Şu An Okunan
2021’de Sinemaya Uyarlanan 10 Edebiyat Metni

2021’de Sinemaya Uyarlanan 10 Edebiyat Metni

2021, edebiyatla sinemanın işbirliği açısından son derece ilginç ve verimli bir yıl oldu. Yılı uğurlarken 2021’in sinema ve televizyon gündeminde iz bırakmış edebiyat uyarlamalarını hatırlıyoruz.

Edebiyat metinleri sinema ve televizyon endüstrisinin vazgeçemediği kaynakların başında geliyor. Önemli edebî eserlerden uyarlanan film ve dizilerin sayısı her geçen yıl artıyor. Bu yıl da sevilen metinlerin kılavuzluğunda hazırlanan çok sayıda yapım izledik. Denis Villeneuve, ‘Dune’ uyarlamasıyla yıllardır beklenen bir filmi hayata geçirdi. Ridley Scott ve Jane Campion gibi usta yönetmenler yeni filmlerinde önemli romanların dünyasını sinemaya aktarmayı tercih ettiler. Berlin, Cannes ve Venedik’te ödül kazanmış pek çok filmin senaryosu edebiyat metinlerinden uyarlamaydı. 

Edebiyat ve sinemanın bu denli yoğun bir ilişkide olduğu 2021’i uğurlarken biraz geriye dönüyor ve bu yıl sinemaya konuk olan edebiyat metinlerinden on tanesini sizlerle paylaşıyoruz. Listemizde yer verdiğimiz yapımları, uyarlandıkları metinlerin Türkçede yayımlanmış olma koşuluyla seçtiğimizi hatırlatalım. 


1. Dune

Dune
Dune: Çöl Gezegeni

Frank Herbert’ün kült serisi ‘Dune’, bilimkurgu edebiyatının temel metinlerinden birisi. Bu oldukça önemli eserin sinemayla ilişkisi ise bir türlü yolunda gitmedi, layıkıyla uyarlanma macerası bir yılan hikâyesine döndü. David Lynch’in 1984 yapımı uyarlaması hiçbir zaman tatmin edici bulunmadı. Jodorowsky’nin gerçekleştirmeyi çok arzuladığı Dune filmi hiçbir zaman yapılamadı. Hatta filmin yapılamama hikâyesi Jodorowsky’s Dune (2013) adlı belgesele konu oldu. Baharat’ın uyuşturucu etkisi ve Atreides Hanedanı’nın genç varisi Paul Atreides’in hikâyesi hayal edilebilir ancak gerçekleştirilemez bir sinema girişimiydi âdeta. 

Son olarak, yapılamaz denilen bir başka film Blade Runner 2049: Bıçak Sırtı’nda (2017) pek çok kişinin beğenisini kazanan Denis Villeneuve’ün ‘Dune’ yorumu ise bu laneti bir anlamda kırmış gibi görünüyor. Zira Dune: Çöl Gezegeni bu yıl sonunda seyirciyle buluştu. Yönetmenler bu laneti kırmakla ya da yeni nesillere taşımakla meşgul oladursun, ‘Dune’ edebî yolculuğuna aynı tuhaf istikrarı ve büyüyü koruyarak devam ediyor. Dost Körpe’nin 2015 yılında dilimize kazandırmaya başladığı seri, geçtiğimiz aylarda vizyona giren Villeneuve uyarlaması ardından yeni kapağıyla raflarda yerini almıştı.

Dune

Dune / Frank Herbert / çev. Dost Körpe / İthaki Yayınları / 712 sayfa.


2. Son Düello

The Last Duel
Son Düello (The Last Duel)

2004 yılında kaleme aldığı ‘Son Düello’da Eric Jager son derece meşhur bir davayı ve Fransa’da gerçekleştirilen son adli düelloyu konu alıyordu. Tecavüze uğradığını beyan eden Leydi Marguerite, bu iddia için savaşacak olan eşi Şövalye Jean de Carrouges ve Jacques Le Gris üçgeninin merkezine yerleşen ‘Son Düello’, başarılı bir tarihî anlatı oluşturmak için pek çok temel malzemeye sahipti: Yüz Yıl Savaşları, Ortaçağ koşulları ve dönemin gaddarlığıyla nam salan yasal ve askerî düzenlemeleri… 

Jager’in bir tarihçi gözünden çok bir edebiyatçı bakış açısına sahip olduğu düşünülürse, ‘Son Düello’dan belge niteliğinde bir tarihî gerçeklik beklemek doğru olmayabilir. Yazarın hikâyeyi dramatize etmek adına sık sık tarihsel gerçeklikle bağlarını kopardığı da bir gerçek. Öte yandan Ridley Scott tarafından yıldız oyuncularla dolu bir kadroyla sinemaya uyarlanan aynı adlı filmin bu yıl yarattığı tartışmalara derinlemesine dâhil olmak isteyenler için kitaba bakmak oldukça faydalı olacaktır.

