Bu yıl 1-10 Mart tarihleri arasında gerçekleşen Selanik Belgesel Film Festivali’nin odak noktaları arasında insanın diğer türlerle ve çevresiyle ilişkisi öne çıkıyordu.
Agnès Varda’nın yirmi yedi yaşında tamamladığı siyah-beyaz Paralel Yaşamlar birbiriyle doğrudan bağı olmayan iki öykü çizgisi üzerinden ilerliyor.
Fansız Yeni Dalgası’nın en kendine has örneklerinden ‘Beşten Yediye Cléo’; şehrin ritmine, zamanına ve şimdisine dair pek çok şey söylüyor.
‘Woman at War’, çevreci aktivist Halla’nın hikâyesine odaklanırken teatral estetiği ve kendine has mizahıyla öne çıkan bir politik gerilim.
Agnès Varda, genç sı̇nemacılar ı̇çı̇n her daı̇m ı̇lham kaynağı olan hep genç bı̇r yönetmen.
Yirmişer dakikalık altı bölümden oluşan İngiliz komedisinin hercai ve serseri başkarakteri Fleabag’i sevmemek mümkün mü?
Kundura Sinema Mart ayı programında yine farklı ülke ve dönemlerden pek çok filmi izleyiciyle buluşturuyor.
Dünyanın adaletsı̇zlı̇ğı̇ ve kötülüğüne bakarken toplumsal olandan ayağını kesmeyen, soluk renklerle boyanmış bı̇r masal.
Nurı̇ Bı̇lge Ceylan’ın Cannes’da yarışan son filmi, yönetmenı̇n ı̇lk fı̇lmlerı̇nden ı̇tı̇baren taşrada ne aradığını, taşrayı neden çıkışsız bı̇r mekân olarak resmettı̇ğı̇nı̇ bı̇raz daha görünür kılıyor.
Yapımından yıllar sonra bulunan ve Berlinale’nin Forum bölümünde gösterilen Fas filmi ‘De Quelques Événements sans Signification’, Yeni Dalga ile Üçüncü Sinema arasında gidip gelen sıradışı bir örnek.
Altyazı yazarlarının En İyi Film Oscar’ına aday olan sekiz yapımla ilgili değerlendirmeleri.
Berlinale’nin Panorama ve Forum gibi bölümlerindeki belgeselleri takip etmenin heyecanı, bu yıl yarışma heyecanından çok daha fazlasını sunuyordu seyircilere.
Kendisi de resim kökenli bir sinemacı olan Julian Schnabel, bu kez Van Gogh’u ve resimlerini anlamaya, anlatmaya çalışıyor.
Yorgos Lanthimos’un İngiliz sarayını çarpık bir yere dönüştürdüğü ‘Sarayın Gözdesi’, üç kadının iktidar mücadelesine dair bir fars.
Son filmi Dogman’de Matteo Garrone, İtalyan Yeni Gerçekçiliği’nin mirasını western türüyle ve Yeni Fransız Aşırılığı akımıyla harmanlayarak günümüze taşıyor.
Kurgucu Çiçek Kahraman’dan, unutulmaz plan sekanslara sahip on film.
‘Anons’, darbenin merkezindekilere değil de kıyısında köşesinde kalan karakterlere dair bir hikâye anlatıyor.
Sırf Amerika’nın değil, kişisel yolculuğunun dört mevsiminin de kaydını tutan, avangard sinemanın öncü ismi Jonas Mekas’ın sanatına hızlı bir bakış.