Şu An Okunan
Brad Pitt’in 10 Unutulmaz Performansı

Brad Pitt’in 10 Unutulmaz Performansı

Hollywood’un ihtişamlı tarihine adını şimdiden yazdıran Brad Pitt elli yedinci yaşını kutluyor. 1980’li yılların sonundan bu yana pek çok önemli yönetmenle çalışan, sayısız başyapıtta rol alan ve her daim popülerliğini koruyan Pitt’in çarpıcı performanslarını gözden geçiriyor, 12 Maymun’dan Dövüş Kulübü’ne, Kapışma’dan Soysuzlar Çetesi’ne, bu görkemli kariyerde bir yolculuğa çıkıyoruz.


Vampirle Görüşme

Bizi Ayıran Nehir (A River Runs Through It, 1992), Kalifornia (1993) ve Çılgın Romantik (True Romance, 1993) gibi filmler Brad Pitt’in yükselişini çoktan haber vermişti ama aktörün Hollywood’un A listesindeki yeri, Tom Cruise’la başrolleri paylaştığı Vampirle Görüşme’yle (Interview with the Vampire, 1994) resmiyet kazandı desek yanlış olmaz. Anne Rice’ın aynı isimli romanından uyarlanan filmde Pitt, ‘vicdanlı vampir Louis’ rolüyle dönemin yeniyetme kızlarını kitleler hâlinde hayranları arasına katmıştı. Cruise’un oynadığı Lestat’ın vampirleştirdiği Louis, öykünün aynı zamanda anlatıcısıydı ve hem doğasının karanlığını taşıyan cazibesi hem de buna direnişiyle, filmin en romantik karakteriydi: “Peki ya tek sahip olduğum acım ve pişmanlığım ise?”


Yedi

Başta yönetmenin kendisi olmak üzere pek çoklarına göre David Fincher’ın kariyerini başlatan film Yedi’nin (Se7en, 1995) başrolünü Morgan Freeman’la birlikte paylaşan Brad Pitt, hayat verdiği Dedektif Mills karakteriyle kariyerinin en çarpıcı rollerinden birine imza atar. İdealist bir genç dedektif olarak büyük şehre gelen ve karşılaştığı ilk vakada hayatının en büyük şokunu yaşayacak Mills’in kendini göstermeye hevesli girişkenliği de, savruk ve tereddütlü hâlleri de gücünü Pitt’in keskin duygu geçişlerini ustaca taşıyan nüanslı oyunundan alır. Mills’in filmin unutulmaz finalindeki yüz ifadeleri, sinema tarihinin en sarsıcı finallerinden birisinin ayrılmaz parçalarındandır.


12 Maymun

Chris Marker’ın efsanevi kısa filmi La Jetée’den (1962) mülhem Terry Gilliam bilimkurgusu 12 Maymun (12 Monkeys, 1995), virüs salgını nedeniyle insanlığın yeraltına çekildiği bir gelecekten salgın öncesi döneme, 1990 yılına gönderilen James Cole’a (Bruce Willis) odaklanır. İnsanlığa yönelik uyarıları deli saçması görünen Cole’un kaldırıldığı akıl hastanesinde ise karşısına, saygın bir viroloğun oğlu olan Jeffrey Goines çıkar. Modern hayatın çelişkilerine, kapitalist dünyanın işleyişine, çevre meselelerine dair pek çok aklı selim tespitte bulunurken paranoyak şizofrenik eğilimlerini bastırmakta güçlük çeken Jeffrey karakterinde Brad Pitt, aşırı hızlı konuşmalarla ani şiddet patlamalarını iç içe geçiren bir oyunculuk sergiler. Aşırı uçlar arasında gidip gelen bu gösterişli performans, Pitt’e ilk Oscar adaylığını getirecektir.


Dövüş Kulübü

“Bu, içinde yer alıp alacağım en iyi film.” Dövüş Kulübü (Fight Club, 1999) Venedik’teki dünya prömiyeri sırasında kısmen yuhalanmış ve gösterimi terk edenler dahi olmuşken, Brad Pitt balkonda birlikte kıkırdayıp durduğu rol arkadaşı Edward Norton’ın kulağına eğilip böyle diyecekti. Aradan geçen yirmi küsur yıl sonra hâlâ aynı şeyi mi düşünüyor bilinmez ama, geriye dönüp bakınca, Tyler Durden karakteri gerçekten de kariyerindeki zirvelerden biri. Apati içindeki beyaz yakalı Jack’in bölünmüş kişiliğinin fantezi tarafı, ‘cesaret, irade ve libido timsali’ Tyler olarak, Pitt’in filmdeki rolü gerçek hayattaki rolüyle bir hayli kesişiyordu: erkeklerin olmak istediği kişi. “Düzenin yedi ceddine!” diyen bu karakterle birlikte, sistemin el üstünde tuttuğu bir pop figür olmasına rağmen, seyircinin sözcülüğünü ikna edici biçimde üstlenebilmişti Pitt.


Kapışma

Şöhretinin zirvesinde bir Guy Ritchie’nin yazıp yönettiği Kapışma (Snatch, 2000), Tarantino tarzı zekice diyaloglar üzerine kurulu, hikâyesini gösterişli bir karakterler galerisi etrafında ören, şiddet dozu yüksek, kurgusu kıpır kıpır, albenili bir suç komedisiydi. Türün daha sonraki örnekleri üzerinde de büyük etkisi olan filmde Brad Pitt, şehir dışındaki karavanlarında yaşayan çingene topluluğundan Mickey O’Neil’i canlandırıyordu. İngilizcesi zor anlaşılan, başta biraz yarım akıllı görünse de esasında kurnaz, boks ringinde kendinden kat kat güçlü rakiplerini bir yumrukla yere seren bir dövüşçüydü Mickey. Pitt’in yakışıklılığı ve delişmen performansıyla cazibe kattığı karakter, aynı zamanda filmin mizahi tonunun da taşıyıcılarından biriydi.


