Aslı Gibidir ve Sevmek Gibi’de ‘hız çağı’nda aşkın mümkünatını sorgulayan Kiarostami, bu son döneminde daha pek çok uluslararası projede kendi imzasını görünür kıldı.
Gilles Deleuze’ün ‘Sinema’ üst başlıklı eserinin ikinci cildi de yakın zamanda Norgunk Yayınları tarafından Türkçede yayımlandı.
Orson Welles’in yirmi beş yaşında imza attığı Yurttaş Kane, görsel üslubu, sıra dışı olay örgüsü ve kurmaca ile gerçeklik arasında kurduğu dâhiyane ilişkiyle on yıllarca en iyi film listelerine hükmedecektir.
Belgesel dünyasının en kapsamlı festivali IDFA, doyurucu içeriği ve arayüz kullanım kolaylığıyla sanal yalnızlığımızı bir nebze azaltan etkinliklerden biri oldu.
John Berger 1991’de Sight & Sound’da yayımlanan yazısında, filmler ve dönemler arasında gezinerek sinemanın izleyiciyi etkileme gücünü anlatıyordu.
Bu karanlık zamanlarda umudumuzu tazeleyecek filmlerden biri olan ‘Daima Mutlu’ insanların alçakgönüllü çabalarına dair bir mesel.
8 Mayıs’ta Asghar Farhadi’nin ‘Everybody Knows’uyla başlayan Cannes Film Festivali’nin ilk günlerinde öne çıkan film, Pawel Pawlikowski’nin ‘Cold War’u oldu.
Yakın zamanda kaybettiğimiz Harun Farocki’yi, onun imajlarla olan ilişkisini Ulus Baker’e göz kırparak okuyan bir yazıyla anıyoruz.
