Şu An Okunan
Antonia’nın Yazgısı

Antonia’nın Yazgısı

Antonia’s Line

Marleen Gorris’in 1995 yapımı filmi Antonia’nın Yazgısı (Antonia’s Line) İkinci Dünya Savaşı sonrası kızı Daniella’yla birlikte annesini gömmek için köyüne dönen Antonia’nın hikâyesine odaklanır. Hepsi birbirinden farklı ama hepsi evini arayan birçok karaktere dokunan filmin başrolünde sadece ve sadece zaman vardır.


Bu yazı, Altyazı’nın Ocak-Şubat 2020 tarihli 193. sayısında yayımlanmıştır.


Antonia bir sabah yatağında uyanır. Aynada kendisine bakıp aklaşmış saçlarını düzeltir ve “evet” der, “artık ölme zamanı geldi.” Panjurları kapalı bu loş odada başlayan film, Antonia’nın hayatının son gününü bir çuval gibi açar ve Ursula K. Le Guin’in salık verdiği gibi içini bir değil birçok hikâyeyle doldurur.

İzlediğimiz, Antonia’nın elli yıl boyunca kalabalıklaşan sofrasında, hepsi birbirinden farklı ama hepsi evini arayan birçok karakterin, yani Antonia’nın soyunun hikâyesidir. Ama hikâyenin başrolünde sadece ve sadece zaman vardır: ne zaferlerin ne trajedilerin durduramadığı, kimseye aldırmadan, ölüm-doğum-ölüm döngüsünde, yenilenen mevsimlerle, ekim ve hasatlarla kendi hâlinde akıp giden zaman.

Her şey İkinci Dünya Savaşı sonrası Antonia’nın, kızı Daniella’yla birlikte annesini gömmek için köyüne dönmesiyle başlar. Savaş Antonia’nın köyde bıraktığı çocukluk arkadaşlarından kimilerini alıp götürmüştür ama filmin en önemli karakterlerinden Eğri Parmak, Antonia’nın dönüşünü coşkuyla karşılar. Eğri parmak savaştan beri evinden çıkmamış, tozlu kitapların arasında varoluşun hiçliği ve yaşamın anlamsızlığını sayıklayarak geçirmiştir hayatını. Eğri Parmak Antonia’nın kızı, kızının kızı, kızının kızının kızı derken, yıllar boyunca Antonia’nın kocasız kızlarının akıl hocası olur; onları artık inanmadığı bir aklın felsefesiyle ve eğrilmiş parmaklarının düzgün işaret edemediği karanlık bir geleceğin kehanetleriyle büyütür. Antonia’nın soyu bir yandan çok sevdikleri Eğri Parmak’ın her yerde hiçlik ve ölüm gören aklının eleştirelliğiyle, bir yandan Antonia’nın günden güne kalabalıklaşan sofrasının bereketli çeşitliliği içinde büyür.

Antonia’s Line

Kabulün teklifsizce dağıtıldığı bu çatının altında herkes sadece kendi olabilmenin tasasız mutluluğunu yaşar. Yarım akıllı âşıklar kavuşur, anneliğiyle barışamayan anneler kınanmaz, bebeklerine hep birlikte şefkatle bakılır, kimse annesiz, kimse babasız, kimse kardeşsiz kalmaz. Şehvet düşkünü rahip dininden firar edip özgürleşir; cinsellik bir günah değil, yaşamı kutsamak için yaşanan bir ritüele dönüşür. Ama bu büyülü masalın da karanlık bir ormanı vardır. Tecavüzler, cinayetler, beklenmedik kayıplar ve en ağır yaslar eksik değildir bu yeryüzü cennetinde.

Bu kayıplardan en acısı Eğri Parmak’ın intiharıdır. Antonia soyunun kadınları, kimi öfkeyle, kimi içine kapanarak ama hepsi derinden yaşar bu kaybı. Soyun en genç üyesi Sarah için ölüm henüz yeni tanıştığı bir muammadır. Büyük anneannesi Antonia’ya sorar Sarah: “Herkes nerede, Eğri Parmak nerede?” Antonia’nın cevabı başta acımasızca görünür: “Eğri Parmak’ın cesedi yakıldı ve külleri toprağa serpildi.” “Ama…” diyebilir sadece küçük, neye itiraz edeceğini bilemeden. Antonia onu teselli etmek için hiçbir şeyin tamamıyla ölmediğini anlatır: “Geriye daima bir şeyler kalır. Ondan yeni bir şeyler büyür. Nereden geldiğini, neden var olduğunu bilmeden yeni bir hayat başlar.” Sarah tatmin olmamıştır, sorar: “Ama neden?” Cevap basittir: “Çünkü hayat yaşamak ister.”

Zaman ne bir ilaç ne de bir düşmandır filmde. Zaman sadece akıp geçer, hiçbir kayıp onu yolundan alıkoyamaz. Biz de Antonia’nın soyuyla yaşayıp giderken, filmin her karaktere yer açan çoklu bakışının içinde kaybolur; bir değil birçok yerden göründüğünde yaşamın, hiçlik değil çoklukla dolduğunu fark eder; yaşamı sonlu değil durgun akan bir nehrin kıyısında oturur gibi görürüz.


Antonia’nın Yazgısı, MUBI Türkiye’de izlenebiliyor. MUBI’nin Altyazı okurlarına özel kampanyasıyla 30 gün boyunca MUBI’ye ücretsiz erişim sağlayabilirsiniz.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.