Son Düello

Son Düello: Ortaçağ Fransa’sında Suç, Skandal ve Düelloyla Yargının Gerçek Hikâyesi / Eric Jager / çev. Uğur Gülsün / İthaki Yayınları / 264 sayfa.


3. Gucci Hanedanı

House of Gucci, Gucci Ailesi
Gucci Ailesi (House of Gucci)

Sarah Gay Forden’ın ilk olarak 2001 yılında yayımlanan kitabı ‘Gucci Hanedanı: Cinayet, Delilik, İhtişam ve Açgözlülüğün Çarpıcı Hikâyesi’ Maurizio Gucci’nin 1995 tarihli cinayetinden ziyade, Gucci’nin 1920’lerin başından bugüne kadar uzanan yolculuğunu belgeleyen bir dizi gelişmeyi merkezine yerleştiriyor. Kurmaca dışı bir biyografi çalışması olsa da pek çoklarına göre bir romanın dinamizmine ve derinliğine sahip kitap kimilerince de odaklanma sorunlarıyla  iyi yazılmış bir “suç kitabı” olma şansını kaçırıyordu. 

Ridley Scott’ın bu yıl vizyona giren bir başka roman uyarlaması Gucci Ailesi (House of Gucci) de benzer bir kadere sahip oldu. Başrollerinde Lady Gaga ve Adam Driver’ın yer aldığı, yardımcı rollerde Jared Leto, Jeremy Irons, Salma Hayek ve Al Pacino gibi isimleri izlediğimiz yıldız oyuncularla dolu kadrosuyla dikkat çeken film kimilerince başarılı bir biyografi olarak değerlendirilirken kimileri içinse tamamen sınıfta kaldı.

Gucci Hanedanı

Gucci Hanedanı: Cinayet, Delilik, İhtişam ve Açgözlülüğün Çarpıcı Hikâyesi / Sarah Gay Forden / çev. Ömer Anlatan / Nova Kitap / 496 sayfa.


4. Köpeğin Pençesi

The Power of the Dog

Thomas Savage’ın 1967 yılında yayımlanan romanı ‘Köpeğin Pençesi’ Montana Vadisi’ndeki çiftliğin sahibi iki kardeşi, Phil ve George’u konu ediniyor. İki kardeşin George’un ani evlenme kararıyla değişen hayatı ve Phil’in Rose ve onun oğlu Peter’ın üzerinde kurduğu psikolojik baskı keskin bir üslupla birleşerek, okuru kitap boyunca o gerilim hattının tam merkezine yerleştiriyor. 

Dilimize ‘Köpeğin Pençesi’ ismiyle kazandırılan ‘The Power of the Dog’, Habil ile Kabil’den bu yana aşina olduğumuz “iki zıt kardeş” hikâyesinin, bedendeki ve yürekteki gizlerin, hor görülenlerin karanlık ve çok güçlü bir temsili. Jane Campion’ın yönetmenliğiyle aynı adla beyazperdeye uyarlanan roman, yönetmene 78. Venedik Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü de kazandırdı. 

Köpeğin Pençesi

Köpeğin Pençesi / Thomas Savage / çev. Şahize Çıkrıkçı / Düşbaz Kitaplar / 252 sayfa.


5. Kürtaj

L’Événement
Kürtaj (L’événement)

‘Kürtaj’ bizi 1963 yılına götürüyor: 23 yaşında, üniversite öğrencisi genç bir kadın hamile olduğunu öğrenir. Bebeğini doğurmak istemez ancak şartlar bunun için uygun değildir. Zira Fransa’da kürtaj yasaktır ve bu operasyon doktorlar için meslekten men edilmek ya da hapse girmek gibi tehlikeli ihtimalleri doğurmaktadır. Genç kadın son derece ürkütücü kürtaj girişimlerinin ardından yasadışı bir kürtajcı bulmak zorunda kalır. 

