‘Da Vinci Şifresi’ ve ‘Melekler ve Şeytanlar’ın ardından Dan Brown’dan uyarlanan üçüncü filmin yönetmenliğini yine Ron Howard üstleniyor.
Yöresel öğelerden beslenen ‘Seni Seven Ölsün’, yer yer absürd bir tona da bürünen bir Karadeniz komedisi.
İstanbul Film Festivali’nde FIPRESCI Ödülü kazanan ‘Ansızın’, sonbahar vizyonunun en iyilerinden.
Mafya babalarıyla başlarını belaya sokan iki kafadarın maceralarını anlatan bir yerli komedi.
Mimarlık ve Kent Şenliği etkinlikleri kapsamında gerçekleşecek festivalde kırk altı film gösterilecek.
SALT Galata’nın olimpiyatlar, fuarlar ve dünya kupalarının şehre etkilerini konu alan Perşembe gösterimleri Ekim ayında da devam ediyor.
Balkanmaya gösterimlerinde Romanya, Yunanistan, Makedonya ve Bosna-Hersek gibi ülkelerden geçtiğimiz yılın dikkat çeken filmleri yer alıyor.
Türkiye’de sinema kültürünün gelişmesi açısından oldukça önemli bir yeri olan Sinematek’in ellinci yılına özel gerçekleştirilen programın Ekim ayağında altı film gösterilecek.
Bu sene üçüncüsü gerçekleşecek festivalde, farklı ülkelerden kömür madenlerinin, küresel ısınmanın, göçün ve enerji santrallerinin ekoloji üzerindeki etkisine bakan on altı film yarışacak.
Dünyada Bir Köşe, farklı kültür ve coğrafyalardan performansları İstanbul’da buluşturan bir sahne sanatları festivali.
Aynı adlı televizyon dizisinden uyarlanan film, çocuk izleyicilere yönelik yerli bir animasyon.
Senaryosu karikatürist Serkan Altuniğne’ye ait olan ve geçtiğimiz yıl vizyona giren komedi filmi ‘Yok Artık!’ın devamı.
‘Çocuklar Duymasın’ dizisinin ana kadrosunun kendilerini canlandırdıkları bir aile komedisi.
1977 tarihli Disney yapımına yeni bir soluk getiren bir çocuk filmi.
Merak duygusunu sonuna kadar ayakta tutmayı başaran ‘Trendeki Kız’, finali itibariyle feminist bir ton taşıdığı da söylenebilecek etkileyici bir psikolojik gerilim.
Beyaz yakalı bir kadına âşık olan bir mahalle delikanlısının maceraları.
Altyazı 165. sayısında, günümüz İspanyol sinemasının büyük yönetmenlerinden Pedro Almodóvar’ı ve son filmi ‘Julieta’yı kapağına taşıyor.
Mehmet Açar sizi 8 haftalığına filmleri parçalamaya, onlarla oynamaya ve onlara farklı açılardan bakmaya çağırıyor.