Şu An Okunan
Nasıl Seks Yapacağız?: Rızaya Razı Olmak

Nasıl Seks Yapacağız?: Rızaya Razı Olmak

Bu yıl Cannes Film Festivali’nde hem Belirli Bir Bakış Ödülü’nü hem de Queer Palm’ı kazanan Nasıl Seks Yapacağız?, Molly Manning Walker’un ilk uzun metrajı. Film, rıza kavramını bir büyüme hikâyesi çerçevesinde derinlikli bir biçimde ele alıyor.

Büyüme hikâyeleri olarak isimlendirdiğimiz, İngilizcedeki “coming of age” ifadesinin kapsamını daha iyi yansıttığı filmler, bugün tekrar eden temaları, anlatı yapıları ve biçimsel özellikleriyle, tıpkı western’ler veya müzikaller gibi yerleşik bir tür haline gelmiştir artık. Yaz tatilleri, mezuniyetler, ilk aşklar, ilk cinsel deneyimler, yeni başlangıçlar yine beyazperdede izlediğimiz başka ilk aşklara, başka başlangıçlara geri götürür bizi. Sinema seyircisi olarak ilişkilendirmelerle çalışan zihnimizin doğal bir tepkisidir bu, ama kimi zaman da bazı filmler açık bir biçimde başka bir filmle diyalog içinde olduğunu ortaya koyar. Örneğin, Molly Manning Walker’ın, bu bahsettiğimiz durumu harika bir şekilde yansıtan ilk uzun metrajı Nasıl Seks Yapacağız?’da (How to Have Sex) doğrudan Harmony Korine’e ve o meşhur Bahar Tatili (Spring Breakers, 2012) filmine seslendiğini görüyoruz. Hatta seslenmeden ziyade bir karşı çıkış, öfkeli bir cevap niteliğinde Walker’ın yaklaşımı. Zira Korine’in izinden gidiyormuş gibi başlayan film, Korine’in sinemasında asla yeri olmayan ve ele alınışı bakımından sinemadaki diğer büyüme hikâyelerinde örneğine rastlamadığımız ve genelde “post #MeToo” dönemiyle ilişkilendirilen bir konuyla karşı karşıya bırakıyor bizi.

Nasıl Seks Yapacağız?, Tara, Skye ve Em adlı üç genç kızın, yıl sonu sınavlarının bitmesi şerefine doyasıya bir tatil yapmak için Girit’in Malia beldesine gelmesiyle başlıyor. Sınavda başarılı olup olmadıkları endişesinden kurtulmak isteyen kızların odağında yalnızca üç şeyin olduğunu öğreniyoruz: Eğlence, alkol ve seks. Walker daha filmin giriş kısmında, görünürde son derece uyumlu olan ve benzer davranışlar sergileyen bu arkadaş grubundaki farklılıkları ve potansiyel çatışmaları sezdirmeyi başarıyor; özellikle de Tara ve Skye arasındaki gerilimleri. Filmde cana yakın ve neşeli kişiliğiyle öne çıkan Tara için bu tatilin ayrı bir önemi var. 16 yaşında hâlâ bakire olduğu için arkadaşlarının alay konusu olmak istemeyen genç kız, bu sorunu bir an önce çözüme kavuşturmayı hedefliyor.

Rızayı Tanımlamak

Kızların oteldeki ilk günleri gerçekten de Korine’in Bahar Tatili’ni aratmayan bir enerji ve esriklikle aktarılıyor filmde. Tıpkı Tara, Skye ve Em gibi, İngiltere’nin dört bir yanından eğlenmek için gelen gençlerin, senkronize biçimde, yekvücut sarhoş olduğunu, dans ettiğini ve sınırları olmayan bir erotizmi paylaştığını hissettiriyor Walker bizlere. Partilerin yirmi dört aralıksız devam ettiği hiç bitmeyen bir şimdiki zamanın yaşandığı otelde yarınlar yokmuşçasına eğlenmek ifadesi farklı bir anlam kazanıyor âdeta. Kızlar, sarhoş olma, kusma, sızma ve tekrar sarhoş olma döngüleri devam ederken yan odalarında kalan Badger, Paddy ve Paige’le tanışıyor. Tara ile sempatik ama biraz da şapşal Badger arasında bir yakınlaşma olsa da Skye, Badger’ı küçümseyip esas Paddy’yi hedefine almasını öğütlüyor arkadaşına. Tara’nın neşe dolu ve heyecanlı enerjisi bu noktadan sonra çatırdamaya başlıyor. Hayalini kurduğu, ama aslında neyi hayal ettiğini dahi bilmediği bir cinsellik gerçeğiyle karşı karşıya olduğunu fark ediyor çünkü. Seks, Tara’nın kendi içinden gelen bir istek değil de, sosyal çevresinden ona yüklenen bir gereklilik sanki ve o da kendisine biçilen bu rolü kurallarına göre oynamaya çalışıyor. En nihayetinde Badger’la yakınlaşma konusunda ilerleme kaydedemeyen Tara, Paddy’nin baskın karakteri karşısında bir tür teslimiyet haline bürünüyor ve cılız bir “evet”le sekse “razı geliyor”.

