Bir An köşemizde, bizde iz bırakmış filmlerden akılda kalıcı bir ânın duygusal dökümünü çıkarmaya çalışıyoruz.
‘Bir Yönetmen Beş Madde’ köşemizin konuğu Jean Vigo.
Vahşi güreş şovları ile abartılı makyaj ve kostümleri bir araya getirirken kaçınılmaz olarak kuirliğe uzanan, saç saça baş başa bir dizi.
Dünyanın adaletsı̇zlı̇ğı̇ ve kötülüğüne bakarken toplumsal olandan ayağını kesmeyen, soluk renklerle boyanmış bı̇r masal.
Berlinale’nin Panorama ve Forum gibi bölümlerindeki belgeselleri takip etmenin heyecanı, bu yıl yarışma heyecanından çok daha fazlasını sunuyordu seyircilere.
Altyazı’nın Nisan 2006’da yayınlanan 50. sayısında, geçtiğimiz hafta kaybettiğimiz Nicolas Roeg ile telefonda bir söyleşi gerçekleştirmiştik.
Steve McQueen, ‘Utanç’ta seks bağımlılığı üzerinden modern hayat ve kapitalizm eleştirisine soyunuyor.
‘Thelma’ fantastik bir öykünün içinde kadın arzusunun tarihine bakan, kadın bedenini özgürleştiren, cadı kelimesine itibarını geri veren büyülü bir film.
Senem Aytaç’tan mekânın melankolisine dair 10 film.
Sezer Sezin, Metin Erksan’ın kült filmi ‘Şoför Nebahat’ ile ünlenmişti.
Dev bir metal konstrüksiyonun ardından sahneye, coşkulu kalabalığın önüne çıkan Bowie kılığında bir Tilda Swinton’la…
Susan Sontag’ın yazıp yönettiği dört adet uzun metraj filmi var. Bunların ilki, açılışını Cannes Film Festivali’nde gerçekleştiren ‘Duet for Cannibals’.
Antalya’nın Uluslararası Yarışma’sında beş ödül kazanan Tereddüt birbirinden son derece farklı görünen iki kadının öykülerine odaklanıyor.
1974 tarihli ‘Les Ordres’ Ekim 1970’te Quebec Kurtuluş Cephesi üyelerinin bir bakan ve bir İngiliz diplomatını kaçırmasıyla başlayan ve ‘Ekim Krizi’ olarak anılan döneme tanıklık ediyor.
Alisa Lebow’un Filming Rebolution adlı internet projesi, Mısır Devrimi esnasında ve onu takip ede süreçte çekilmiş filmlerden oluşuyor. ‘Devrimi filmini çeken’ sanatçıları ve projelerini bir araya toplayan site, bir tür meta-belgesel niteliği taşıyor.
88. Akademi Ödülleri’nde En İyi Film ödülünü kazanan Spotlight pek çok kişiyi tatmin etmeyen ama sürpriz hissi de yaratmayan bir Oscar seçimi oldu. Tom McCarthy’nin neredeyse antropolojik bir yaklaşımla ve titizlikle perdeye aktarmayı seçtiği bu gazetecilik öyküsünü Ocak sayımızda yakın plana almıştık.
Kasım sayımızda geniş bir dosyayla sinemasal mirasını irdelediğimiz Chantal Akerman’ın özgün ve kişisel üslubunu, !f İstanbul kapsamında izleyicilerle buluşan belgeseli ‘No Home Movie’yle hatırlıyoruz.