Şu An Okunan
Coenlerin 5 Unutulmaz Karakteri

Coenlerin 5 Unutulmaz Karakteri

Yakın dönem ABD sinemasının en önemli isimleri arasında yer alan Coen Kardeşler, otuz yılı aşkın kariyerlerinde pek çok özgün karaktere, tiplemeye ve yaşam öyküsüne hayat verdiler. Coenler sineması denildiğinde ilk akla gelen şeylerden birisi hepsi sinema tarihine farklı izler bırakmış birbirinden ilginç karakterler. Coenlerin Amerika’nın karla kaplı Ortabatı’sından uçsuz bucaksız çöllere uzanan Vahşi Batı’sına çok çeşitli noktalarından kendine has portreler çıkaran sinemasında iz bırakmış 5 unutulmaz karakteri bir araya getirdik.


Ahbap (The Dude)

Büyük Lebowski (The Big Lebowski, 1998)

Coenlerin en sevilen karakterlerinden Ahbap (The Dude) bize filmin başında “dünyanın en tembel adamlarından biri” olarak tanıtılır ama bunun yanına mutlaka “en gamsız”ı da eklemek gerekir -ki bu gamsızlık sayısız antikalıklarının da sebebidir: Markete bornozla gider, 69 kuruş için çek yazar. Eagles çalmayı bırakmadığı için taksi şoförüyle papaz olur ama evine zorla girip beyzbol sopasıyla eşyalarını kırmaya başlayan adamlara sakince “Hey, burası özel konut yahu…” demekle yetinir. Jeff Lebowski olarak doğan Ahbap kendisine kesinlikle doğru bir isim seçmiştir zira acayip öyküleriyle daima gülerek hatırladığınız, zararsız ve ama çok tuhaf mahalle ya da lise arkadaşınız gibi, bir biçimde “ahbabınızdır”.


Anton Chigurh

İhtiyarlara Yer Yok (No Country For Old Men, 2007)

Coenlerin kariyerleri boyunca pek çok kez konu ettikleri Vahşi Batı’nın suçla ve şiddetle ilişkisine dair filmlerinden İhtiyarlara Yer Yok, bu coğrafyadan sinema tarihinin en unutulmaz kötü karakterlerinden birisini çıkarır. Alışılmadık ölüm silahından duygusuz tavırlarına, ilginç saç kesiminden sinir bozucu mizah anlayışına göründüğü her kareyi amansız bir tekinsizlik havasıyla kuşatan kiralık katil Anton Chigurh, Coen Kardeşler külliyatında safkan kötülüğü temsil eden yegâne karakter belki de. 


Barton Fink

Barton Fink (1991)

Broadway’de kazandığı başarının ardından Hollywood’a transfer olan idealist oyun yazarı Barton Fink, Capitol Stüdyosu için kaleme alacağı senaryo üzerinde çalışırken büyük bir yaratıcılık krizine girer. İzbe otel odasında, daktilosunun başında gerçeklikle bağlarını yitirmeye başlayan Barton gitgide hayaller, fanteziler ve dehşet verici kâbuslar arasında kaybolacaktır. Aynı anda korku, şaşkınlık, dehşet ve panik ifadelerini yüzüne yansıtabilen John Turturro, Cannes’da Altın Palmiye kazanan filmdeki muhteşem performansıyla festivalin En İyi Erkek Oyuncu ödülüne layık bulunmuştu.


Llewyn Davis

Sen Şarkılarını Söyle (Inside Llewyn Davis, 2013)

Coenlerin belki de en savruk, en çilekeş, en ‘serseri’ karakteri Llewyn Davis’le mikrofonun başında tanışırız. Melankolisini en iyi yansıtan şarkılardan birisiyle karşılar bizi. Kaybettiği partnerinin ardından kariyeri çıkmaza girmiş, geleceği belirsiz bir müzisyendir o. Tüm film boyunca takip edeceğimiz bir yere gitmeyen kariyerinin bıkkın, yorgun yükünden kurtulduğu nadir anları sunar bu müzik araları. Arkadaşlarının kanepelerine çöktüğü, hiçbir yerde ve ilişkide tutunamadığı, etrafta beş parasız dolaştığı yaşamını unutmuş görünür bu aralarda. Kaldı ki, sevilen bir müzisyen bile sayılmaz. Coenlerin belki de her karakterlerine bir şekilde zerk ettikleri kara mizah duygusu Llewyn’in trajikomik yaşamının özeti gibidir. Müzikle başlayan film, müzikle biter. Llewyn yerine, onun varoluşunu dahi trajikleştirecek biri uğurlar seyirciyi.


Marge Gunderson

Fargo (1996)

Suçun ve suçlunun doğasına dair birbirinden soğuk filmler yapan Coenlerin bu dünyaya attığı nüktedan bakışın karakteridir Marge Gunderson; böylesi bir dünyayı ancak onunla anlamlandırabilmemiz mümkünmüş gibi. Marge bütün o şaşırıp kalmalarıyla, yolsuzluğun kar olup yağdığı bu dünyada neredeyse kara sıçrayan bir kan lekesi gibi belirginleşir. Hamile bir kadın polisin tek başına koca bir suç şebekesi ve yolsuzluk ağıyla mücadelesini izlediğimiz Fargo’yu Coenlere özgü acı şakalardan birisine çevirir Marge karakteri. Tüm olayları Frances McDormand’ın mimiklerinden takip ederiz âdeta. O soğuktan gerilmiş, keskin ifadeler, Coenler külliyatına taş gibi bir hissizliğin panzehirini barındıran karakterlerden birisi olarak yerleştirir Marge’ı.

© 2013-2022 Altyazı Aylık Sinema Dergisi / Altyazi.net'in içeriği dergi yönetiminden ve yazarlardan izin alınmaksızın kullanılamaz.