Bir An: The Master

Savaşın çiğneyip geri tükürdüğü, hayatta yolunu kaybetmiş, gerçek bir temas arayışında olan ve günün sonunda modern bir tarikatın çemberinde kendine bir “yer” bulan Freddie’nin hikâyesidir anlatılan. Ruhu alabildiğine arızalı bu adam, kendi yarattığı ve “kutsal” kitabını da bizzat kaleme aldığı dinin lideri Lancaster Dodd’un müridi olarak, bir tür “tedavi”ye tabi tutulur; Freddie, Dodd’un gözünde “hasta” bir adamdır ve kusursuz bir hedeftir. Freddie zamanla “onlardan” biri olma yolunda ilerliyor ve tedaviye cevap veriyor gibi görünse de, dizginlenmesi pek de kolay biri değildir; bir tarafı inatla gölgede kalır ve içgüdüleri ona kılavuzluk etmekte ısrarcıdır. Kalbi kırık ve epey hırçın tabiatlı bir mağlup olan Freddie, özgürlük ve bağlılık arasında savrulup durur. O, her ne kadar kendine bir “ev”, iki ayağını basacak bir zemin, ait olacağı bir yer arasa da, içindeki saf, katıksız, çıplak, yontulmamış ve neredeyse vahşi duygular, onu bundan alıkoyar.

Dodd ve Freddie arasında vahşi bir hayvanı evcilleştirmek gibi ilerleyen bu efendi-mürit ilişkisi, çok basamaklı bir sınav gibidir ve bir ayağı da uçsuz bucaksız bir çölde gerçekleşir. Çöle geldiklerinde Dodd oyunun kurallarını belirler, buna göre Freddie motora binecek, uzakta kendine “belli” bir yerde bir nokta tespit edecek ve motoru oraya doğru olabildiğince hızlı sürecektir. Motora önce Dodd biner, motoru tespit ettiği yere doğru hızla ve hızlandıkça artan bir şevkle sürer ve en nihayetinde başladığı yere geri döner. Sıra Freddie’dedir. Freddie motora biner, uzakta tespit ettiği “o” noktaya doğru yol almaya başlar, gittikçe hızlanır, hızlandıkça sanki kafesinden salınmış bir aslana dönüşür. Çölün boşluğunda ve sınırsızlığında ilerledikçe efendisinden uzaklaşır. Geri dönmesi gereken bir başlangıç noktası yoktur artık, köksüzdür, önünde onu durduracak bir duvar, ona “buraya kadar” diyecek bir sınır yoktur. Freddie çölün boşluğunda uzaklaşarak gittikçe küçülürken, Dodd onun arkasından seslenir ama bunun kifayetsiz olduğunun bilincindedir, Freddie’nin gittiğini ve geri dönmeyeceğini gayet iyi biliyordur. Ondan geriye sadece tekerleklerin toprak yolda kaldırdığı toz kalır. Melisa Kesmez

The Master (2012)

Yön: Paul Thomas Anderson