Antalya Günlükleri 2019 #2
Altın Portakal’da Ulusal Yarışma kapsamında izleyici karşısına çıkan ilk filmler, Orçun Behram’ın Bina’sı ve Faysal Soysal imzalı Ceviz Ağacı oldu.
Jüri başkanlığını Zeki Demirkubuz’un üstlendiği 56. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nin Ulusal Yarışma kategorisindeki filmler 27 Ekim Pazar günü izleyiciyle buluşmaya başladı. Bu filmlerden ilki, Orçun Behram’ın yazıp yönettiği ilk uzun metrajı Bina oldu. Dünya prömiyerini Toronto Film Festivali’nin Keşif bölümünde yaptıktan sonra Fantastic Fest’e ve Londra Film Festivali’ne konuk olan Bina, Türkiye’de ilk kez seyirci karşısına çıktı. Korku-gerilim türündeki film, 1980’leri çağrıştıran belirsiz bir zamanda, distopik bir Türkiye’de geçiyor. TOKİ’leri andıran, iç karartıcı, bakımsız bir binayı mesken tutan, baştan sona karanlık bir atmosferin hâkim olduğu Bina, hükümetin ülke çapında merkezî bir yayın sistemi kurmak amacıyla binaların çatısına yerleştirdiği uydu anteninin apartman sakinleri üzerindeki meşum etkisini konu alıyor. Ne var ki filmin, medyanın gerçekliği çarpıtıp kitlelerin beynini yıkaması gibi pek bilindik bir temaya orijinal bir bakış getirdiğini söylemek zor. İnsanların evlerinin içini gözetleyen kameralar, “büyük birader”in duvarlarda ve televizyon ekranında devamlı karşımıza çıkan görüntüsü gibi artık iyice klişeleşmiş motiflerle bezeli Orwell’vari bir filme daha ihtiyacımız olduğundan kuşkuluyum şahsen. Sağlam bir hikâye kurmaktan ziyade alegoriye yaslanması filmin lehine işlemiyor. Tek bir mekâna hapsolmuş, sınırlı sayıda karaktere odaklanan Bina’nın ne derece başarılı bir toplum eleştirisi olduğu da tartışılır. Ama başarılı sanat yönetimi, set tasarımı ve titizlikle hazırlanmış ses bandıyla dikkati çeken Bina’nın stilize bir görsel estetiğe sahip olduğunu da ekleyelim. Buna rağmen Carpenter’ın Yaşıyorlar’ından (They Live, 1988) ve Cronenberg’ün Videodrome’undan (1983) esintiler taşıyan birkaç etkileyici sahne hariç Bina, gerilim hissi yaratmakta etkisiz kalıyor.
Festivalde gösterilen ikinci Ulusal Yarışma filmi, ilk uzun metrajı Üç Yol (2013) ile Ankara Film Festivali’nde Umut Veren Yönetmen ödülü kazanan Faysal Soysal’ın Ceviz Ağacı oldu. Dünya prömiyerini Antalya’da yapan Ceviz Ağacı, başrolünde Serdar Orçin’in yer aldığı bir Türkiye-İran ortak yapımı. Ceviz Ağacı, taşrada geçen bir baba-oğul hesaplaşmasını ele alırken ağaç motifinden yararlanan Ahlat Ağacı (2018) ve Nuh Tepesi (2019) gibi “baba, oğul ve kutsal ağaç” üçgeni etrafında şekillenen bir hikâye kuruyor. Çevresinde korkak ve pısırık bir adam olarak tanınan Hayati’nin yıllar önce kendisini bahçedeki ceviz ağacına asarak intihar eden babasının anısıyla yüzleşme çabasını izliyoruz film boyunca. Ceviz Ağacı da temelde Ahlat Ağacı ve Nuh Tepesi gibi babasının yazgısını tekrar etmekten kurtulmaya çalışan bir oğulun hikâyesi. Hayati, Gregor Samsa gibi bir böceğe dönüşmeyi bile başaramadığı için hayıflanan, hem evliliğinde hem de sanatında çıkmaza saplanmış bir yazar. Hayati’yi merkezine alan film, bir yazarın gelişim hikâyesi olarak da okunabilir aynı zamanda. Ancak edebiyat eserlerine yapılan onca göndermenin filmin hikâyesiyle sıkı bir organik bağı olduğunu söylemek güç. Hayati’nin filmin mesajını doğrudan söze döktüğü, yer yer didaktizme kayan sahneler de filmi zayıflatıyor. Ceviz Ağacı, toplumdaki kötülüğe karşı vicdanı tek çare olarak sunarak meseleyi toplumsallıktan uzaklaştırıp sorumluluğu bireyin omuzlarına yıkıyor. Ayrıca filmin kadın-erkek ilişkilerine, toplumsal cinsiyet rollerine ve kadın cinayetlerine yaklaşımı da tartışmalara kapı açacak nitelikte.
Festivalin Pazar günkü önemli etkinliklerinden biri de, Ağustos ayında geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybeden sinema yazarı Cüneyt Cebenoyan anısına düzenlenen özel gösterimdi. Cüneyt Cebenoyan’ın anısını yaşatmak üzere kurulan Çocuk ve Sinema Fonu’nu daha geniş çevrelere duyurmayı amaçlayan etkinlik, Psikolog Ayşegül Cebenoyan’ın ülkemizde çocukların sinemaya ve sanata erişiminin ne kadar kısıtlı olduğunun altını çizen sunumuyla başladı. Ardından Romanyalı yönetmen Anca Damian’ın dünyaya küçük bir köpeğin gözünden bakan animasyon filmi Bir Köpeğin Fantastik Hikâyesi’nin (Marona’s Fantastic Tale, 2019) gösterimi yapıldı.
<<<
>>>
İstanbul Üniversitesi Amerikan Kültürü ve Edebiyatında yüksek lisans, Bahçeşehir Üniversitesi Sinema ve Medya Araştırmalarında doktora yaptı. Bir süre öğretim üyesi olarak çalıştı. Sinema, edebiyat, eleştiri ve kültür kuramları üzerine düşünüyor ve yazıyor.