Lisandro Alonso’nun son filmi ‘Hayal Ülkesi’ (Jauja) ‘yavaş’ bir western olarak başlayıp zamanla varoluşçu, absürd bir ‘nafile arayış’ filmine dönüşüyor.
‘Abluka’, baskı ve çatışmaların damgasını vurduğu kapkaranlık bir dünyada giderek gerçeklik algısını yitiren karakterlere odaklanırken, yaratıcı görsel ve işitsel oyunlarla izleyicisini de paranoya girdabının içine çekiyor.
Duygu Aytaç 53. New York Film Festivali’nden bildiriyor, 11 Ekim’de sona eren festivalde radarına takılan filmlere dair izlenimlerini not düşüyor.
22 Ekim Perşembe günü yitirdiğimiz Yılmaz Köksal, yapım kalitesi açısından en yetersiz filmleri bile sırf varlığı sayesinde seyredilebilir kılan simalardandı.
Amy Winehouse’un hayatını konu alan Amy, arşiv görüntülerinden kurgulanmış bir belgesel. Asif Kapadia imzalı film, müzik sektörü üzerine sağlam bir eleştiri değil belki ama etkileyici bir antikahraman hikâyesi.
Sinemamızın usta yönetmenlerinden Memduh Ün’ü geçtiğimiz günlerde, 95 yaşında kaybettik. Memduh Ün’ün hayatını ve sinema serüvenini İbrahim Türk’ün kaleminden hatırlıyoruz.
Dostoyevski’nin itiraf geleneğini kökten sarstığı romanı ‘Yeraltından Notlar’, Zeki Demirkubuz’un elinde de itiraf temelli bir filme dönüşüyor.
Müge Turan Toronto’dan bildiriyor; TIFF Sinematek’inin ‘İtalya’da Yaz’ seçkisindeki filmler arasında köprüler kuruyor, İtalyan sinemasının tarihinde kısa bir yolculuğa çıkarak bu filmleri hayal dünyasında çiftleştiriyor.
Tamamı tek planda çekilen ‘Victoria’ bizi “gerçek Berlinliler” ve bir İspanyol göçmen kızla birlikte, nefes almayı unutuncaya dek koşturuyor Berlin sokaklarında.
Pixar’ın, yaratıcılık krizini kendi lehine çevirmenin bir yolunu bulduğu ‘Ters Yüz’ vesilesiyle bu büyük animasyon fabrikasının 20 yılı aşan tarihine göz atıyoruz.
‘Mad Max: Fury Road’da neredeyse kesintisiz hareket, fazladan bir tek gölgenin bile bulunmadığı usta işi kompozisyonlar yetmiş iki yaşındaki sinematograf John Seale’ın gövde gösterisine dönüşüyor.
Stüdyo Ghibli’nin elle boyanmış büyüme hikâyelerine bir yenisini ekleyen ‘Marnie Oradayken’ aynı zamanda genç yönetmeninin özgün dokunuşunu da taşıyor.
68. Cannes Film Festivali’ni takip eden sinema yazarlarından ödül töreni öncesinde görüş aldık.
Edward Snowden’ın ABD’nin ‘herkesi’ gözetlediğini ortaya koyan belgeleri medyaya sızdırma sürecini takip eden ‘Citizenfour’, ‘Snowden sonrası’ çağını başlatan günlere içeriden bir bakış.
‘Bakur’ filmine uygulanan sansür kaldırılana dek ‘biz de filmimizi göstermiyoruz’ diyen sinemacıların ortaya koyduğu dayanışma çok kıymetli.
34. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Belgesel Yarışması’ndaki filmlerin yönetmenleri Kültür Bakanlığı’nın sansürü olmasa festivalde gösterilecek olan belgesellerini Nisan sayımızda anlatmışlardı.
En son ‘The Master’a imza atan Paul Thomas Anderson’un ‘Gizli Kusur’u, 34. İstanbul Film Festivali’nin en dikkat çekici ve en talepkâr filmlerinden.
Patricio Guzmán, 34. İstanbul Film Festivali’nde gösterilen yeni belgeseli ‘Sedef Düğme’de hem okyanusun hem de okyanusu kana bulayan iktidarların ve suda kaybolan hayatların hikâyesini anlatıyor.