Yönetmen Audrey Diwan’ın yazar Annie Ernaux’nun bu kısacık, sarsıcı metninden uyarladığı filmi Kürtaj (L’événement) bu yıl Venedik Film Festivali’nde büyük ödül Altın Aslan’ı kazandı. Her ne kadar 1960’lı yıllarda geçen bir olayı anlatsa da son derece güncel olmayı da başaran filmin uyarlandığı metin de hatırı sayılır bir okur ilgisini hak ediyor. Türkçede ilk olarak 2000 yılında İletişim Yayınları’ndan ‘Kürtaj’ ismiyle çıkan Annie Ernaux romanının önümüzdeki günlerde, aynı çeviriyle Can Yayınları tarafından basılacağını da eklemek gerek.

Kürtaj

Kürtaj / Annie Ernaux / çev. Siren İdemen / İletişim Yayınları / 87 sayfa.


6. Drive My Car (Kadınsız Erkekler kitabından) 

Drive My Car
Drive My Car (Doraibu mai kâ)

Haruki Murakami’nin yedi öyküyü bir araya getiren kitabı ‘Kadınsız Erkekler’de yer alan ‘Drive My Car’, tiyatrocu Kafuku ve ona şoförlük eden Misaki Watari’yi merkezine yerleştiriyor. Kısa zaman önce eşini kaybeden Kafuku, bu araba yolculukları boyunca bir aktör olarak hayatını ve eşinin evlilik dışı ilişkilerini anlatıyor. Aynı zamanda Kafuku’nun eşinin ‘son sevgilisi’ Takatsuki’yle arkadaş olma hikâyesi olarak da işleyen ‘Drive My Car’, Ryûsuke Hamaguchi’nin bu yıl büyük festivallerde seyirciyle buluşan iki filminden birisine de zemin oluşturdu. Hamaguchi’nin Takamasa Oe’yle birlikte bu metinden uyarladığı senaryo, Cannes Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülüne layık bulundu.

Her ne kadar birçok başka Murakami metninde olduğu gibi kadın karakterlerin hikâyede yer alma şekli açısından soru işaretleri barındırsa da pek çokları tarafından bu yılın en iyi filmleri arasında görülen Drive My Car’ın (Doraibu mai kâ) uyarlandığı metne yeniden bakmak oldukça zihin açıcı bir zemin sunuyor, buna şüphe yok.

Kadınsız Erkekler

Kadınsız Erkekler / Haruki Murakami / çev. Ali Volkan Erdemir / Doğan Kitap / 224 sayfa.


7. Bok Yoluna Gitmek

Fabian
Fabian veya Bok Yoluna Gitmek (Fabian oder Der Gang vor die Hunde)

Jacob Fabian: 32 yaşında, bekâr. Ucuz bir pansiyonda yaşıyor ve sigara reklamı yapan bir reklam ajansında çalışıyor. İşten sonra tek arkadaşı Labude ile 1930’lar Berlin’inin sokaklarını arşınlıyor. İkilinin konuşacak pek çok şeyi var, aynı zamanda çatışacak pek çok konusu: Zira Labude iyileşmenin yolunun toplumsal iyileşmeden geçtiğini söylerken, Fabian iyileşmenin ancak bireyin kendisi için düşünmeye ve kendini ahlaki açıdan geliştirmeye başladığında mümkün olacağını söylüyor. Şehrin atmosferi bir kubbe gibi hem iki karakteri, hem de okur olarak bizleri sarmalıyor. Berlin’in sokakları abartılı bir hicivle tasvir edilse de bu kubbe inandırıcılığından hiçbir şey kaybetmiyor. 

Hitler’in yükselişiyle sonuçlanan Weimar Almanya’sının çarpıcı bir tasviri olan Erich Kästner romanı ‘Bok Yoluna Gitmek’ bu yıl Dominik Graf yönetmenliğinde aynı adla sinemaya uyarlandı. Dünya prömiyerini Berlinale’de yapan film deneysel üslubu ve dönem anlatılarına getirdiği yenilikçi yaklaşımla övülürken daha çok çocuk kitapları ve şiirleriyle tanınan Kästner’in çarpıcı kaynak romanı da filmle birlikte daha da ilgi çekici hâle geliyor. 

Bok Yoluna Gitmek

Bok Yoluna Gitmek / Erich Kästner / çev. Suzan Geridönmez / Sel Yayıncılık / 302 sayfa.


