Beyazperdeye Konuk Olmuş 5 Moda Tasarımcısı

Gucci ailesinin hikâyesini beyazperdeye taşıyan Gucci Ailesi, bu hafta itibariyle sinemalardaki gösterimine başladı. Yönetmenliğini Ridley Scott’ın üstlendiği, uzun süredir merakla beklenen film seyirciyle buluşmuşken sinema tarihinden beş ikonik moda tasarımcısı portresini bir araya getiriyoruz.

Moda dünyasına yön veren ikonik isimler bugüne dek defalarca beyazperdede ağırlandı. Valentino, Chanel, Saint Laurent… Pek çok moda devi belgesel ya da kurmaca türünde kendine güçlü bir temsil alanı bulabildi. Fakat şu bir gerçek ki pek çok kişi tüm o tuhaflığı ve müthiş özgüveniyle Gucci’yi beyazperdede görmek için bekliyordu. Zira moda tarihine geçmiş yaratıcı bir kariyerin yanı sıra Patrizia Reggiani ve Maurizio Gucci’nin sansasyonel, gerilim dozu yüksek ilişkisi de Gucci ailesinin hikâyesinin nasıl anlatılacağını merak konusu hâline getiren hususlardan birisi. Ridley Scott’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Türkiye’deki sinemalarda bu hafta vizyona giren Gucci Ailesi (House of Gucci), bu beklentileri nihayet karşılayacak gibi görünüyor. Adam Driver‘ın Maurizio Gucci’yi, Lady Gaga‘nın ise Patrizia Reggiani’yi canlandırdığı filmde Driver ve Gaga’ya Salma Hayek, Jared Leto, Al Pacino ve Jeremy Irons gibi yıldızlar eşlik ediyor.

Gucci Ailesi’nin sinemalara geliyor oluşu vesilesiyle sizlere beş moda ikonu tasarımcının beyazperdedeki temsillerinden oluşan bir liste sunuyoruz:

Gucci Ailesi‘ni Burçin S. Yalçın’ın kaleminden okumak için tıklayın.

Valentino: The Last Emperor

Eğer modaya biraz aşinaysanız, gözünüzü kapatıp Valentino ismini düşündüğünüzde aklınızda tek bir şey canlanacaktır: Valentino kırmızısı! Tıpkı tasarımcısı Valentino Clemente Ludovico Garavani gibi ‘sıradan’lıktan türeyen bu kırmızı kısa zamanda moda dünyasının önemli imzalarından biri hâline geldi. Tipik bir orta sınıf aileden gelen Valentino’nun görkemli bir kariyere uzanan hayat hikâyesi elbette sinemanın da kayıtsız kalamayacağı nitelikleri bünyesinde barındırıyordu. Markanın 45. yılında izleyici karşısına çıkan Valentino: The Last Emperor, bir nevi kutlamaydı. Yönetmenliğini ‘Vanity Fair’ dergisinin özel muhabiri Matt Tyrnauer’in üstlendiği belgesel, prömiyerini 2008 yılında Venedik Film Festivali’nde yapmıştı. Tyrnauer film boyunca moda camiasının backstage’lerinde gezinirken bir yandan da podyumun ışıltılı heyecanını seyircilere yaşatıyordu. 

