“İlk uluslararası film yıldızı” olarak tanınmasına rağmen Asta Nielsen sinema tarihinin ‘unuttuğu’ kadın sinemacılardan birisi.
Adını Shakespeare’in en kanlı oyunundan alan Lady Macbeth türlü baskıya başkaldıran bir kadını odağına alıyor.
Rebecca Hall imzalı Passing yıllar sonra yeniden karşılaşan iki kadın arasındaki ilişki üzerinden kimlik, ırk, toplumsal cinsiyet ve sınıf gibi kavramları tartışmaya açıyor.
Birçok başka disiplinin yanı sıra sinema alanında da dekolonizasyon çağrıları giderek yaygınlaşıyor. Peki sinemanın dekolonizasyonu ne demek?
Yort Kitap tarafından Türkçeye kazandırılan ‘Mizansen/Dekupaj/Montaj’ın yazarlarından Frank Kessler, kitapla ilgili sorularımızı yanıtladı
Lumière Kardeşler, Paris’te ilk sinematograf gösterimini bundan tam 125 yıl önce, 28 Aralık 1895’te gerçekleştirdiler.
Derek Cianfrance’ın Ryan Gosling’i bir kez daha başrole taşıyan filmi Babadan Oğula sosyal kodların içselleştirilmiş baskısıyla ilgileniyor.
Araştırmacıların yakın zamandaki bulguları, sinemanın erken dönemlerinde filmlerin renklendirmesiyle uğraşan atölyelerin işleyişine ve kadınların bu alandaki rolüne dair muazzam bilgiler içeriyor.
Sinemanın Kadın Öncüleri serisinde dünyanın dört bir yanındaki öncü kadın sinemacıların kısa biyografilerini bir araya getiriyoruz.
Sessiz sinema döneminin en önemli yönetmenlerinden Lois Weber’in 1916 tarihli klasiği Ayakkabılar (Shoes), kadınların geçtiğimiz yüzyılın ilk yıllarında verdiği mücadeleye ışık tutuyor.
Vue Prise d’un Plate-forme Mobile Lumière filmografisindeki yaratıcı diyagonal kullanımının en harika örneklerinden biri.
Bir An köşemizde, bizde iz bırakmış filmlerden akılda kalıcı bir ânın duygusal dökümünü çıkarmaya çalışıyoruz.
Bir An köşemizde, bizde iz bırakmış filmlerden akılda kalıcı bir ânın duygusal dökümünü çıkarmaya çalışıyoruz.
1977 yapımı Sfenks’in Bilmeceleri, feminist bir sinema dili arayan deneysel bir film. Geçtiğimiz günlerde kaybettiğimi sinema kuramcısı Peter Wollen Laura Mulvey ile birlikte filmin iki yönetmeninden biri.
2 Kasım’da aramızdan ayrılan ‘kamerasız sinemacı’ Gustav Deutsch, farklı alanlarda ufuk açısı eserler ortaya koyan benzersiz bir sanatçıydı.
Büyük Diktatör’de (1940) Chaplin iki rolü birden canlandırır: Tomanya ülkesinin despot lideri Adeniod Hynkel ve Yahudi bir berber.
‘Bir Yönetmen Beş Madde’ köşemizin konuğu Roberto Rossellini.