Truva

Brad Pitt’in görkemli kariyerinin ikonik rollerinden birisi de Homeros’un İlyada’sının ilk kez bu denli büyük bir prodüksiyonla sinemaya uyarlandığı Truva (Troy, 2004) filminde canlandırdığı Aşil’dir. Wolfgang Petersen’in yönetmenliğini üstlendiği ve Pitt’e Eric Bana, Diane Kruger ve Orlando Bloom gibi isimlerin eşlik ettiği film eleştirmenlerin beğenisini kazanamasa da, dünya tarihinin en ihtişamlı karakterlerinden Aşil’e hayat vermesi, Pitt’in kariyerinin unutulmaz basamaklarından birini oluşturur. Başta Hektor ile Aşil’in epik karşılaşma sahnesinde olmak üzere savaş sahnelerinde son derece bedensel bir performans ortaya koyan Pitt’in Aşil yorumu, Hollywood’un 2000’li yıllarda ürettiği unutulmaz karakterlerden biridir.


Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikastı

Andrew Dominik’in Ron Hansen imzalı romandan uyarladığı Korkak Robert Ford’un Jesse James Suikastı (The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford, 2007) ağır tempolu, melankolik, neredeyse meditatif bir westerndir. 19. yüzyıl sonlarında adı kulaktan kulağa yayılarak efsaneleşen soyguncu Jesse James (Brad Pitt) ile onun hakkında anlatılan masalsı hikâyeleri dinleyerek büyüyen hayranı Robert Ford (Casey Affleck) arasındaki ilişki yıllar içinde dönüşüm geçirecek, bu da kimsenin yakalayamadığı Jesse James’in sonunu hazırlayacaktır. Sessiz sakin, karizmatik ama aynı zamanda sert bir adam olarak canlandırdığı Jesse James’in kişiliği ile işlediği suçlar arasında gizemli bir karşıtlık yaratan Brad Pitt, kariyerinin en olgun performanslarından birini ortaya koyar.


Aramızda Casus Var

Çoğu kişinin favori Coen Kardeşler filmleri arasında pek göremeyeceğimiz filmlerden Aramızda Casus Var’ı (Burn After Reading, 2008) hem yönetmenlerin hem de yan rollerden birini üstlenen Brad Pitt’in kariyerinde ayrı bir sayfaya not düşmeli. Pitt’in canlandırdığı Chad Feldheimer karakteri muzipliği ve filmin orta yerinde başına gelen beklenmedik olayla, yıldız oyuncunun hayat verdiği diğer tüm karakterlerden farklı, tuhaf bir yerde durur şüphesiz. Chad karakteri Pitt’in kariyerinde bir kilometre taşı değilse de aktörün yıldız oyuncu personasından bir süreliğine ayrıldığı, o ekran dolduran jön haşmetinden ödün verdiği “maskot” hâliyle kayda değer bir oyunculuk niteliği taşır.


Soysuzlar Çetesi

Quentin Tarantino’nun 2009 yapımı filmi Soysuzlar Çetesi (Inglourious Basterds), İkinci Dünya Savaşı’yla ve Nazi Almanyası’nın akıbetiyle ilgili alternatif bir tarih yazımına girişir. Bu girişimin merkezinde yer alan karakterlerden birisi de Brad Pitt’in canlandırdığı Teğmen Aldo Raine karakteridir. ABD’nin Avrupa’ya çıkartma yapmasından kısa süre sonra özel ‘çete’siyle işgal altındaki Fransa’ya giden Aldo Raine, savaşı bir kalemde bitirecek bir planın parçası olur. Pitt’in keskin Güneyli aksanıyla ve mimiklerini tamamen değiştiren bir çene yorumuyla canlandırdığı Aldo Raine, yalnızca Pitt ve Tarantino’nun kariyerlerinin değil, İkinci Dünya Savaşı filmleri külliyatının da en unutulmaz tiplemelerinden birisine dönüşür.


Bir Zamanlar… Hollywood’da

Brad Pitt, 1987 yılında başlayan ve günümüzde hâlâ doludizgin devam eden, Hollywood’un zirvesinde geçmiş kariyerine rağmen ilk Oscar’ını yapımcı olarak 12 Yıllık Esaret (12 Years a Slave, 2013) filmiyle kazandı. Daha önce oyunculuk performanslarıyla Oscar’a üç kez aday olan ancak hiç kazanamayan Pitt’e ödülü getiren film ise Quentin Tarantino’nun Bir Zamanlar… Hollywood’da’sı (Once Upon a Time… in Hollywood, 2019) oldu. Yönetmenin seyirciyi 1960’ların Hollywood’una taşıdığı filmde eski film yıldızı Rick Dalton’ın (Leonardo DiCaprio) dublörü Cliff Booth’u canlandıran Pitt, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Oscar’ı kazandı. Pitt’in olgunluk dönemini taçlandıran bu ödül, onun canlandırdığı karakteri hem bedensel hem de duygusal olarak taşıyan çok yönlü ve cüretkâr oyunculuk tarzının da mükâfatlandırılmasıydı âdeta.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.