Max von Sydow’a Veda
Sinema tarihinin unutulmaz oyuncularından Max von Sydow doksan yaşında hayatını kaybetti.
Tuna Yüksel
1929 yılında İsveç’in Lund kentinde doğan Max von Sydow 8 Mart 2020’de, doksan yaşında hayata veda etti. Yirmi yaşında başladığı oyunculuk kariyerine yüzü aşkın film sığdıran von Sydow, perdedeki ilk büyük başarısını usta yönetmen Ingmar Bergman’ın başyapıtlarından Yedinci Mühür’le (Det Sjunde Inseglet, 1957) kazanmıştı. Bu filmde canlandırdığı şövalye Antonius’un Azrail’le satranç oynadığı sahne, hiç kuşkusuz sinema tarihinin unutulmaz anlarından biriydi. Yedinci Mühür’den sonra Bergman’la çalışmaya devam eden von Sydow, yönetmenin Yaban Çilekleri (Smultronstället, 1957), Genç Kız Pınarı (Jungfrukällan, 1960), Kış Işığı (Nattvardsgästerna, 1963) ve Utanç (Skammen, 1968) gibi pek çok önemli filminde rol aldı. Bergman’ın kendisinden talep ettiği donuk yüze ve soğuk görünüme sahip olan usta oyuncu karakterlerin ıstıraplı iç dünyalarını etkileyici bir şekilde yansıtmasıyla tanındı. Von Sydow, Bergman’la ilişkisini ve kariyerinin bu dönemini şu cümlelerle anlatmıştı: “Her şeyden önce onunla biz arkadaşız. Hem tiyatro sahnesinde hem de filmlerde işbirliklerimiz oldu, tüm bunları da henüz çok gençken yaptık. O zamanlar bu kadar çok tanınmıyordum. Bu da daha özgür davranmamızı sağlıyordu. Onunla pek çok kez çalıştık ve hep çok eğlendik. Bergman’ın benim hayatımdaki etkisinin ne olduğunu tam olarak söyleyemem ama önemli olsa gerek.” Max von Sydow, İsveçli yönetmenin 1982 yılında çektiği Fanny ve Alexander’da (Fanny och Alexander, 1982) rol alma teklifini reddetmenin kariyerindeki en büyük pişmanlığı olduğunu da ifade etmişti.
Yedinci Mühür
1950’li ve 60’lı yıllarda Avrupa sinemasındaki rolleriyle dikkat çeken Max von Sydow, 1965’te ABD’li yönetmen George Stevens’ın yönettiği En Büyük Hikâye (The Greatest Story Ever Told) filminde Hz. İsa’yı canlandırdı. Bu filmle birlikte Hollywood’a geçiş yapan yıldız oyuncu, 1973 yılında William Friedkin’in Şeytan (The Exorcist) filminde rahip rolünde izleyici karşısına çıkmış, bir kez daha sinema tarihinin unutulmaz sahnelerinden birinde yer almayı başarmıştı. Sydney Pollack’ın 1975 yapımı siyasi gerilimi Akbabanın Üç Günü’nde (Three Days of the Condor) kötü adama hayat veren von Sydow, ardından Stuart Rosenberg imzalı Lanetliler Gemisi’nde (Voyage of the Damned, 1976) dönemin Faye Dunaway ve Oskar Werner gibi yıldızlarına eşlik etti. 1981’e gelindiğindeyse, James Bond serisinin İnsan Gibi Yaşa (Never Say Never Again) filminde Sean Connery’yle birlikte rol aldı. Aynı yıl İkinci Dünya Savaşı draması Zafere Kaçış’ta (Victory, 1981) dönemin popüler oyuncuları Michael Caine ve Sylvester Stallone’yle birlikte rol aldı, Nazi subayı Karl von Steiner’i canlandırdı. 80’li yıllar boyunca dünya sinemasının önde gelen yönetmenleriyle çalışmayı sürdüren von Sydow David Lynch’in Dune’unda (1984), Woody Allen imzalı Hannah ve Kız Kardeşleri’nde (Hannah and Her Sisters, 1986), Bille August’un Altın Palmiyeli Fatih Pelle’sinde (Pelle Erobreren, 1987) rol aldı. Bu son filmde canlandırdığı Lassefar rolüyle En İyi Erkek Oyuncu dalında Oscar’a aday gösterilen von Sydow 1991’de Wim Wenders’in Dünyanın Sonuna Kadar’ında (Bis ans Ende der Welt) rol aldı, 2002’de bu kez Steven Spileberg’le bir araya geldi ve Azınlık Raporu’nda (Minority Report) oynadı. 2011 yılında Stephen Daldry imzalı 11 Eylül draması Çok Gürültülü ve Çok Yakın’daki (Extremely Loud & Incredibly Close) rolüyle bu kez En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu kategorisinde Oscar’a aday gösterildi. Von Sydow’un rol aldığı son filmlerden biri, 2015 yapımı Star Wars: Güç Uyanıyor’du (Star Wars: The Force Awakens).
Şeytan
Yetmiş yıllık görkemli sinema kariyerinin yanında, 2000’li yıllarda The Tudors (2007-2010) ve Game of Thrones (2011-2019) gibi popüler dizilerde de rol alan Max von Sydow, Game of Thrones’daki Üç Gözlü Kuzgun karakteriyle ekranlarda genç kuşak izleyicilerin de tanıdığı bir isme dönüştü. Oyunculuğu kadar etkileyici ses tonuyla da dikkat çeken Max von Sydow, Lars von Trier’in 1991 yapımı Avrupa’sına (Europa) sesiyle katkıda bulunurken, 2011 yılında da ‘The Elder Scrolls V: Skyrim’ adlı video oyununu seslendirdi.
Sinema tarihinde çok önemli yere sahip filmlerde rol almış, sayısız usta yönetmenle çalışmış ve bu filmlerde gösterdiği unutulmaz performanslarla hafızalara kazınmış olan Max von Sydow, ardında kimseye kolay kolay nasip olmayacak müthiş bir kariyer bırakarak aramızdan ayrıldı.