Bir An: Yaratık 3
Ripley’nin hayatında uzun zamandır bir yabancı var. Devasa bir cüsseye sahip, etrafına ölüm saçan, böcekten bozma bir yaratık bu. En fenası da insan dahil her türlü canlıyı taşıyıcı anne olarak kullanabilmesi… Ripley ilk düelloda ondan kurtulmayı başardı. Tabii tüm ekip arkadaşları öldü. İkinci düelloda askerlerle birlikte bir koloni dolusu yaratığı hakladı. Ama kâbus bitmiş değil. Üçüncü kâbus, kâbusların en korkuncu. Bu defa durum çok daha karışık. Ripley, katillerle ve tecavüzcülerle dolu bir uzay hapishanesinde tek başına. Dahası var: Yaratık’dan hamile!
Yaratık 3 problemli bir film. David Fincher ilk yönetmenlik deneyiminde firmayla didişerek bitiriyor çekimleri. Bu yüzden film farklı kurgularla piyasaya çıkmıştır. Beni etkileyen, sinemada gösterilen versiyonun finalindeki bir an. Ripley hapishanedeki yaratığı öldürüyor ama son bir yaratık var: İçindeki! Ripley’nin işvereni Yaratık’ı bir denek olarak kullanmak istiyor, Ripley’i ameliyata ikna etmeye çalışıyor. Ripley ise bunu yaparsa kâbusun sonsuza kadar devam edeceğinin farkında. Yaratığın kökünü kazımak istiyor. Bunun için de karnındakini öldürmesi şart. Yüksek bir platforma çıkıp atıyor kendini alevlere. Havadayken yavru Yaratık, Ripley’nin karnını parçalayarak dışarı fırlıyor. Ripley önce onunla boğuşuyor, yenidoğanı boğmaya çalışıyor. Fakat alevler Ripley’i yutmadan hemen önce bir an var: Ripley boğuşmayı bırakıyor. Yaratık’ın kafasını bir anne gibi okşuyor, vahşi yaratık da kafasını masum bir bebek gibi annesinin göğsüne yaslıyor. Gerçek bir anne-kız ânı! En korkunç kâbus, rüyalarda bile karşılaşamayacağınız güzellikte bir final. Doğu Yücel
Yaratık 3 (Alien3, 1992)
YÖN: DAVID FINCHER