Coco Chanel’den Önce 

Maskülen ve son derece dişil… Coco Chanel’in en basit tarifi bu olabilir. Chanel, kadın modasına maskülen hatlarını kazandırarak bir devrim yapmıştı. Bu devrim hem marka hem de Gabrielle (Coco) Chanel için oldukça zahmetliydi tabii ki. Chanel’in yetimhanede başlayan yolculuğu son derece sancılı ama bir o kadar da büyüleyiciydi. Terk edilmişliğin acısıyla sınanan hayatı, taşra barlarından kabarelere, terzilikten moda ikonluğuna uzanıyordu. Bu uçucu ama bir o kadar da yakıcı hayat, tam da sinemanın kayıtsız kalamayacağı türden bir hikâye barındırıyordu içerisinde. Nitekim Chanel’in hikâyesi birden fazla kez sinemaya uyarlandı. Edmonde Charles-Roux’nun kitabının bir uyarlaması olan Coco Chanel’den Önce (Coco avant Chanel, 2009) bunların başında geliyor. Anne Fontaine’in yazıp yönettiği filmde Coco Chanel’e hayat veren Audrey Tautou, bu performansıyla büyük beğeni kazanmış, film ayrıca kostüm tasarımı konusunda da oldukça övgü toplamıştı. Coco Chanel’den Önce ile aynı yıl vizyona giren, Jan Kounen’in yönettiği Coco Chanel & Igor Stravinsky filmini de düşünecek olursak, 2009 tam bir Chanel yılıydı!

Dior et moi

Moda dünyasının bir başka ikonik ismi Christian Dior da elbette sinemacıların gözden kaçırmadığı hikâyelerden birisine sahip. 1946 yılında kurulan Fransız modaevi Christian Dior’un gelişim sürecini ve Raf Simons’ın ilk haute couture (özel tasarım) koleksiyonunu çıkarma hikayesini anlatan Dior et moi (2014), markanın tarihine dair önemli bir belge niteliği taşıyor. Prömiyerini 2014 Tribeca Film Festivali’nde yapan belgeselin yönetmenliğini ve senaristliğini üstlenen isim ise 2008 yapımı Valentino: The Last Emperor’ın da yapım ekibinde yer alan Frederic Tcheng. Christian Dior ve Raf Simmons’a sesiyle eşlik eden isim ise Omar Berrada.

Yves Saint Laurent 

Yves Saint Laurent’ın keskin ve seksi stili akıllarda kolayca yer edinse de, herkes için uygun olmadığı da kesin. Modacının hikâyesine odaklanan 2014 yapımı Yves Saint Laurent filmi de bu stilin kaderini aynalarcasına farklı kesimlerden farklı yorumlar almıştı. Kimileri filmi oldukça beğenmiş, kimileri onu Yves Saint Laurent’ın “tabiatına” aykırı bulmuştu. Yine de Marie-Pierre Huster, Jacques Fieschi ve Jalil Lespert’in senaristliğini üstlendiği ve Lespert’in aynı zamanda yönetmen koltuğunda oturduğu Yves Saint Laurent, modacıların hayatını ele alan filmler arasında önemli bir yer edindi kendine. Bu biyografik eser, Yves Saint Laurent’ın moda dünyasının ikonları arasına girmeden önceki hayatına odaklanıyordu. 1960’lı ve 70’li yılları merkezine yerleştiren filmin oyuncu kadrosu ise Pierre Niney, Gaspard Ulliel, Guillaume Gallienne,Charlotte Le Bon gibi isimlerden oluşuyordu. 

McQueen

İngiliz moda tasarımcısı Lee Alexander McQueen, moda dünyasının erken kaybettiği yıldızlardan birisi. 2010 yılında, henüz 40 yaşındayken hayatını kaybeden başarılı modacı, Peter Ettedgui’nin yönettiği 2018 yapımı McQueen belgeseliyle de beyazperdede kendine yer bulmuştu. Ettedgui’nin Ian Bonhôte ile beraber yönetmenliğini üstlendiği bu biyografik belgeselin yapım süreci sancılıydı. Zira Ettedgui ve Bonhôte ilk olarak tasarımcının ailesi tarafından reddedilmiş olsa da, ikilinin McQueen’in hayatına olan saygısı ve ısrarları sayesinde film yapılabilmişti. Yönetmenlerin samimi ve titiz çalışması McQueen’e bolca övgü ve ciddi bir seyirci ilgisi getirdi. Film ayrıca 2019 yılında GALECA’nın (Gay and Lesbian Entertainment Critics Association) verdiği Dorian Ödülü’ne layık görüldü.

Hazırlayan: Büşra Uyar