Wes Anderson’ın çocuk ruhlu yetişkinlerle ve yetişkin ruhlu çocuklarla dolu öykülerine, titizlik ile dağınıklığın, kontrol ile özgürlüğün buluştuğu sinemasal evrenine dair bir hafıza tazelemesi…
Yönetmen Pelin Esmer’in senaryosunu Barış Bıçakçı’yla birlikte kaleme aldığı İşe Yarar Bir Şey kelimelerin kudretini sorgulayan, şiirle hemhal bir film.
Ladj Ly imzalı Sefiller Paris’in banliyölerinde farklı etnik gruplar ile polis arasında yaşanan gerilime odaklanıyor. Sokağın nabzını tutan kamerasını politik bir araca dönüştüren yönetmen, her türlü otoriteye direnen güçlü çocuk karakterler üzerinden günümüz toplumsal hareketlerinin izini sürüyor.
Uncut Gems, Safdie Kardeşler sinemasının tüm unsurlarının uyumlu bir sentezini yapan bir ustalık eseri. Başroldeki Adam Sandler’ın tüm filmi taşıyan enerjik performansı ise filme ruhunu veriyor.
Patty Dann’in 1986 yılında yazdığı romandan June Roberts’ın senaryolaştırdığı Denizkızları’nın başrollerinde Cher, Winona Ryder ve Christina Ricci var.
Hal Ashby’nin 1970’li yıllarda imza atacağı bir dizi başyapıtın ilki olan Harold ve Maude Batı dünyasındaki statükonun temellerinin sarsıldığı dönemin ruhunu taşıyan bir film.
Geçtiğimiz yıl Arakçılar’la Altın Palmiye kazanan Japon usta Hirokazu Koreeda’nın yeni filmi, yıllar sonra bir araya gelen ünlü bir oyuncu ile senarist kızının öyküsünü anlatıyor.
Son Jedi (2017) ile Star Wars evrenine getirdiği farklı bakış açısıyla tartışma yaratan Rian Johnson, bir ‘katil kim?’ anlatısı olan Bıçaklar Çekildi‘de sınıfsal bir alegori inşa ediyor.
Abbas Kiarostami’nin Arkadaşımın Evi Nerede? filminin açılış sahnesi ilkokul sınıfının uğultusuyla başlar: Anlaşılmaz, tedirgin edici, kaotik ve birazdan, “dan!” diye kesilecek cinsten. Murat Özyaşar yazdı.
Ana Lily Amirpour’un ilk uzun metrajı Gece Yarısı Sokakta Tek Başına Bir Kız adının da açıkça belirttiği gibi geceleri sokakları arşınlayan bir kızın hikâyesi.
Sideways, bir yandan üzümün bağdaki bakımından sofradaki kadehe konulduğu âna, şarap ile insanlık arasında dolaysız bir bağ kurarken, diğer yandan da karakterlerimizin kendini yeniden tanıma/tanımlama süreçlerini gözler önüne serer.
Ayin, bize korku sineması geleneğinden alışık olduğumuz bazı sorular sorduruyor: Biz deliren bir ailenin halüsinasyonlarını mı izliyoruz yoksa bu gerçekten doğaüstü bir şeytan hikâyesi mi?
80’lerin sonundan bu yana göçmen azınlıkların hikâyelerini anlatan Portekizli yönetmen Pedro Costa bıkmadan aynı insanları izleyerek, onların başka başka yüzlerini görerek öznesini cankulağıyla dinleyen paylaşımcı bir sinema inşa ediyor.
Öyküsünü mutluluk veren gizemli bir çiçek etrafında kuran Küçük Joe’da Jessica Hausner psikolojik gerilim ve bilimkurgu gibi türleri içe içe geçiriyor.
This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.