Corona Virüsü Sinema Dünyasında Nasıl “Yayıldı”?

Sinema seyircisi “virüsün habercisi” olarak gördüğü eski filmleri hatırlarken, devasa gişe hasılatıyla Hollywood yapımcılarının gözünü diktiği Çin sinema pazarındaki düşüşün, dağıtımcılardan izleme platformlarına küresel etkisi de tartışılmaya başlandı.

Çin’in Wuhan kentinden yayılmaya başlayan ve dünya gündeminin birinci sırasına yerleşen Corona virüsü (2019-nCoV), ülkenin birçok noktasında sosyal hayatın genelini olduğu gibi sinema sektörünü de durma noktasına getirdi. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) yaptığı açıklamalardan sonra dünya çapında büyük önem kazanan ve birçok ülkede tanısı konulmuş olan Corona virüsünün sık görüldüğü Çin kentlerinde kitleleri evde kalmaya zorlamasıyla birlikte, sinema zincirlerinden film dağıtımcılarına ve sinema fuarlarına kadar sektörün pek çok aktörü, bu şartlarda nasıl yol alacağını düşünmeye ve zarar hesapları yapmaya başladı. Bazı filmler izleyicisiyle buluştuktan yıllar sonra tekrardan viral olurken, bazı eski yapımlarda ise virüsün ortaya çıkışı ve yayılışıyla ilgili paralelliklerin bulunduğu iddia edildi.

Peki, şimdiye kadar sektörde neler yaşandı, neler gündeme geldi?

• Steven Soderbergh imzalı Salgın (Contagion, 2011) vizyona girdikten yıllar sonra, hikâyesinin merkezindeki salgın hastalığın Corona virüs ile taşıdığı benzerliklerden dolayı yeniden viral oldu. Virüsün Çin’den dünyaya yayılması, hastalığın belirtileri, yapılan karantina uygulamaları ve yarasaların hastalıkla bağlantısı filmde yer alan ve izleyicilerin dikkatini çeken benzerlikler. Salgın filmi dışında, Simpsonlar dizisinin bir bölümünün ve Venom: Zehirli Öfke’nin (Venom, 2018) de virüsle benzer olaylar anlattığı iddia edildi ancak bu iddialar, bazı sosyal medya kullanıcıları ve bilgi doğrulama siteleri tarafından çürütüldü.
• Çin’de yer alan yetmiş binden fazla sinema salonu (Türkiye’deki toplam sinema salonu sayısı yaklaşık olarak üç bin) virüs nedeniyle hizmetine ara verdi. Hizmet vermeye devam eden salonlarda ise, filmi izlemeye gelen izleyicilere maske dağıtımı gibi uygulamalar yapılıyor. Kapanan salonlardan çoğunlukla Çinli zincirler etkilense de, ülke genelinde 680 noktada yer alan IMAX salonlarının da haftalık yirmi milyon dolar zarar ettiği aktarıldı.
• Ülkede sinema salonlarının en canlı dönemi olan Çin Yeni Yılı’nın salgının hız kazandığı döneme denk gelmesi, dağıtımcıların bu dönemde gösterime sokmayı planladığı ve ‘gişe bombası’ olmasını öngördüğü bazı filmlerin vizyona çıkışının ertelenmesine sebep oldu. Ertelenen filmlerden dolayı sinema salonlarının toplamda bir milyar dolar kadar zarar edeceği tahmin ediliyor. Çin’deki bu zararın, sektörü global olarak etkilediği belirtiliyor zira Çin, yıl içinde dünya çapında yapılan gişe hasılatının yüzde 33’ünü elinde bulunduruyor ve bu anlamda Hollywood’un ardından ikinci sırayı tutuyor.
• Gösterim tarihi ertelenen filmler arasında ‘Lost In’ serisinin üçüncü ayağı olan, Zheng Xu imzalı Lost In Russia da yer alıyordu. Serinin ilk iki filminin yapmış olduğu 473 milyon dolarlık hâsılattan dolayı dağıtımcı Huanxi Media için önemli bir proje olan Lost In Russia, Corona virüsü nedeniyle izleyicisiyle sinemalarda buluşamayınca, firmaya ait olan çevrimiçi platforma geçiş yaptı. Çin’de merakla beklenen komedi türündeki film, ücretsiz olarak Huanxi Premium’dan izlenebiliyor. Bazı sinema zincirlerinin isyan ettiği bu kararı kimileri “halkla dayanışma” olarak görürken, kimileriyse izleme platformlarının “krizi fırsata çevirdiğini” düşünüyor.
• 1997’den bu yana Hong Kong’da düzenlenen ve Asya’nın en büyük sinema-televizyon fuarı olan, geçtiğimiz sene otuz beş farklı ülkeden 888 şirketin ve dokuz binden fazla ziyaretçinin yer aldığı FILMART, gelecek hafta resmîleşmesi beklenen bir kararla birlikte ertelenecek. Bu kararın arkasında, Hong Kong’un Çin anakarası ile olan kara ve deniz sınırını kapatmış olması yatıyor.