Ethan Coen’in Tiyatro Macerası
Adını Coen Kardeşler filmleriyle anmaya alışkın olduğumuz Ethan Coen, yeni tiyatro oyunu ‘A Play is a Poem’da yine trajedi ve komediyi bir araya getiriyor.
On yıllardır birlikte film çeken ve Fargo’dan (1996) İhtiyarlara Yer Yok’a (No Country for Old Men, 2007) nice başyapıta imza atan Ethan Coen ve Joel Coen’in sanatçı kişiliklerini birbirinden ayrı düşünmek hayli zor. Bugünlerde ise iki kardeş de kendi projelerine odaklanmış durumda. Joel Coen tek başına yazıp yöneteceği ilk sinema filmi olan ‘Macbeth’ uyarlamasının ön hazırlık çalışmalarıyla meşgulken, epeydir oyun yazarlığı da yapan Ethan Coen ise geçtiğimiz günlerde seyirci karşısına çıkan yeni oyununun keyfini sürmekte. ‘A Play is a Poem’ isimli oyunun Los Angeles’taki dünya prömiyeri Brad Pitt, John Goodman, Laurence Fishburne ve Frances McDormand gibi yıldız oyuncuların katılımıyla 21 Eylül’de gerçekleşti.
‘A Play is a Poem’, Ethan Coen’in kaleme aldığı önceki tiyatro projeleri ‘Almost An Evening’, ‘Happy Hour’ ve ‘Offices’ gibi, tek perdelik kısa oyunların toplamından oluşuyor. Yönetmenliği tiyatrodaki gedikli işbirlikçisi Neil Pepe’ye teslim eden yazar, bu yeni projesinde ABD’nin farklı dönem ve coğrafyalarından beş öyküyü taşıyor sahneye. Oyun hakkında Los Angeles basınında çıkan yazılara bakılırsa ‘A Play is a Poem’, Coen Kardeşler filmlerine aşina olanlara son derece tanıdık gelecek bir tarza sahip. Apalaş Dağları’ndan New York’ta bir apartman dairesine, Mississippi’de bir terastan bir Hollywood yapımcısının süitine uzanan öykülerin, Amerika’nın trajikomik bir portresini çıkardığı belirtiliyor. Oyunun müzikleri, Not: Seni Seviyorum’da (P.S. I Love You, 2007) Hilary Swank’in kız kardeşini oynayan (ve aslında müzisyen kimliği çok daha ön planda olan) Nellie McKay’e ait.
‘A Play is a Poem’in Türkçe çevirisi, “Bir Oyun Bir Şiirdir”. Bu ismin ne anlama geldiğini soran Los Angeles Times muhabirine Ethan Coen’in verdiği cevap şöyle olmuş: “Bilmiyorum. Düşünmüş olmam gerekirdi. Oyunun ismi olduğuna göre, hazır bir cevabım olacağını sanırsınız. Naz yapıyor değilim. Sadece, kendi yaratım sürecim üzerine tefekkürde bulunmaktan uzağım. Bunlar doğal sorular ama ben üzerlerine düşünmüyorum pek.”