Şu An Okunan
Bozcaada’nın Ekolojik Festivali

Bozcaada’nın Ekolojik Festivali

9-13 Ekim tarihleri arasında altıncısı düzenlenen Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali, “yerel, küçük ve yavaş” kalmayı, dayanışmayı, küçücük bir adada yan yana gelen insanların hayatlarında bıraktığı izi önemsiyor.

Mustafa Dermanlı

Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) 2014 yılından bu yana düzenleniyor. Festivalde nükleerden plastiğe, çöpten hidroelektrik santrallere, mülteci sorunlarından tohuma, asbestten iklim değişikliğine, ekolojiye dair belgeseller hem adalılarla, hem de ekolojistlerle buluşuyor. Bugüne değin onlarca ülkeden iki bini aşkın belgeselin başvurduğu festivalde altı yıl boyunca üç yüzü aşkın belgesel gösterildi.

Festivalin son dört yılında aktif bir izleyici olarak yer alıyorum. Her yıl festival kapsamında yirminin üzerinde belgesel izliyor ve gerek adadaki, gerekse ada dışından festival için gelen izleyicilerle bu filmleri tartışıyorum. Bir filmle Çin’deki çöp sorununun boyutlarını görürken, ardından gelen filmle Yunanistan’daki deniz ekosisteminin nasıl zaman içinde zarar gördüğünü görebilmek insanın içini hüzünlendirse de, bu bilgilere görsel anlamda erişebilmek büyük nimet.

Üç filmin ödüllendirildiği Uluslararası Yarışma kategorisindeki birincilik ödülü, adada doğmuş sanatçı Fethi Kayaalp adına veriliyor. Öğrenci projelerini desteklemek ve gençleri motive etmek adına verilen Gaia Öğrenci Ödülü, Panaroma kuşağı ve özel gösterimler de, festivalin ilgi gören başlıkları arasında.

ÖĞRENCİLER İŞ BAŞINDA
BIFED, Bozcaada Belediyesi’nin katkılarıyla hazırlanıyor. Tüm seneye yayılan ve filmlerin ön seçimini yapmaktan altyazıların ve festival kataloğunun hazırlanmasına, davetli listesinin oluşturulmasından konaklamanın organize edilmesine, teknik altyapının kurulmasından anlık çevirilere, sosyal medya yayınından fotoğraf ve videoların arşivlenmesine varıncaya dek birçok iş ise, çoğunluğu Bilgi Üniversitesi öğrencilerinden oluşan, 30’u aşkın kişinin yer aldığı bir ekip tarafından kotarılıyor. Festivalin anakaradan ayrı, bir adada olduğu gerçeğini de bir zorluk kalemi olarak belirtmek lazım. Bu ekibin başında ise Petra Holzer ve Ethem Özgüven var.

Ekim ayının ikinci haftasında, beş gün süren festivalde sadece belgesel gösterimleri yok. Her sene festival kapsamında açılan sergiler, özel atölyeler ve çocuklarla yapılan çalışmalar da yer alıyor.

Yurtdışından ve yurtiçinden belgesellerin yönetmenleri, özel jüri üyeleri, sanatçılar da festivali takip ederken Bozcaada’nın hazan mevsiminin de tadını çıkartıyorlar. Hızla akan turizm sezonunun ardından gelen bu yavaş festivalin en hızlı anı, izleyicilerin belgesellerin peşinde salondan salona koşturduğu anlar oluyor. BIFED “yerel, küçük ve yavaş” kalmayı, dayanışmayı, üretim odaklı olmayı, küçücük bir adada dolu salonlarda yan yana gelen insanların hayatlarında bıraktığı izi önemsiyor.

Gösterimlerin çoğu Bozcaada Halk Eğitim Merkezi ve Salhane’de gerçekleşiyor. Salhane’deki salonun küçüklüğü dezavantajmış gibi görünse de, burası özellikle yurtdışından gelen misafirlerce, “Birçok festivale katıldık ama bu kadar özel bir salon görmedik,” sözleriyle tanımlanıyor. Hayal edin; perdenin arkasındaki kapı açılıyor, kapının dibinde sonsuz deniz başlıyor, karşınızda Bozcaada Kalesi, masmavi gökyüzü ile deniz ufukta birleşiyor!

Festivalin ritüellerinden biri de genellikle ikinci gün yapılan kokteyl. Bu kokteyl izleyiciler, festival ekibi ve festival için Bozcaada’ya gelen yönetmenler ile jürinin kaynaşmasını hedefliyor. BIFED, Yırca’dan gelen Kenan ile Bodrum’dan gelen Halil kaptanı, sadece bir gün festivaldekilerle birlikte olabilmek için kıtalar aşıp gelen Suzana ile adada yaşayan ve belgeselleri en ince ayrıntısına dek inceleyen Türkân’ı, İtalya’dan hikâyesini sırtında taşıyıp gelen Rafaella ile şarap fabrikasındaki işçi Ali abiyi, Fransa’dan festivale gelen David ile Selanik’ten festivalin gediklisi Kiriakos’u adanın muhtelif yerlerinde bir araya getirmekte oldukça mahir.

“KOMÜNİST BAŞKAN”DAN AMAZON HALKINA…
Bu sene festivalin başlamasına bir gün kala kendini hissettiren Poseidon, festivalle birlikte yerini güneşe bıraktı. Festival boyunca yazdan kalma günler yaşandı Bozcaada’da. Bu sene Uluslararası Yarışma kategorisinde 14, Gaia Öğrenci Ödülü için de 10 film finale kalmıştı. Panaroma ve özel gösterimlerle birlikte 61 belgesel gösterildi festivalde.

Uluslararası Yarışma kategorisinde büyük ödülü, ölümcül asbest endüstrisi hakkında hakikati öğrenmek için araştırmalar yapan yönetmen Daniel Lambo’nun çektiği Belçika yapımı Nefessiz (Breathless, 2018) filmi aldı. İkincilik Ayşegül Selenga Taşkent’in yönetmenliğini yaptığı, Tunceli’nin Ovacık Belediyesi’nde başkanlığı kazanan “Komünist Başkan Maçoğlu”nun bu küçük ilçede başlattığı sürdürülebilir tarımı kendi kendine yeten bir ekonomiye çevirme çabasını; halkla birlikte konuşarak, zaman zaman çatışarak ve elbette üreterek toplumun tüm kesimlerine yayma çabasını beyaz perdeye taşıyan Ovacık (2019) filminin oldu. Üçüncülüğü ise Christopher Walker’ın yönettiği, insan ve doğa arasındaki ilişkiyi güçlü tasvirlerle anlatan, tehdit edilen Amazon halkının sesine odaklanan ve arşiv görüntüleriyle süregelen yıkıma çarpıcı biçimde tanıklık eden ABD ve Ekvador ortak yapımı Her Yönden Mızraklar (Spears From All Sides, 2019) filmi aldı. Bu kategoride ayrıca Christine Bouteiller imzalı Fransız yapımı Coğrafyacı ve Ada (The Geographer and the Island, 2019) belgeseli mansiyon ödülü aldı.

Atlantik Okyanusu’ndaki küçük bir Portekiz adasındaki çevre mücadelesini anlatan İtalya yapımı Batan Güneşin Doğuşu (Rising of the Setting Sun) filmi ise Gaia Öğrenci Ödülü’nü kazandı. Yönetmen Julie Hössle’ye ödülü, Bozcaada’da çevre mücadelesi veren bağımsız inisiyatif Bozcaada Forum adına takdim edildi.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.