Eleştiriler
Ayrı Dünyalar Fransa’nın kuzeyinde, zorlu koşullarda, güvencesiz çalışan temizlik işçilerinin hayatlarına ışık tutuyor.
Park Chan-wook’un Hizmetçi’si bir ahtapotun kolları misali dört bir yana dallanıp budaklanan entrika dolu bir erotik gerilim.
Kirill Serebrennikov Yaz’da kamerasını 80’li yılların Leningrad’ına, Batı müziğinden ilham alan gençlerin dünyasına çeviriyor.
Maggie Gyllenhaal’un Karanlık Kız’ı büyük, travmatik deneyimlerden ziyade gündelik yaşamda görünmez kılınan kadınlık deneyimleriyle ilgilenen, çok katmanlı ve incelikli bir anlatı.
Tayvanlı usta Hou Hsiao-hsien, 1956 tarihli bir kısa filmden esinlenerek çektiği Kırmızı Balon’un Yolculuğu’nda Paris’i mesken tutarken gösterişsiz ama incelikli tarzının da doruğuna çıkıyor.
Ricky Gervais’in yas sürecinde etrafındaki herkese kin kusan Tony’yi canlandırdığı After Life’ın üçüncü sezonu şaşırtmayan ancak çok dokunaklı bir sona bağlanıyor.
Anime ustası Mamoru Hosoda son filmi Belle’de aşk, önyargı, şefkat gibi temalar etrafında dolaşan ‘Güzel ve Çirkin’ masalını sanal dünya ile gerçek dünya arasında gidip gelen bir büyüme öyküsüne uyarlıyor.
Michael Haneke Ölümcül Oyunlar’da izleyicisini karakterlerin, zaman ve mekânın, neden-sonuç ilişkisinin önemsiz olduğu bir oyuna davet eder. Aileyi aile yapan değerlerin bir bir yıkıldığı bu anlatıda önemli olan tek şey oyunun kendisidir.
Çığlık serisinin beşinci filminde yönetim, Şeytanın Günü ve Saklambaç ile tanıdığımız Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisine teslim.
Ben Wheatley’nin Ballard uyarlaması Gökdelen, bir yandan medeniyet dediğimizin barbarlık ve yamyamlıktan ibaret olduğunu ortaya koyarken bir yandan da melankolik bir ton taşıyan görkemli ve yaratıcı bir distopya.
Aleksandre Koberidze’nin ikinci uzun metrajı Gökyüzüne Baktığımızda Ne Görüyoruz? Gürcistan’ın üçüncü büyük şehri Kutaisi’de geçen bir peri masalına ortak ediyor izleyicisini.
Yeni filmi Licorice Pizza’da Paul Thomas Anderson arka planına 1970’li yılların Amerika’sını alan bir “büyüyememe” öyküsü anlatıyor.
Spike Jonze imzalı Aşk, çok uzak olmayan bir gelecekte, yalnız ve melankolik Theodore’la bir yapay zekâ ürünü arasındaki ilişkiyi anlatıyor.
Peter Bogdanovich, gençlik yıllarında çektiği ve Yeni Hollywood Sineması’nın başyapıtları arasına giren Son Gösteri’de 68 ruhunu zamanından yaklaşık yirmi yıl öncesinde arıyor.
İranlı yönetmen Mohammad Rasoulof imzalı İnatçı Bir Adam, İran sinemasından aşina olduğumuz ahlaki ikilemler üzerine bir anlatıyı takip ediyor.
Pedro Almodóvar imzalı Julieta, anlatı yapısından kadın karakterlerine, estetik tercihlerinden ilgilendiği temalara tam bir Almodóvar filmi.
İki gökbilimcinin otoriteleri ve toplumu Dünya’ya çarpmak üzere olan bir kuyrukluyıldıza ilişkin uyarmaya çabaladığı Adam McKay imzalı Don’t Look Up, modern toplumu yerden yere vuruyor.
Aylin Kuryel ile Fırat Yücel’in belgeseli Baştan Başa’da, meta fetişizmi ile dinî fetişizmin üst üste binişine yakından bakıyoruz.