EREN ODABAŞI – Henüz elli yaşında olan Steven Soderbergh, Acı Reçete’nin (Side Effects) sinemalarda gösterilecek son filmi olduğunu pek çok kez açıklamıştı. Acı Reçete ilk bakışta böylesine önemli bir yönetmenin kariyerini sonlandırmak için fazla ‘klasik’ ve iddiasız görünebilir. Fakat filmin Hitchcock (ya da Clouzot) esintili anlatımı, güncel temaları ve atmosferi son derece ilgi çekici öğeler barındırıyor.

Theo Angelopoulos, 70’lerde ve öncesinde film çekmeye başlamış olan kuşağın en kıdemli gezginlerinden ve inatla film yapmaya devam eden en büyük yönetmenlerinden biri. Sinemasıyla, her seferinde yeni ama bir öncekini andıran bir yolculuğa çıkan Angelopoulos’un gücü ve tutarlılığı, kendi projesine duyduğu inançtan ileri gelir.

ABBAS BOZKURT – Henüz Carlos Reygadas Karanlıktan Aydınlığa (Post Tenebras Lux) ile Cannes’da En İyi Yönetmen ödülünü almadan önce bir Reygadas portresi çıkarmanın zamanının geldiğini düşünmüş ve Japonya, Cennette Savaş ve Sessiz Işık’ın ardındaki zihni çözümlemeye girişmiştik. Birçok sinefil İstanbul Film Festivali’nde Reygadas’ın toplu gösterimini sabırsızlıkla bekliyor. Filmleri izlemeden önce onun dünyasına dair bir portre…

BERKE GÖL – Kubrick, Altman ve Scorsese gibi ‘büyük’ yönetmenlerin izinden giden Paul Thomas Anderson, Amerikan sinemasının teknik beceriyle anlatım ustalığını buluşturan nadir isimlerinden biri. Anderson’ın, 26 yaşında imza attığı Hard Eight’ten The Master’a tüm filmleri, arızalı adamların ‘görkemli endişeleri’ni perdeye yansıtıyor.