Nasıl Seks Yapacağız?’ın anlatısı içinde bir dönüm noktası niteliğindeki bu kısımda Walker, rıza kavramının bizzat tanımını ve işlevini sorgulayan son derece etkileyici ve kompleks bir sahneye imza atıyor. Paddy’nin, Tara’yı sahile götürüp ondan “hayır“ cevabı vermesini imkansız kılan bir özgüvenle inşa ettiği rıza, gerçekten rıza mıdır diye sorgulamaya davet ediyor bizi film. Walker’ın bu soruya kesin bir cevap vermek ya da neyin rıza olup neyin olmadığını açıklamak gibi bir derdi yok: O, bu olaydaki yegane önemli unsurla, yani yaşadıklarının Tara’nın üzerindeki etkisi ve ona neler hissettirdiğiyle ilgileniyor. 

Henüz kişilik gelişimi tamamlanmış bir genç kızın, çevresinin etkisiyle kendini sorgulamaksızın benimsediği yetişkinlik rolünün yıkıcı etkilerini gözlemliyoruz böylece. Ona dayatılan bu rol ile yara almış esas benliğinin arasındaki çatışmaların yavaş yavaş başladığı bu sahneler ise oldukça ölçülü ve adım adım yükselen bir ritimle tasarlanmış. Burada Tara’nın, inkâr duygusuna sığınmaya çalışsa da, yaşadığı travmanın fragmanlar halinde zihninde belirmeye başlamasına ve bu farkındalığın, onun bulunduğu ortama ve insanlara bakışını değiştirmesine şahit oluyoruz. Arkadaşları onu seks yaptığı için coşkuyla tebrik ederken ve detaylarını merak ederken, kendi pişmanlığını ve belki de hayal kırıklığını içine atmak zorunda kalıyor çünkü Tara. Birkaç gece önce kendini kaybederek dans ettiği kalabalık, onu yutmaya hazır acımasız bir canavar dönüşüyor. Walker, Tara’nın değişen duyguları ve bakış açısı doğrultusunda aynı atmosferi bambaşka biçimlerde gösteriyor bize. 

Tara’nın yaşadığı tüm bu olaylar sırasında en yakını addettiği arkadaşıyla iletişim kuramaması onu daha da yalnızlığa sürüklüyor. Skye’ın imalı yorumları, Em’in endişeli bakışları karşısında hiçbir şey olmamış gibi eğlenmeye zorluyor kendisini. Grup içerisinde Tara’nın huzursuzluğunu fark eden ve onu anlamaya çalışan yegane kişinin Badger olması ise oldukça dikkat çekici. Badger bir beyaz atlı prens değil kesinlikle. Walker onu asla bir kurtarıcı figürü olarak konumlandırmıyor. En az Tara kadar duygularını açıklamakta zorlanan Badger, gerçekleşmemiş bir ihtimal olarak kalıyor Tara’nın hayatında. Filmin ikinci yarısında yan yana oturup sessizce sigara içip uzaklara baktıkları anların, filmin belki de duygusal açıdan en yoğun sahneleri olduğu bile söylenebilir. Heteroseksüel ilişkilerde erkeklerin edindiği rollerin iki farklı örneğini sunan Paddy ve Badger karakterleri, bir anlamda genç erkeklerin de kadınlar gibi onlara yüklenen rolleri oynamayı öğrenmek zorunda kaldığını vurguluyor.

Filmde Walker’ın ana karakterine karşı duyarlı ama mesafeli bir yaklaşım benimsediğinin altını çizmekte fayda var. Tecavüz sınırlarında dolaşan bu olay sonrasında Tara ne katartik bir aydınlanma yaşıyor ne de bunlardan ders çıkararak farklı bir insana dönüşüyor. Film, Tara’yı kendi gerçekliğinde olduğu gibi bırakıyor esasında. İngiltere’ye gitmek üzere havaalanına geldiklerinde Em’in karşısında bir anda ağlamaya başlayan ve yaşadıklarına dair tek tük cümleler kuran Tara, sonra hemencecik gözlerini siliyor ve arkadaşlarıyla beraber kahkahalarla uçağa doğru koşuyor. Unutmayı, yoluna devam etmeyi seçiyor. Gençlerin, sosyal çevrelerinde gördükleri ve burada onlara yüklenen yetişkin figürlerini doğrudan içselleştirdiği, dolayısıyla büyümenin artık mümkün olmadığı bu gerçeklikte, Nasıl Seks Yapacağız?’ı belki de en iyi “anti-büyüme” hikâyesi ifadesi tanımlıyor. 


Nasıl Seks Yapacağız? MUBI Türkiye’de gösterimde.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.