Jean-Paul Belmondo 6 Eylül tarihinde, 88 yaşında hayatını kaybetti. Kuşkusuz en çok Serseri Âşıklar’ın Michel’i olarak hafızalara kazınmıştı ama uzun kariyeri boyunca pek çok farklı yönetmenle çalıştı, suç filmlerinden hafif komedilere çok farklı türlerde yeteneklerini sergiledi.
Venedik Film Festivali’nde yavaş yavaş sona yaklaşılırken Last Night in Soho, Competencia Oficial, Sundown, Mona Lisa and the Blood Moon izleyiciyle buluştu.
Venedik Film Festivali, Dune, Spencer ve Il Buco gösterimleriyle devam etti.
Pixar’ın yeni animasyonu Luka, farklılıklarına rağmen birbirini olduğu gibi kabul etmeyi öğrenen iki çocuğa odaklanan bir ergenliğe giriş öyküsü, neşe dolu bir yaz macerası.
Venedik Film Festivali’nde yarışma tüm hızıyla devam ediyor. Son olarak Paul Schrader’ın The Card Counter, Paolo Sorrentino’nun È Stata la Mano di Dio ve Maggie Gyllenhaal’un The Lost Daughter filmleri ilk gösterimlerini yaptı.
78. Venedik Film Festivali Pedro Almodóvar’ın Madres Paralelas’ı ve Jane Campion’ın The Power of the Dog’uyla başladı.
Fatih Akın, Yaşamın Kıyısında’da Almanya ve Türkiye arasında gidip gelen, iki toplumun bireyleri arasındaki kültürel alışverişleri yansıtan bir hikâye anlatıyor. Umut Barış Dönmez yazdı.
Günün birinde birisi “her şey hakkında” bir dizi yazdı ve herkes bu dizinin çuvaldızından nasibini aldı. Mike White sunar: İçimizdeki şeytan, The White Lotus.
Güney Koreli yönetmen Bong Joon-ho’nun 2013 yapımı filmi Snowpiercer’da, iklim krizi yeryüzünü buzlar altında bırakırken tüm yaşam tek bir trene hapsoluyor. Stefo Benlisoy yazdı.
M. Night Shyamalan’ın yeni filmi Zamanda Tutsak basit bir “kapana kısılma” öyküsünü zamansal senkron kayması fikriyle birleştiriyor.
Yeşilçam’ın unutulmaz klasiklerinin olmazsa olmaz isimlerinden Ayşen Gruda’nın canlandırdığı karakterler bize ne söylüyor?
Yeni Fransız Aşırılığı’nın provokatif temsilcisi Gaspar Noé Climax’te farklı türleri, müziği, dansı ve renkleri saykodelik anlatımıyla bir araya getiriyor.
Thomas Vinterberg’in kariyerinde yeni bir dönemin başlangıcına işaret eden Körkütük’ün, “ayakları biraz yerden kesik” bir film olarak yıllarca hatırlanacağını öngörmek zor değil.
Ryan Coogler’ın 2013 yapımı ilk uzun metrajı Son Durak, hayatını yeniden kurmaya çalışan eski mahkûm Oscar Grant’in tek bir gününe odaklanıyor.
David Lowery, üçüncü uzun metrajı Yeşil Şövalye’de onur, haysiyet, bağlılık ve dürüstlük gibi erdemleri oyunbaz bir şekilde dönüştürüyor.
Asghar Farhadi filmlerinin alamet-i farikası olan bakış açısı çeşitliliği üzerinden şekillenen Satıcı, kadın perspektifine yer verme bakımından soru işaretleri barındırıyor.
Aki Kaurismäki’nin Umut Limanı filmi bir dayanışma ilişkisine odaklanıyor. Film, Türkçe adının da işaret ettiği biçimde bir umut mekânının hikâyesini anlatıyor.
Miss Holokost Survivor, soykırımdan sağ kurtulan Yahudi kadınlar için düzenlenen bir “güzellik yarışması”na odaklanıyor. Eytan İpeker’in belgeseli bu sarsıcı etkinliğe bakarken acıların metalaştırılmasını sessizce yargılayan bir üslup geliştirmeyi başarıyor.
