Venedik Film Festivali’nin ikinci yarısına ulaştık. Dolu dizgin devam eden festivalde seçkinin genel düzeyinin şimdilik oldukça sağlam olduğunu söylemek mümkün.
Venedik Film Festivali yeni Noah Baumbach filmi White Noise’la açıldı. Seyirciyle buluşan White Noise, Tár, Princess, Stonewalling’e dair kısa kısa…
Yeni Hollywood yıllarının ustalarından Bob Rafelson, 89. yaşında hayatını kaybetti. Bu vesileyle usta yönetmenin filmografisine yeniden bakıyoruz.
48. Seattle Film Festivali, dünya festivallerinde ses getirmiş filmleri Kuzeybatı Amerika izleyicisiyle buluşturuyor.
En İyi Film dâhil üç dalda Oscar kazanan CODA engelli karakterleri öykünün merkezine yerleştirmesi ve anaakım için otantik sayılabilecek bir portre sunması sebebiyle takdiri hak etse de özgünlükten uzak, fazlasıyla alçakgönüllü bir aile filmi.
Sundance Film Festivali’nin bu yılki programında korku ve gerilim türleri üzerinden güncel politik konuları ele alan çok sayıda film vardı. Yıl boyu adını sık sık duyacağımız Sundance filmlerine dair kısa kısa…
Sundance Film Festivali’nde çevrimiçi gösterimler devam ediyor. Klondike, Call Jane, Living, Cha Cha Real Smooth ve diğer filmlere dair kısa kısa.
Sundance Film Festivali’nde gösterimler 20 Ocak akşamı başladı. Dikkat çekici Amerikan bağımsızlarının izleyici karşısına çıktığı ilk günlerin esas yıldızları, yıl boyunca adını sıkça duyacağımız iki belgeseldi: Tantura ve Fire of Love
Yeni filmi Licorice Pizza’da Paul Thomas Anderson arka planına 1970’li yılların Amerika’sını alan bir “büyüyememe” öyküsü anlatıyor.
Jackie gibi biyografik filmleriyle tanıdığımız Pablo Larraín, teknik açıdan kusursuz Spencer’da sosyo-politik gerçekleri dışarıda bırakarak tamamen Prenses Diana’nın psikolojik zaaflarına ve çözülmesine odaklanıyor.
Vancouver Film Festivali pazartesi günü sona erdi. Hong Sang-soo’nun son filminden Gürcistan yapımı bir şehir senfonisine, ağdalı bir yas dramından altı César ödüllü bir Fransız komedisine, programın öne çıkan filmlerine dair kısa kısa…
Vancouver Film Festivali’nin öne çıkan filmlerinden üçü, Jafar Panahi’nin oğlu Panah Panahi’nin ilk filmi Hit the Road, Milica Tomovic’in 90’lar Belgrad’ında geçen Celts’i ve Kim Ji-Hoon imzalı Güney Kore aşırılığı Sinkhole oldu.
40. Vancouver Film Festivali 1 Ekim’de başladı. Yıl boyu büyük festivallerde beğeni toplayan yapımları Kanadalı izleyiciyle buluşturan festival, Batı Kanada ve Uzakdoğu sinemalarına da özel bir vurgu yapıyor. Berlinale’den ödüllü The Scary of Sixty-First ve Cannes çıkışlı Moneyboys, festivalin ilk günlerinde dikkat çeken filmler arasındaydı.
Macar yönetmen Ildikó Enyedi’nin Altın Ayı ödüllü filmi Beden ve Ruh aynı rüyayı görerek yakınlaşan Maria ve Ende arasındaki sıradışı ilişkiyi anlatıyor.
Dardenne Kardeşler, 1990’lı yıllardan bu yana Avrupa’nın kalbinde sefalet, yıkım ve yoksullukla yüzleşen karakterlerin hikâyelerini anlatmayı sürdürüyorlar.
Kantemir Balagov boğucu gerçekleri tavizsizce ele alan, beklenmedik anlardan şiirsellik çıkaran ve her kareye ayırt edici bir doku kazandıran bir yönetmen.
Hong Sang-soo, Ertesi Gün’de sinemasının ilk dönemini hatırlatır biçimde erkek karakterin perspektifine ağırlık vermeyi seçiyor. Ertesi Gün, kariyerinin en üretken dönemlerinden birini geçiren yönetmenin en iyi filmlerinden.
Eric Rohmer, Fransız Yeni Dalgacıların belki de en ‘Fransız’ıydı. Ahlakçı olmadan ‘ahlak’ üzerine filmler yapan Rohmer’in sineması, iddiasızlığıyla, olaylardan çok kahramanlarının nasıl insanlar olduğuyla ilgilenmesiyle, sürekli tekrar eden tema ve sorularıyla, bütünlüklü bir ‘döngü’nün parçalarından oluşuyor.