8. Kerr 

Kerr

İsmi bilinmeyen bir kasaba, bir tren istasyonu. Bir cinayet, yeni toprağa verilmiş bir baba ve Cezmi Kara. Tayfun Pirselimoğlu başarılı bir sinemacı olmasının yanı sıra sanatın farklı alanlarında da üretimlerde bulunan bir isim. Pirselimoğlu’nun 2014 yılında kaleme almış olduğu ‘Kerr’ ise onun hem edebiyatta hem de sinemadaki bütün hünerlerini ortaya seren bir roman. 

Babasının cenazesi için geldiği kasabada bir cinayete tanık olan Cezmi Kara’nın hikâyesi, pek çok unsuruyla klostrofobik, tekinsiz bir labirent halini alıyor. Pirselimoğlu’un kendi romanından aynı isimle uyarladığı ve ona 58. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘En İyi Yönetmen’ ödülünü kazandıran Kerr, bile isteye bir kabusun içine dalmak isteyen okur için bulunmaz bir nimet.

Kerr

Kerr / Tayfun Pirselimoğlu / İthaki Yayınları / 256 sayfa.


9. Karanlık Kız

The Lost Daughter
Karanlık Kız (The Lost Daughter)

Son dönemin yıldız yazarlarından Elena Ferrante’nin fenomen ‘Napoli Romanları’ serisinin bir anlamda çıkış noktaları arasında sayılabilecek ‘Karanlık Kız’, İngiliz edebiyatı öğretmeni Leda’nın bir yaz tatili boyunca yaşadıklarına odaklanıyor. Tatili esnasında huzurunu kaçıran bir ailenin Leda’nın hafızasında istenmedik noktaları tetiklemesi sonrasında yaşananları takip eden roman, seyirciyi ana karakterinin zihninde dolaştırıyor.

Bu çok sevilen roman bu yıl daha önce oyuncu olarak tanıdığımız yeni bir yönetmenin doğuşuna da vesile oldu. Maggie Gyllenhaal ilk uzun metraj film yönetmenliği deneyiminde Ferrante’nin romanını Olivia Colman, Jessie Buckley, Dakota Johnson ve Ed Harris gibi oyuncuların yer aldığı bir kadroyla sinemaya uyarladı. Venedik Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödülüne layık bulunan Karanlık Kız (The Lost Daughter), şimdiden ödül sezonunun da favori yapımlarından birisi. Bol hayranı bulunan bir romanın sinemaya aktarılmasına vesile olması da cabası. 

Karanlık Kız

Karanlık Kız / Elena Ferrante / çev. Eren Yücesan Cendey / Everest Yayınları / 150 sayfa.


10. Yeraltı Demiryolu

The Underground Railroad
Yeraltı Demiryolu (The Underground Railroad)

1991 yılında yayımlanan ‘The Intuitionist’ (Türkçeye ‘Bölge Bir’ ismiyle çevrildi) ile yazarlığa başlayan Colson Whitehead, daha ilk kitabından itibaren güncel Amerikan edebiyatının en güçlü yazarları arasında yerini almıştı. Whitehead’in 2016’da yayımlanan ‘Yeraltı Demiryolu’ romanı ise, okurla buluştuğu ilk dönemden itibaren çağdaş klasikler arasında anılmaya başladı. Kurmaca dalında Pulitzer Ödülü (2017), Amerika Ulusal Kitap Ödülü (2016), Arthur C. Clarke Ödülü (2017) başta olmak üzere kazandığı pek çok ödül bunun önemli bir göstergesi oldu.

19. yüzyıl Amerika’sında siyahların güney eyaletlerinden kuzeye kaçma çabasını merkezine alan ‘Yeraltı Demiryolu’ bu yıl Barry Jenkins’ın yönetmenliğiyle 10 bölümlük bir mini diziye uyarlandı. ABD’nin kölelik geçmişine sert, cesur ve zorlayıcı bir yerden bakan kaynak metne çarpıcı bir yaklaşım getiren Jenkins, son dönemin en güçlü dönem anlatılarından da birine imza attı. Emmy Ödülleri’nde toplam 7 dalda adaylık kazanan Yeraltı Demiryolu (The Underground Railroad) aynı zamanda listemizde yer alan tek dizi olma özelliğine de sahip. 

Yeraltı Demiryolu

Yeraltı Demiryolu / Colson Whitehead / çev. Begüm Kovulmaz / Siren Yayınları / 334 sayfa.


Hazırlayan: Büşra Uyar

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.