Gladyatör’den Joker’e Joaquin Phoenix
Joker’deki rolüyle bir kez daha dikkatleri üzerine çeken ABD’li oyuncu Joaquin Phoenix’in filmdeki performansı, en az filmin kendisi kadar tartışılıyor. Phoenix’in oyunculuğu önceki uyarlamalarda ünlü karakteri canlandıran Jack Nicholson ve Heath Ledger gibi efsanevi isimlerle karşılaştırılıyor. Oyuncunun performansı kimileri tarafından fazla gösterişçi bulunurken, yorumların pek çoğu Phoenix’in karakterin çarpık zihnini, geçmiş travmalarını ve çatışmalarla dolu iç dünyasını ustalıkla yansıttığı yönünde. Öte yandan, Phoenix’in geçmişte canlandırdığı karakterlerin ve star personasının oyuncunun bu meşakkatli rol için seçilmesinde de payı var.
Bugüne kadar Spike Jonze, Paul Thomas Anderson, M. Night Shyamalan ve Lynne Ramsay gibi yönetmenlerle çalışan usta oyuncu, Hollywood’un gözüne ilk olarak Oscar adaylığı kazandığı Gladyatör’deki (Gladiator, 2000) Commodus rolüyle girmişti. Gladyatör’ün ardından oyuncu The Master (2012), Bir Zamanlar New York (The Immigrant, 2013), Inherent Vice (2014) ve son olarak Sisters Biraderler (The Sisters Brothers, 2018) gibi çeşitli dönem dramalarında rol aldı. James Mangold imzalı Sınırları Aşmak’ta (Walk the Line, 2005) efsanevi müzisyen Johnny Cash’i canlandıran ve ikinci Oscar adaylığını elde eden Phoenix, Hiçbir Zaman Burada Değildin’deki (You Were Never Really Here, 2017) rolüyle de Cannes Film Festivali’nde En İyi Erkek Oyuncu ödülünün sahibi olmuştu. Phoenix’in Joker’de canlandırdığı Arthur karakterini, Lynne Ramsay imzalı Hiçbir Zaman Burada Değildin’de travmalarıyla baş etmeye çalışan ve tek yakını annesi olan kiralık katil Joe’ya benzetenler de var. Acı çeken, yalnızlıkla boğuşan, geçmiş travmalarıyla yüzleşmeye çalışan karmaşık karakterleri büyük bir ustalıkla canlandıran Phoenix, Joker’le beraber çizgi roman uyarlamalarındaki “süper kötü” temsillerine de yeni bir soluk getirecek gibi duruyor.
Video: Aslı Ildır
